dc.description.abstract | 7. ÖZET Periferik motor sinir aktivitesini olumsuz yönde etkileyen zedelenmenin, sinir bütünlüğünü ne oranda bozduğunun bilinmesi ve bu veriye dayanarak iyileşmenin ne şekilde sonlanacağının doğru öngörülmesi önemli bir gereksinimdir. Bu gereksinimi karşılamak amacıyla uygulanan elektrfizyolojik testlerden biri de elektronörografi ( ENoG )' dir. Paralizi varlığında iyi bir testin, hastaya, ensturumentasyona ve uygulayıcıya bağlı etkenlerden olabildiğince bağımsız olması ve tekrarlanabilir yanıtlar oluşturması gerekmektedir. Bu etkenlerin katkı derecesini belirleyebimek ve kontrol edebilmek için, normal bireylerde ENoG uygulanması gerekmektedir. Bu çalışmada, daha yaygın kullanımı olan nazolabial kayıt yöntemi ile daha az kullanılan alar kayıt yöntemi birbiri ile karşılaştırmıştır. Öncelikle, her iki yöntem normal bireylerde uygulanmış ve tekniklere ait değişkenler standardize edilerek gerek laboratuarın gerekse uygulayıcının (M.C.E.) değişkenliği saptanmıştır. Daha sonra elde edilen deneyimle, her iki yöntem fasiyal paralizili hastaların takibinden kullanılmış ve aralarındaki etkileşim incelenmiştir. Ayrıca, Diabetes Mellitus tanısı almış olan hastalarda her iki yöntem uygulanarak, fasiyal sinirin elektrofizyolojik değerleri, normal bireylerinkiyle kıyaslanarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Normal grupta, 15 sağlıklı bireye, 5 kez, her iki yöntemle ENoG uygulanmıştır. Sağlıklı bireylerde sağ ve sol yüz arasında amplitüd, latans ve testtler arası değişkenlik (TAD) değerleri açısından istatiksel olarak fark saptanmamıştır ( p > 0.01 ). İki kayıt yöntemi de günden güne değişkenlik göstermemişlerdir, iki kayıt yönteminde elde edilen amplitüd değerleri arasındaki fark anlamlı değilken latans, TAD ve dalgaformu morfolojisi dağılım değerleri arasındaki fark istatiksel olarak anlamlıdır (F4,56<3.72, p=0.01). 50TAD değeri alar elektrod yerleşimi için %10.57, nazolabial yerleşim için ise % 15.49 olarak hesaplanmıştır. Fasiyal paralizili hasta grubunda ( n= 9 ), her iki kayıt yöntemiyle elde edilen amplitüd, latans, sağlam yüzün TAD ve dalgaformu morfolojisi dağılım değerleri arasındaki fark istatiksel olarak anlamlıdır (p < 0.01). Bu farklılık her bir kayıt yönteminde sağlam ve paralitik yüz değerleri için de geçerlidir ( p < 0.01 ). Alar kayıt yönteminde sağlam yüz için TAD değeri %15.94 iken diğer kayıt yöntemi için ise %10.30 olarak hesaplanmıştır, iki kayıt yönteminin gün, taraf ve yönteme göre etkileşimi yoktur ( Fs, 96 < 3.21, p = 0.01 ). Diabetes Mellitus tanısı almış hasta grubu, periferik nöropati ( n = 10 ), otonom nöropati ( n = 6), retinopati ( n = 12 ) ve nefropati ( n = 9 ) komplikasyonlarının saptanmasına göre 4 alt gruba ayrılmıştır. Bu grupla, yaş ve cinsiyet dağılımı istatiksel olarak farklı olmayan ( p > 0.01 ), kontrol grubu ( n = 17 ) kıyaslanın ıştır. Elde edilen veriler incelendiğinde alar yerleşimde uygulanan ENoG amplitüd ortalamalarının komplikasyon saptanan grupta normallerden anlamlı derecede düşük olduğu saptanmıştır ( p < 0.01 ). Nazolabial kayıt yönteminde bu anlamda fark saptanmamıştır ( p > 0.01 ). Benzer şekilde latans değerleri incelendiğinde alar kay id m kullanıldığı otonom nöropati grubunun, periferik nöropati grubunun sol taraf ve nazolabial kayıdın kullanıldığı sol taraf otonom nöropati ENoG değerleri dışında diğer gruplarda kullanılan yöntem farketmeksizin, komplikasyon gruplarında normale göre anlamlı derecede uzun bulunmuştur ( p < 0.01 ). Dalgaformu morfolojisi dağılımı, nazolabial kayıdın kullanıldığı, periferik nöropati sağ taraf ve alar kayıdın kullanıldığı, nefropati sağ taraf değerleri dışında, yönteme ve gruba bağlı istatiksel olarak anlamlı bir fark oluşturmamaktadır ( p > 0.01 ). Bu bulgular, diabetik hastada klinik olarak fasiyal sinir motor işlevinin normal görünmesine rağmen, elektrofizyolojik olarak etkilenmiş olduğunu göstermektedir. 51Sonuç olarak alar kayıt yöntemi, nazolabial yönteme kıyasla daha az değişkenlik gösteren bir ENoG kayıt yöntemidir. Sağlıklı bireylerdeki bu özelliğine ek olarak, fasiyal sinir paralizisinde günden güne değişen nazolabial ENoG yanıtlarına paralel değişim göstermesi nedeniyle, her ne kadar temsil ettiği elektrofizyolojik aktivite kesinlik kazanmamış olsa da, hastaların takibinde kullanılması daha uygun olacaktır. Diabetik hastalarda ENoG değerleri normal bireylere göre farklılık göstermekte ve diabetik mikrovasküler komplikasyonların eşlik etmesi durumunda bu fark istatiksel olarak anlam kazanmaktadır. Bu bulgular, diabetik hastada klinik olarak fasiyal sinir motor işlevinin normal görünmesine rağmen, elektrofizyolojik olarak etkilenmiş olduğunu göstermektedir Fasiyal sinirde, elektrofizyolojik olarak etkilenme, retinopati ve nefropati alt grubunda daha belirgin olup, alar kayıt yöntemi, diabetik komplikasyonların oluşturduğu amplitüd değişikliklerini belirlemede diğer yönteme kıyasla daha duyarlıdır. 52 | |