dc.description.abstract | Amaç: Mesane karsinomları tüm malign tümörler arasında %3-7 oranında görülmektedir ve üriner sistemde en sık izlenen tümörlerdir. Mesane ürotelyal karsinomlarında kas invazyonu yapma olasılığı yüksek tümörlerin önceden saptanması hastaya uygulanacak tedavi yaklaşımında, takip sürelerinin belirlenmesinde ve hasta yaşam sürelerinin tahmininde büyük önem taşımaktadır. Mesane ürotelyal karsinomlarının tedavi planında grade (tümör derecesi), önemli bir gösterge olmasına rağmen tümör progresyon olasılığı ve prognozu saptamada kesin bir prognostik gösterge bugün için yoktur. Çalışmamızda, mesane tümörlerinde laminin-5, matriks metalloproteinaz 9, E-kaderin, ß katenin, VEGF immünreaktivitesinin tümörde invazyona progresyon ile ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Çalışmamızda Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2000-2008 yılları arasında ürotelyal karsinom tanısı alan 86 ürotelyal karsinom olgusu ve 15 otopsiye ait normal histomorfolojiye sahip mesane doku örneği kullanıldı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, nüks varlığı ve nüks sayısı patoloji rapor kayıtlarından retrospektif olarak elde edildi. Olgulara ait arşivden çıkarılan HE boyalı preparatlar tekrar incelenerek tümörde invazyon olup olmadığı, varsa invazyon derinliği, lenfatik vasküler invazyon, komşu mukoza değişikliği değerlendirildi. Tüm olgular Dünya Sağlık Örgütü'nün 1973, 1998 ve 1999 yıllarında yaptığı derecelendirme sistemlerine göre tekrar derecelendirildi. Olgulara ait parafin bloklardan yapılan kesitlere immünohistokimyasal olarak beta katenin, E- kaderin, laminin-5, MMP-9, VEGF uygulandı. Boyanma bulguları yaygınlık ve yoğunluğa göre skorlanarak değerlendirildi.Bulgular: Tümör derecesi arttıkça invazyon ve lenfatik vasküler invazyonun arttığı ve invaziv tümörlerde lenfatik vasküler invazyon olasılığının daha fazla olduğu görüldü.İnvazyon gösteren tümörlerde beta katenin ekspresyon kaybı ve invazyon derinliği arttıkça ekspresyon kaybının arttığı görüldü.Yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde beta katenin ekspresyon kaybı mevcuttu.İnvazyon gösteren tümörlerde beta katenin ile benzer şekilde E-kaderin ekspresyon kaybı ve invazyon derinliği arttıkça ekspresyon kaybının arttığı görüldü.Yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde E-kaderin ekspresyon kaybı mevcuttu.İnvazyon, invazyon derinliği ve tümör derecesi ile laminin boyanması arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Laminin boyanma skoru yüksek olan tümörlerin daha fazla lenfatik vasküler invazyon yaptığı görüldü.İnvazyon gösteren ve yüksek dereceli tümörlerde VEGF ekspresyonun arttığı görüldü. VEGF boyanma skoru ile invazyon derinliği ve lenfatik vasküler invazyon arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı.İnvazyon ve invazyon derinliği ile MMP-9 boyanma skoru arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı,ancak yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde MMP-9 ekspresyon kaybı görüldü.Sonuç: E-kaderin, beta katenin ekspresyon kaybı olan, VEGF ekspresyonu yüksek olan tümörlerde invazyona progresyon olasılığının daha fazla olabileceğini düşündük. Laminin 5 gama 2 zinciri ekspresyonu invaziv olan tümörlerde artmış olmasına karşın invazyon göstermeyen tümörlerle arasındaki ilişki anlamlı bulunmadı ancak artış lenfatik vasküler invazyon ile ilişkili bulundu. Laminin 5 gama 2 zinciri ve MMP-9' un invazyon ile ilişkisini ortaya koymada daha çok sayıda ve daha fazla olgunun ele alındığı çalışmalara gereksinim olduğu sonucuna varıldı.ÖZETAmaç: Mesane karsinomları tüm malign tümörler arasında %3-7 oranında görülmektedir ve üriner sistemde en sık izlenen tümörlerdir. Mesane ürotelyal karsinomlarında kas invazyonu yapma olasılığı yüksek tümörlerin önceden saptanması hastaya uygulanacak tedavi yaklaşımında, takip sürelerinin belirlenmesinde ve hasta yaşam sürelerinin tahmininde büyük önem taşımaktadır. Mesane ürotelyal karsinomlarının tedavi planında grade (tümör derecesi), önemli bir gösterge olmasına rağmen tümör progresyon olasılığı ve prognozu saptamada kesin bir prognostik gösterge bugün için yoktur. Çalışmamızda, mesane tümörlerinde laminin-5, matriks metalloproteinaz 9, E-kaderin, ß katenin, VEGF immünreaktivitesinin tümörde invazyona progresyon ile ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Çalışmamızda Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2000-2008 yılları arasında ürotelyal karsinom tanısı alan 86 ürotelyal karsinom olgusu ve 15 otopsiye ait normal histomorfolojiye sahip mesane doku örneği kullanıldı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, nüks varlığı ve nüks sayısı patoloji rapor kayıtlarından retrospektif olarak elde edildi. Olgulara ait arşivden çıkarılan HE boyalı preparatlar tekrar incelenerek tümörde invazyon olup olmadığı, varsa invazyon derinliği, lenfatik vasküler invazyon, komşu mukoza değişikliği değerlendirildi. Tüm olgular Dünya Sağlık Örgütü'nün 1973, 1998 ve 1999 yıllarında yaptığı derecelendirme sistemlerine göre tekrar derecelendirildi. Olgulara ait parafin bloklardan yapılan kesitlere immünohistokimyasal olarak beta katenin, E- kaderin, laminin-5, MMP-9, VEGF uygulandı. Boyanma bulguları yaygınlık ve yoğunluğa göre skorlanarak değerlendirildi.Bulgular: Tümör derecesi arttıkça invazyon ve lenfatik vasküler invazyonun arttığı ve invaziv tümörlerde lenfatik vasküler invazyon olasılığının daha fazla olduğu görüldü.İnvazyon gösteren tümörlerde beta katenin ekspresyon kaybı ve invazyon derinliği arttıkça ekspresyon kaybının arttığı görüldü.Yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde beta katenin ekspresyon kaybı mevcuttu.İnvazyon gösteren tümörlerde beta katenin ile benzer şekilde E-kaderin ekspresyon kaybı ve invazyon derinliği arttıkça ekspresyon kaybının arttığı görüldü.Yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde E-kaderin ekspresyon kaybı mevcuttu.İnvazyon, invazyon derinliği ve tümör derecesi ile laminin boyanması arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Laminin boyanma skoru yüksek olan tümörlerin daha fazla lenfatik vasküler invazyon yaptığı görüldü.İnvazyon gösteren ve yüksek dereceli tümörlerde VEGF ekspresyonun arttığı görüldü. VEGF boyanma skoru ile invazyon derinliği ve lenfatik vasküler invazyon arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı.İnvazyon ve invazyon derinliği ile MMP-9 boyanma skoru arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı,ancak yüksek dereceli ve lenfatik vasküler invazyon gösteren tümörlerde MMP-9 ekspresyon kaybı görüldü.Sonuç: E-kaderin, beta katenin ekspresyon kaybı olan, VEGF ekspresyonu yüksek olan tümörlerde invazyona progresyon olasılığının daha fazla olabileceğini düşündük. Laminin 5 gama 2 zinciri ekspresyonu invaziv olan tümörlerde artmış olmasına karşın invazyon göstermeyen tümörlerle arasındaki ilişki anlamlı bulunmadı ancak artış lenfatik vasküler invazyon ile ilişkili bulundu. Laminin 5 gama 2 zinciri ve MMP-9' un invazyon ile ilişkisini ortaya koymada daha çok sayıda ve daha fazla olgunun ele alındığı çalışmalara gereksinim olduğu sonucuna varıldı.SUMMARYPurpose: Bladder carcinomas are seen at 3-7 % of all malign tumors and constitute the most frequently observed tumors in urinary system. It is critical to diagnose early those urinary bladder carcinomas that have got a high risk of muscle invasion in determining treatment methods, and life expectancy. Although degree of tumors is an important indicator for the treatment , there is no certain prognostic indicator to determine the probability of tumor progression and prognosis. Given these facts, the present study aims to display the relationship between the immunoreactivity of Laminin-5, matrix metalloproteinase 9 (MMP- 9), E-cadherin, ß catenin, and VEGF at bladder tumors and invasion progression.Material and Method: Our study has used samples of bladder tissue derived from 86 cases diagnosed as urinary carcinoma and samples of bladder tissue with normal histomorphology derived from 15 autopsies made at the Hospital of Medicine Faculty, Afyon Kocatepe University, Turkey, for the period of 2000 ? 2008. The following variables are determined through the retrospective examination of pathology reports: age and gender of the patients, availability and number of relapse. By re-examination of the related preparations taken from the archive, stained with hematoxylin - eosin, the following points are evaluated: presence of invasion at the tumor, if so, depth of invasion, lenfovascular invasion, and mucosal change. All samples are re-graded in accordance with the grading systems used by the World Health Organization in 1973, 1998 and 1999. Laminin-5, matrix metalloproteinase 9, E-cadherin, ß catenin, and VEGF are stained as immunocytochemical to the sections. The findings as a result of the immünohistochemical stain are evaluated on the basis of scores given according to prevalence and intensity.Results: It is seen that invasion, lenfovascular invasion, and the probability of lenfovascular invasion at invasive tumors increase as the grading of tumor. Loss of ß catenin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of ß catenin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade. Similarly, loss of E-cadherin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of E-cadherin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade.On the other hand, there is no statistically significant relationship between the laminin staining and invasion, depth of invasion, and grade of tumor. However, it is seen that tumors with a high score of laminin staining make more lenfovascular invasion.As regards VEGF expression, it increases at invasive tumors with high grade, but there is no statistically significant relationship between the score of VEGF staining and depth of invasion as well as presence of lenfovascular invasion.Similarly, there is no statistically significant relationship between the score of MMP-9 staining and invasion as well as depth of invasion. However, loss of MMP-9 expression is found at lenfovascular invasive tumors with high grade.Conclusion: In the light of above given findings, it may be possible to think a higher probability of invasion progression at tumors with loss of E-cadherin expression and of ß catenin expression but with high VEGF expression. Although an increase is found in Laminin 5 gamma 2 chain expression at invasive tumors, this is not statistically significant at noninvasive tumors. However, the increase is found to be in relation with lenfovascular invasion. The study comes to the conclusion that we need further studies with more samples to display the relationship between invasion on the one hand and Laminin 5 gamma 2 chain and MMP-9 on the other.SUMMARYPurpose: Bladder carcinomas are seen at 3-7 % of all malign tumors and constitute the most frequently observed tumors in urinary system. It is critical to diagnose early those urinary bladder carcinomas that have got a high risk of muscle invasion in determining treatment methods, and life expectancy. Although degree of tumors is an important indicator for the treatment , there is no certain prognostic indicator to determine the probability of tumor progression and prognosis. Given these facts, the present study aims to display the relationship between the immunoreactivity of Laminin-5, matrix metalloproteinase 9 (MMP- 9), E-cadherin, ß catenin, and VEGF at bladder tumors and invasion progression.Material and Method: Our study has used samples of bladder tissue derived from 86 cases diagnosed as urinary carcinoma and samples of bladder tissue with normal histomorphology derived from 15 autopsies made at the Hospital of Medicine Faculty, Afyon Kocatepe University, Turkey, for the period of 2000 ? 2008. The following variables are determined through the retrospective examination of pathology reports: age and gender of the patients, availability and number of relapse. By re-examination of the related preparations taken from the archive, stained with hematoxylin - eosin, the following points are evaluated: presence of invasion at the tumor, if so, depth of invasion, lenfovascular invasion, and mucosal change. All samples are re-graded in accordance with the grading systems used by the World Health Organization in 1973, 1998 and 1999. Laminin-5, matrix metalloproteinase 9, E-cadherin, ß catenin, and VEGF are stained as immunocytochemical to the sections. The findings as a result of the immünohistochemical stain are evaluated on the basis of scores given according to prevalence and intensity.Results: It is seen that invasion, lenfovascular invasion, and the probability of lenfovascular invasion at invasive tumors increase as the grading of tumor. Loss of ß catenin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of ß catenin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade. Similarly, loss of E-cadherin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of E-cadherin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade.On the other hand, there is no statistically significant relationship between the laminin staining and invasion, depth of invasion, and grade of tumor. However, it is seen that tumors with a high score of laminin staining make more lenfovascular invasion.As regards VEGF expression, it increases at invasive tumors with high grade, but there is no statistically significant relationship between the score of VEGF staining and depth of invasion as well as presence of lenfovascular invasion.Similarly, there is no statistically significant relationship between the score of MMP-9 staining and invasion as well as depth of invasion. However, loss of MMP-9 expression is found at lenfovascular invasive tumors with high grade.Conclusion: In the light of above given findings, it may be possible to think a higher probability of invasion progression at tumors with loss of E-cadherin expression and of ß catenin expression but with high VEGF expression. Although an increase is found in Laminin 5 gamma 2 chain expression at invasive tumors, this is not statistically significant at noninvasive tumors. However, the increase is found to be in relation with lenfovascular invasion. The study comes to the conclusion that we need further studies with more samples to display the relationship between invasion on the one hand and Laminin 5 gamma 2 chain and MMP-9 on the other. | |
dc.description.abstract | Purpose: Bladder carcinomas are seen at 3-7 % of all malign tumors and constitute the most frequently observed tumors in urinary system. It is critical to diagnose early those urinary bladder carcinomas that have got a high risk of muscle invasion in determining treatment methods, and life expectancy. Although degree of tumors is an important indicator for the treatment , there is no certain prognostic indicator to determine the probability of tumor progression and prognosis. Given these facts, the present study aims to display the relationship between the immunoreactivity of Laminin-5, matrix metalloproteinase 9 (MMP- 9), E-cadherin, ß catenin, and VEGF at bladder tumors and invasion progression.Material and Method: Our study has used samples of bladder tissue derived from 86 cases diagnosed as urinary carcinoma and samples of bladder tissue with normal histomorphology derived from 15 autopsies made at the Hospital of Medicine Faculty, Afyon Kocatepe University, Turkey, for the period of 2000 ? 2008. The following variables are determined through the retrospective examination of pathology reports: age and gender of the patients, availability and number of relapse. By re-examination of the related preparations taken from the archive, stained with hematoxylin - eosin, the following points are evaluated: presence of invasion at the tumor, if so, depth of invasion, lenfovascular invasion, and mucosal change. All samples are re-graded in accordance with the grading systems used by the World Health Organization in 1973, 1998 and 1999. Laminin-5, matrix metalloproteinase 9, E-cadherin, ß catenin, and VEGF are stained as immunocytochemical to the sections. The findings as a result of the immünohistochemical stain are evaluated on the basis of scores given according to prevalence and intensity.Results: It is seen that invasion, lenfovascular invasion, and the probability of lenfovascular invasion at invasive tumors increase as the grading of tumor. Loss of ß catenin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of ß catenin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade. Similarly, loss of E-cadherin expression is seen at invasive tumors, whose amount increases in parallel to invasion depth. Loss of E-cadherin expression also exists at lenfovascular invasive tumors with high grade.On the other hand, there is no statistically significant relationship between the laminin staining and invasion, depth of invasion, and grade of tumor. However, it is seen that tumors with a high score of laminin staining make more lenfovascular invasion.As regards VEGF expression, it increases at invasive tumors with high grade, but there is no statistically significant relationship between the score of VEGF staining and depth of invasion as well as presence of lenfovascular invasion.Similarly, there is no statistically significant relationship between the score of MMP-9 staining and invasion as well as depth of invasion. However, loss of MMP-9 expression is found at lenfovascular invasive tumors with high grade.Conclusion: In the light of above given findings, it may be possible to think a higher probability of invasion progression at tumors with loss of E-cadherin expression and of ß catenin expression but with high VEGF expression. Although an increase is found in Laminin 5 gamma 2 chain expression at invasive tumors, this is not statistically significant at noninvasive tumors. However, the increase is found to be in relation with lenfovascular invasion. The study comes to the conclusion that we need further studies with more samples to display the relationship between invasion on the one hand and Laminin 5 gamma 2 chain and MMP-9 on the other. | en_US |