Show simple item record

dc.contributor.advisorYercan, Hüseyin Serhat
dc.contributor.authorDoğan, Yetkin
dc.date.accessioned2021-05-07T09:00:36Z
dc.date.available2021-05-07T09:00:36Z
dc.date.submitted2012
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/602696
dc.description.abstractTalus osteokondral lezyonlu hastalar sıklıkla genç ve aktiftirler.Uygun tanıyı hızlı bir şekilde koyup gerekli tedaviyi hızla başlatmak gereklidir. Şu an elimizde multipl tedavi modaliteleri mevcuttur ve farklı klinik durumlar için en iyi tedavi seçeneği maalesef açık değildir. Yakın zamanda makaleler gözden geçirilmiş ve biyomateryaller ve kök hücre araştırmaları da ayrıca not edilmiştir.Talusun osteokondral lezyonları erken teşhis ve tedavi edilmediği takdirde ayak bileği artritiyle sonuçlanabilir.Bu araştırma Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji kliniğinde Talus'ta osteokondral lezyon nedeniyle opere olmuş lezyon iyileşmesini uyarıcı artroskopik drilleme yöntemi uygulanan 37 hasta değerlendirilerek yapılmıştır.Hastaların 29'u erkek, 8'i kadındı(n=37).Ortalama yaş 36,51 (16 - 63) idi.Ortalama takip süresi 43,30 ay (12 - 120) idi. İlk yaralanmadan ameliyat olunan güne kadar geçen ortalama süre 35,22 ay (2- 276) ; şikayetlerin başlangıcından ameliyat olunan güne kadar geçen ortalama süre 13,43 ay (1- 120) ; ameliyat öncesi konservatif tedavi denenen hastalarda uygulanan konservatif tedavi ortalama süresi 2,19 ay (1- 4) idi.23 hastada (%62,2) sağ, 14 (%37,8) hastada sol ayak bileği lezyonu vardı.9 hastada anterolateral (%24,3), 12 hastada anteromedial (%32,4), 12 hastada posteromedial (%32,4), 4 hastada talar kubbe (%10,8) bölgele talar lezyonu vardı.Hastaların 27'sinde major bir travma öyküsü vardı (%73). Lateralde konumlanmış 9 lezyonun hepsinde travma öyküsü mevcuttu(%100). Hastaların lateral talar lezyonu olanlarının 9' u da erkekti, bunu erkeklerin daha fazla travmaya maruz kalışıyla ilişkilendirdik ancak yaptığımız istatistiksel çalışmada erkeklerde lateral lezyon görülmesi istatistiksel olarak ilişkisiz çıktı (p=0,156).Ayrıca lateral lezyon konumuyla, öyküde majör travma maruziyeti varlığı istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,039). Ancak ameliyat sonrası takiplerinde ayak bileği artrozu gelişen 8 hasta değerlendirildiğinde bunların istatistiksel olarak majör travmayla ilişkisi anlamsız bulundu (p=1,000).Hastaların yalnızca 5 tanesinde (%13,5) bir ek hastalık mevcuttu.Ancak bunların 3'ünde ameliyat sonrası dönem takiplerinde artroz gelişmesi ilginç bir sonuç olarak göze çarptı. İstatistiksel incelemede anlamlı sonuç çıkmadı (p=0,057), ancak bu sınırda bir değerdi ve örneklem büyüklüğü biraz daha fazla olsa anlamlı bir sonuç beklenebilirdi.Hastaların vücut kitle indeksleri hesaplandı. Artroz gelişen 8 hastanın ortalama değeri 28,319 (en düşük 25,04; 35,95) idi. Diğer 29 hastanın ise ortalama değeri 26,3953 (en düşük 20,20; 33,26) idi. Artroz gelişimi ile vücut kitle indeksinin büyüklüğü arasında da anlamlı istatistiksel ilişki çıkmadı, bu değer sınırda bir değerdi (p= 0,055). Biz örneklem büyüklüğü biraz daha fazla olsa anlamlı sonuç çıkabileceğini düşündük.Yaptığımız çalışmaya dahil ettiğimiz 37 hastanın 4 tanesi hariç tümünde klinik skorlama sistemlerinde (AOFAS, Freiburg) ve göreceli skorlama sistemi olan VAS skorunda iyileşme yani skorda artış saptadık. Buna paralel olarak radyolojik evreleme sisteminde de yine iyileşme yani evrede düşme saptadık. İstatistiksel olarak da ameliyat öncesi ve sonrası döneme ait bu parametrelerde iyileşme ile istatistiksel olarak net bir ilişki saptadık (p=0,0000). Bu bizim için yapılan girişimin hasta memnuniyeti açısından olumluluğunu yansıtmaktadır. Ancak 8 hastada ameliyat sonrası takip dönemlerinde herhangi bir zamanda ve sıklıkla ileriki yıllarda yani geç dönemde ayak bileği artrozu gelişti. Bunların klinik ve göreceli skorlama sistemleriyle ve radyolojik evrelemeyle ameliyat sonrası dönem ile değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar çıktı; yani artroz gelişen hastaların genellikle klinik ve göreceli skorları düştü, radyolojik evreleri arttı.Ayak bileğinde artroz gelişen 8 hastanın tüm parametrelerini istatistiksel olarak karşılaştırdığımıza hiçbirinde neden-sonuç ilişkisi yaratabilecek anlamlı bir sonuç bulamasak da; sınırda değer olarak gelen vücut kitle indeksinin yüksekliği, kadın cinsiyet ve ek hastalık varlığı bizi uyarmaktadır. Ve artroz gelişen 8 hastanın 4 tanesinde posteromedial talar lezyon varlığının olması her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı çıkmasa da lezyona artroskopik olarak ulaşma ve yaklaşım zorluğunu akla getirmektedir.
dc.description.abstractPatients with osteochondral lesions are more often young and active. Appropriate diagnosis and treatment should be started as soon as possible. There are multiple treatment modalities, but proper treatment method for different clinical situations is not clear. Recent medical articles were analized; biomaterials and stem cell researches were noted down.Ankle arthritis may occur after late diagnosis and treatment of osteochondral lesions.This study was perfomed at Celal Bayar University, Faculty of Medicine, Orthopedics and Traumatology Clinic. The population consists of 37 patients with osteochondral lesions at talus which were operated with arthroscopic drillng.In our study group, there were 29 male and 8 female patients (n=37), and the mean age was 36,51 (16 - 63). The mean follow-up time was 43,30 months (12 - 120). The mean length of the period from the first injury till operation, from first symptoms till operation was 35,22 (2 - 276) and 13,43 months respectively. The mean length of the conservative treatment was 2,19 months (1 - 4).23 patients (62,2 %) had right and 14 patients (37,8 % ) left ankle lesions.There were 12 (32,4%) lesions on the anteriomedial aspect of the talus, the 9 (24,3%) anterolaterally, 4 (10,8%) talar dome and 12 (32,4%) posteomedial.Out of 37 patients 27 had major trauma (73%). All of the laterally localised 9 lesions had a history of trauma. 9 of them were male. But the relation between major trauma and lateral lesions in male patients was statistically insignificant. (p=0,156)İn fact, the relation between lateral lesions and history of major trauma was statistically significant (p=0039). But post-operative ankle arthritis in 8 patients and major trauma had no significant relation (p=1,000).Only 5 patient (13,5) has additional disease. İnterestingly only 3 of them got arthritis at post-operative follow up (p=0,057). It could be significant, if there were high number of population.Body mass index (BMİ) of the patient were calculated as well. 8 Patients with arthritis had a mean value of 28,319 (25,04 - 35,95). The other 29 patients had a mean value of 26,3953 (20,20 - 33,26). There were no significant relationship between arthritis and BMİ (p=0,055).There was an improvement of AOFAS and VAS scores in 33 patients. And the radiologic grade scaled down. These post-operative improvements were also statistically significant.(p=0.0000), which is directly related to patients satisfaction with treatment. 8 patients got ankle arthritis at post-operative follow up, and their scores got lower values and radiological grades were higher.After investigation of 8 patients with arthritis, we couldn?t find out statistically significant causes. But BMİ, gender, and additional diseases are possible casualties.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectOrtopedi ve Travmatolojitr_TR
dc.subjectOrthopedics and Traumatologyen_US
dc.titleTalusun osteokondral lezyonlarında artroskopik drilleme sonuçlarımız
dc.title.alternativeArthroscopic drilling results of talus osteochondral lesions
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmCartilage
dc.subject.ytmTalus
dc.subject.ytmOsteochondroma
dc.subject.ytmOsteochondritis
dc.subject.ytmArthroscopy
dc.subject.ytmCartilage diseases
dc.identifier.yokid433815
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityCELÂL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid310216
dc.description.pages79
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess