dc.contributor.advisor | Ersoy, Betül | |
dc.contributor.author | Gönülal, Deniz | |
dc.date.accessioned | 2021-05-07T09:01:38Z | |
dc.date.available | 2021-05-07T09:01:38Z | |
dc.date.submitted | 2007 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/603449 | |
dc.description.abstract | Erken puberte, puberte bulgularının kızlarda sekiz, erkeklerde ise dokuzyasından önce baslaması olarak tanımlanmaktadır. Yapılan birçok çalısmada sonyıllarda puberte baslangıç yasının erkene kaydıgı gösterilmistir. Bu çalısmadaManisa Bölgesinde erken puberte sıklıgının belirlenmesi amaçlandı.Manisa Merkez lkögretim okullarında bir, iki ve üçüncü sınıflarda okuyanyasları 6 ile11 arasında degisen 803 çocuk erken puberte sıklıgının belirlenmesiaçısından tarandı. Çocukların 359'u kız (% 44,7), 444'ü ise (%55,3) erkek idi.Tarama sırasında çocukların vücut agırlıgı ve boy ölçümleri yapıldı, Tannerpuberte evrelemesi esas alınarak puberte evreleri belirlendi. Erken pubertesaptanmıs olan çocuklar arasından rastgele belirlenen 40 çocugun ve pubertesibaslamamıs olan 40 çocugun kemik yası belirlendi; östrodiol, serbest testosteron,total testosteron, inhibin B, nsülin Benzeri Büyüme Faktörü Baglayıcı Protein-1(IGFBP-1), insülin, 17hidroksiprogesteron (17OHP) düzeyleri ölçüldü. Ayrıca kızlaraover ve uterus boyutlarının belirlenmesi için pelvik ultrasonografi (USG), erkekçocuklara testis volümlerinin belirlenmesi için skrotal USG yapıldı.Çalısmaya katılan tüm çocukların Tanner puberte gelisim evrelemesine göredegerlendirilmesinde erken puberte sıklıgı % 10 olarak belirlendi. Cinsiyete görepuberte evrelerinin degerlendirilmesinde ise kız çocuklarda erken puberte sıklıgı(%10,9) erkek çocuklardan ( %9,2) daha yüksek bulundu.Çalısan anne çocuklarında ve egitim düzeyi yüksek olan anne çocuklarındaerken pubertenin daha sık görüldügü belirlendi (p<0.05).Baba meslekleri ve egitim düzeyleri ile erken puberte arasında iliski olmadıgıbelirlendi ( p>0.05).Taramaya alınan 803 çocugun degerlendirilmesinde, kilo ve boy ortalamalarıTanner evre 2'de, evre 1'den anlamlı olarak yüksekti (p<0.05). Vücut AgırlıgıStandart Deviasyon Skoru (VA SDS), Vücut kitle indeksi (BMI), BMI SDS ve BoySDS açısından iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).Çalısmaya alınan erken puberte ve kontrol grubunun antropometriközelliklerinin karsılastırılmasında boy ve boy SDS degerleri erken puberte grubundaanlamlı yüksek bulundu (p<0.05). Kilo, VA SDS, BMI ve BMI SDS degerlerinde her ikigrup arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05).Erken puberte grubunda yas ortalaması 8.52±0.84, kontrol grubunda ise8.53±0.87 idi. Kemik yaslarının karsılastırılmasında erken puberte ve kontrol grubuarasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).Kız çocuklarda erken puberte grubunda estradiol düzeyi kontrol grubundanyüksekti ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı degildi. nhibin B ve 17OHPdüzeylerinde iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05).Erkek çocuklarda total testosteron, serbest testosteron, 17OH progesterondüzeylerinde erken puberte ve kontrol grubunda fark bulunmazken, inhibin B erkenpuberte grubunda anlamlı yüksek saptandı.Erken puberte grubunda inhibin B ile total testosteron olumsuz yönde zayıfiliskili saptandı ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (r=-0,189, p=0,426).Kontrol grubunda ise inhibin B ile total testosteron olumsuz yönde ancak istatistikselolarak anlamsız iliskili saptandı (r= -0,097, p=0.69).Hem kız hem de erkek çocuklarda insülin düzeyleri erken puberte grubundakontrol grubundan daha yüksekti ancak bu yükseklik istatistiksel olarak anlamlıdegildi. IGFBP-1 düzeyleri kız çocuklarda erken puberte grubunda kontrol grubundandaha düsüktü fakat istatistiksel olarak anlamlı degildi (p>0.05).Erkek çocuklarda daIGFBP-1 düzeyi erken puberte ve kontrol grubunda farklı degildi (p>0.05).Obez olan grupta insülin düzeyleri obez olmayan gruptan daha yüksek,IGFBP-1 düzeyleri ise daha düsüktü ancak bu degerlerdeki fark istatistiksel olarakanlamlı bulunmadı (p>0,05).Erkek çocuklarda hem erken puberte grubunda hem de kontrol grubundanhibin B ile testis volümü arasında orta derecede pozitif korelasyon bulundu( sırsı iler=0,435, p=0.05 ve r=0.044, p=0.86 ).Erkek çocuklarda erken puberte grubunda testosteron ve testis volumüarasında negatif korelasyon mevcuttu ancak anlamlı bulunmadı (r=-0,292, p=0.21).Kontrol grubunda ise testosteron ile testis volümü arasında zayıf derecede pozitifkorelasyon saptandı ancak bu da anlamlı bulunmadı (r=0,137, p=0.58 ).Kız çocuklarda pelvik ultrasonografisinde over boyutları erken pubertegrubunda kontrol grubundan daha yüksekti ancak istatistiksel olarak anlamlıbulunmadı (p=0,41 ve 0.82). Uterus boyutu degerleri erken puberte ve kontrolgrubunda farklı bulunmadı (p=0,88). Fundoservikal oran kontrol grubunda erkenpuberte grubundan daha düsüktü ancak bu düsüklük istatistiksel olarak anlamlıdegildi ( p=0,21).Erkek çocukların skrotal ultrasonografik incelemelerinde sag ve sol testisvolümlerinin ortalama degerleri erken puberte grubunda kontrol grubuna göre anlamlıolarak yüksekti (p<0,05).Kızlarda Pelvik ultrasonografisi sonucunda toplam 40 çocugun %90'da follikülkisti saptandı. Erken puberte ve kontrol grubunda follikül kisti sıklıgı açısındananlamlı fark yoktu (p=605).Sonuç olarak kız çocuklarda erken puberte erkek çocuklardan daha sıkgörülmektedir. Anne egitimi ve meslegi erken pubertede etkili olmaktadır. Puberteninerken evrelerinde serum nhibin B düzeyi artıs göstermektedir.Anahtar Sözcükler: Erken puberte, sıklık, inhibin B | |
dc.description.abstract | Precocious puberty is described as the appearance of puberty findings beforethe age of eight in girls, and age of nine in boys. During the recent years, it has beenshown in many research that onset of puberty has shifted to earlier ages. The aim ofthis study was determination of the frequency of precocious puberty in Manisaregion.To evaluate the frequency of precocious puberty, 803 students aged between6 and 11 years in first, second and third grades of Manisa Center Primary Schoolswere screened. 359 children were girls (44,7%) while 444 children were boys(55,3%).Weights and heights of children were measured during the screening. Pubertystages were determined on the basis of Tanner puberty stages. Bone ages of 40children randomly selected among the ones with precocious puberty and 40 childrenrandomly selected among the ones without puberty were assessed as well as theirserum levels of estradiol, free testosterone, total testosterone, inhibin B, insulin likegrowth hormone binding protein-1 (IGFBP-1), insulin and 17hydoxyprogesteron(17OHP). Moreover, pelvic ultrasonography (USG) was performed in girls to establishdimensions of the ovaries and uterus and scrotal USG was performed in boys toestablish testis volumes.Evaluation of all children included in the study revealed that the frequency ofprecocious puberty was 10% according to the Tanner puberty stages. Evaluation ofprecocious puberty according to gender revealed that frequency of precociouspuberty among girls (10.9%) was higher than that of boys (9.2%).It was found that precocious puberty was more frequent among children ofworking mothers and mothers with higher educational levels. (p<0.05).There was no relationship between precocious puberty and paternaloccupation or education ( p>0.05).Evaluation of 803 children included in the study revealed that, mean weightand height were significantly higher in Tanner stage 2 when compared to those instage 1 (p<0.05). No difference was detected between the two groups in terms ofbody weight standard deviation score (BW SDS), body mass index (BMI), BMI SDSand height SDS (p>0.05).Comparison of the anthropometric properties of the precocious puberty andcontrol groups included in the study revealed that height and height SDS weresignificantly higher in the precocious puberty group (p<0.05). Weight, BW SDS, BMIand BMI SDS was not significantly different between the two groups (p>0.05).Mean age of the precocious puberty group was 8.52±0.84, while that of thecontrol group was 8.53±0.87. Comparison of the bone ages in precocious pubertyand control groups failed to demonstrate a significant difference (p>0.05).Estradiol levels of girls in the precocious puberty group were higher than thosein the control group but this difference was not statistically significant. Inhibin B and17OHP levels were not significantly different between the two groups (p>0.05).Total testosterone, free testosterone and 17OHP levels of the boys in theprecocious puberty and control groups were not different but inhibin B was found tobe significantly higher in precocious puberty group.A weak negative correlation was detected between inhibin B and totaltestosterone levels in precocious puberty levels but was not found to be statisticallysignificant (r=-0,189, p=0,426). Inhibin B and total testosterone was found to benegatively correlated in the control group but was not statistically significant (r= -0,097, p=0.69).Insulin levels of both girls and boys in the precocious puberty group werehigher than those of the control group but this difference was not statisticallysignificant. IGFBP-1 levels of girls in the precocious puberty group was lower thanthose of the control group but the difference was not statistically different (p>0.05). Inboys, IGFBP-1 levels were not different between the precocious puberty and controlgroups (p>0.05).Insulin levels were higher and IGFBP-1 levels were lower in the obese groupwhen compared to the non-obese group however the difference in these parameterswas not statistically significant (p>0,05).In both precocious puberty and control groups, inhibin B levels showedmoderately positive correlation with testis volumes in boys ( r=0,435, p=0.05 andr=0.044, p=0.86 respectively).In precocious puberty group, negative correlation existed betweentestosterone levels and testis volume in boys but was not found to be statisticallysignificant (r=-0,292, p=0.21). On the other hand, in the control group, a weaklypositive correlation was detected between testosterone levels and testis volume inboys but this was not significant either (r=0,137, p=0.58 ).Ovary dimensions in pelvic USG was higher in girls in the precocious pubertygroup than those in the control group but was not found to be statistically significant(p=0,41 ve 0.82). Uterus dimensions were not different between precocious pubertyand control groups (p=0,88). Fundocervical ratio in the control group was lower thanthat in the precocious puberty group but this was not found to be statisticallysignificant ( p=0,21).Right and left testis mean volumes of the boys in the precocious puberty groupwas significantly higher than the control group in scrotal ultrasonographic evaluation(p<0,05).Follicule cyst was detected in 90% of the 40 girls in the pelvic USG.Precocious puberty and control groups were not significantly different in terms of thefrequency of follicule cyst (p>0.05).In conclusion, precocious puberty is more frequently seen in girls whencompared to boys. Maternal education and occupation influence precocious puberty.Serum levels of inhibin B increase during early stages of puberty.Key Words: Precocious puberty, frequency, inhibin B | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları | tr_TR |
dc.subject | Child Health and Diseases | en_US |
dc.title | Manisa Bölgesinde Erken Puberte Sıklığının Belirlenmesi | |
dc.title.alternative | Determination of The Frequency of Precocious Puberty in Manisa Region | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 9010846 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | CELÂL BAYAR ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 203679 | |
dc.description.pages | 74 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |