Palpabl ve non-palpabl meme lezyonlarının benign-malign ayırımında Tc-99m Sestamibi`nin tanı değeri (Sintimammografi)

Abstract

Meme karsinomları erişkin kadınlarda ikinci sıklıkta görülen kanser türüdür. Meme karsinomunun erken dönemde saptanmasında ve ayırıcı tanısında fizik muayene ile birlikte mammografınin oldukça duyarlı yöntemler olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte mammografınin pozitif prediktif değerinin düşük oluşu, dens memelerde ve fıbrotik değişikliklerin bulunduğu vakalarda düşük duyarlılık göstermesi bu tetkikin dezavantajlarını oluşturmaktadır. Biz bu çalışmada non-palpabl ve palpabl meme lezyonlarmın ayırıcı tanısında Tc-99m sestamibi'nin tanı doğruluğunu araştırmayı amaçladık. Çalışmaya klinik ve mammografık olarak meme lezyonu bulunan, yaşları 42 ile 60 arasında değişen; 18'inde (%33) palpabl kitle ve mammografık lezyon, 35'inde (%67) tarama mammografısi sırasında nonpalpabl lezyon saptanan 53 hasta dahil edildi. Hastalara 20 mCi Tc-99m-Sestamibi enjeksiyondan 15 dk sonra anterior, her iki lateral ve her iki lateral posterior oblik (30°) pozisyonlardan 10'ar dakikalık planar görüntüler alındı. Sintimammografı, mammografı, ve histopatoloji sonuçlan birbirinden bağımsız ve kör olarak değerlendirildi. Sintimammografıde unifokal veya multifokal Tc-99m sestamibi tutulumu izlenen görüntüler sestamibi (+), diffuz artmış veya homojen Tc- 99m sestamibi tutulumu izlenen görüntüler ise sestamibi (-) olarak değerlendirildi. Sestamibi (+) ligi malignite, sestamibi (-) ligi ise benign lezyon kriteri olarak alındı. Hastaların tümünde sintimammografı sonucundan bağımsız olarak eksizyonel biyopsi yapıldı. Tüm grupta ve alt gruplarda elde edilen sonuçlar; Tc-99m sestamibinin fizik muayene ve mammografîyi tamamlayıcı bir yöntem olarak, meme lezyonlarmın saptanmasında ve ayırıcı tanısında klinik olarak kullanım alanı bulabileceğini düşündürmektedir. Alt gruplardaki ümit verici ilk sonuçların daha geniş hasta serilerinde gösterilmesi, klinik kullanım alanlarını belirleyecektir. 37

Breast carsinoma is the second most common cancer affecting women. Many studies have demonstrated that mammography and physical examination are the most effective method for early breast cancer detection. However mammography has some limitations. It is less reliable for detecting lesions in patients with dense breasts, severe fibrotic disease and has low positive predictive value. The aim of our study was to determine the diagnostic accuracy of Tc-99m sestamibi scintimammography in patients with palpable and non-palpable breast lesions. The study population included 53 (42-60 years of age) women with a clinically palpable mass in the breast and/or suspicious mammographic finding. Eighteen patients (33%) had palpable lesions and 35 (67%) had non-palpable lesions. Anterior, left and right lateral, ipsilateral posterior oblique (30°) images were obtained 15 min after the injection of 20mCi Tc-99m sestamibi. Every planar image was acquired for 10 min. All images were evaluated independent of the mammographic and pathologic results, and each other. Scintimammography was considered positive if a well-defined uni or multifocally increased uptake in breast tissue was demonstrated in at least one view. Uniform distrubution of the tracer or diffuse uptake was interpreted as negative. Positive sestamibi was the criterion for malignancy, negative sestamibi was the criterion for benign lesion. Excisional biopsy were performed in all patients irrespective of the scintigraphic results.This study showed that Tc-99m sestamibi scintimammography is a valuable complementary tool in all patients of this study and mammographical subgroup. Scintimammography could be a useful method for the detection of breast lesions and their differential diagnosis in clinical use. Our mammographic subgroup results are promisisng but further investigations are needed to improve its clinical use. 38