Farklı sürelerdeki üriner obstrüksiyon varlığında vücut dışı şok dalgalarının böbrekte oluşturduğu değişikliklerin histopatolojik olarak ve HSP-70 ekspresyonu kullanılarak değerlendirilmesi

Abstract

VII. ÖZETAMAÇ: Tavş modelinde, değ ik sürelerde obstrüksiyon ğıan iş varlında,ESWL'nin böbrek parankiminde neden olduğ histopatolojik değ iklikler ileu işbirlikte HSP-70 ekspresyonunun incelenmesi hedeflendi.GEREÇ VE YÖNTEM: 25 adet Yeni Zelanda tavş nda 4 ve 7 günlükanıturuldu. 3 tavş ş grubunu oluşobtrüksiyon modeli oluş an am turmak içinkullanı . Sham grubundaki tavşldı anlara laparotomi yapı , üreterler disekeldıedildi. Üreterler bağlanmadan kapatı . 24 saat sonra doku örneğ alı . Grup-ldı i ndı1'e hidronefrozun 3. günü, Grup-2'ye hidronefrozun 6. günü 1500 ş 14 kVokgüçte ESWL uygulandıESWL'den 24 saat sonra doku örnekleri histopatolojik.olarak incelendi. Grup 1-kontrol grubu için beş anda 4 günlük hidronefroz,tavşGrup 2- kontrol grubu için beştavşanda 7 günlük hidronefroz oluşturuldu.Obstrüksiyonun 3. günü ve 6. günü ESWL uygulanan grupları sonuçlarıkontrolnı rı . ıve sham grubu ile karş tıldı Iş mikroskopu ile proksimal tübülüsler,laş kperitübüler alanda fibrozis, mononükleer hücre infiltrasyonu ve glomerüllerincelendi. Yaptıı z çalığ şmı mada ESWL sonrasıböbrekte iskemik hasara cevapolarak oluş HSP-70 ekspresyonu da araşrı .an tıldıBULGULAR: Sham grubuyla karş tıldındaı rı ğ ılaş (Kontrol-1-2) ve (Grup-1-2)'de böbrek boyutları anlamlında artma olduğ tespit edildi (p<0.0001). Kontroluşgrupları çalı gruplarıile ma arası fibrozis, konjesyon ve mononükleer hücrenda(MNH) infiltrasyonu açından bir fark saptanmadı(Fibrozis; Grup-1 p=0.38,sıGrup-2 p=0.29), (Konjesyon; Grup-1 p=0.19, Grup-2 p=0.19), (Mononükleerhücre infiltrasyonu; Grup-1 p= 0.61, Grup-2 p=0.13). Sham grubunda ise fibrozis,ıkonjesyon ve mononükleer hücre infiltrasyonu hiç görülmedi. Iş mikroskopundak.glomerüllerde herhangi bir histopatolojik değ iklik saptanmadıGrup-1'de Grupiş1-kontrol 'e göre kortikal kollektör tübülüslerde anlamlıölçüde HSP-70 pozitifliğitespit edildi (p=0.006). Grup-2 ile Grup 2-kontrol arası istatistiksel olarakndaanlamlı fark yoktu (p=0.62). Proksimal tübülüs hücrelerinde hiçbir gruptabirHSP-70 boyanmasıolmadı Grup-1 Grup 1-kontrol'e göre medüller kollektör.tübülüslerde HSP-70 pozitifliğ anlamlıi ölçüde yüksek tespit edildi (p=0.033).Grup-2 Grup 2-kontrol 'e göre medüller kollektör tübülüslerde HSP-70 pozitifliğişanlamlıölçüde düş tespit edildi (p=0.042). Kontrol ve çalı grupları nük ma nımedüller kollektör tübülüslerdeki HSP-70 pozitifliğsham grubuna göre anlamlıiölçüde yüksek bulundu (p=0.042). Grup-1 Grup 1-kontrol'e göre (p=0.57) veGrup-2 Grup 2-kontrol'e göre (p=0.7) glomerüllerde HSP-70 pozitifliğ açındani sıanlamlıbir fark saptanmadı Gruplarda değ ik derecede HSP-70 pozitifliğ. iş igörülürken; sham grubunda glomerüler HSP-70 boyanmasıgörülmedi (p=0.001).SONUÇ: Literatürde hidronefroz varlıı ESWL'nin zararlığnda etkilerini araşrantış bulunmamaktadı Yaptımı çalığzı ş ğıbir çalıma r. mada, hidronefroz varlındauygulanan ESWL'nin proksimal tübülüsde, glomerülde, kortikal ve medüllerkollektör tübülüsde hasar oluşturduğ tespit edildi. Obstrüksiyon süresiuğı artı ğıuzadında uygulanan ESWL'nin proksimal tübülüsteki hasarı rdı görüldü.şAncak bu sonuçlarıdestekleyecek ek çalımalara ihtiyaç vardır.

VIII. SUMMARYAim: To evaluate the histopathological changes and expression of HSP-70 inrenal parencyhma exposed to ESWL in different periods of obstruction.Material and method: Twenty-eight rabbits (New Zelland type) were included inour study. Four and seven days obstruction models were formed in twenty-fiverabbits by laparatomy and binding the ureter during the operation. Another threerabbits constituted the sham group. Laparatomy and ureter dissection wasperformed in rabbits in the sham group. Then the operation was ended withoutbinding the ureter. After twenty-four hours, tissue samples were obtained. ESWLwith 1500 shock and 14 kV power was applied to Group-1 and Group-2 in thethird and the sixth days of hydronephrosis respectively. After twenty-four hours,tissue samples were examined histopathologically. Four and seven dayshydronephrosis were formed for Group1-control and Group 2-control in each fiverabbits respectively. The results of the groups exposed to ESWL in third and sixthdays of obstruction were compared with the the results of the control and shamgroups. Proximal tubules, peritubular fibrosis, mononuclear cell infiltration andglomerules were examined with the light microscope. In our study, we alsoexamined the positivity of HSP-70 in kidneys that forms as a response to ischemicinjury.Results: If we compare (Control-1-2) and (Group-1-2) with the sham group, theincrease in the renal size was detected in (Control-1-2) and (Group:1-2) and thatwas statistically significant (p< 0.0001). There was no difference between thecontrol and the study groups in case of fibrosis, congestion and mononuclear cellinfiltration (Fibrosis; Group-1 p=0.38, Group-2 p=0.29), (Congestion; Group-1p=0.19, Group-2 p=0.19), (Mononuclear cell infiltration; Group-1 p= 0.61,Group-2 p=0.13). There wasn?t any fibrosis, congestion or mononuclear cellinfiltration in the sham group. Light microscope did not show anyhistopathological changes in the glomerules. HSP-70 positivity was detected incortical collecting tubules in Group-1 and Group 1-control . The value of HSP-70positivity in cortical collecting tubules of Group-1 was higher than in Group-1control . The result was statistically significant (p=0.006). There was nostatistically significant difference between Group-2 and Group 2-control (p=0.62)in case of HSP-70 positivity in cortical collecting tubules. There was no HSP-70staining in any of the proximal tubule cells. The value of HSP-70 positivity inmedullary collecting tubules of Group-1 was higher than in Group 1-control thatwas statistically significant (p=0.033). The value of HSP-70 positivity inmedullary collecting tubules of Group-2 was lower than in Group 2-control thatwas statistically significant (p=0.042). HSP-70 positivity in medullary collectingtubules of the control and study groups was higher than the sham group and thatwas statistically significant (p=0.042). There was no statistically significantdifference between Group 1 compared to Group 1-control and Group-2 comparedto Group 2-control (p=0.57 and p=0.7, respectively) in case of HSP-70 positivityin the glomerules. Although there was different degrees of HSP-70 positivity ingroups, there was no glomerular staining of HSP-70 in sham group (p=0.001).Conclusion: There is no study about the harmful effects of ESWL in thepresence of hydronephrosis in the literature. In our study, we determined theharmful effects of ESWL in the presence of hydronephrosis in the proximaltubules, glomerules and cortical and medullary tubules. It was seem that if periodof obstruction increased, the harmful effects of ESWL on proximal tubulesincreased as well. To support these results, more studies are required in the future.