Medikal onkoloji polikliniğinde izlenen kemik ve yumuşak doku sarkomlu hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi
dc.contributor.advisor | Yılmaz, Uğur | |
dc.contributor.author | Öztop, İlhan | |
dc.date.accessioned | 2021-05-05T09:15:06Z | |
dc.date.available | 2021-05-05T09:15:06Z | |
dc.date.submitted | 2001 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/581077 | |
dc.description.abstract | ÖZET Kemik ve yumuşak doku sarkomları erişkin solid tümörleri içinde az oranda yer tutan, ancak göreceli olarak sıradışı bir davranış paterni gösteren heterojen bir tümör grubudur. Hastalığın lokalizasyonuna, histolojik tipine, derecesine ve yayılma durumuna göre tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi, hastalarda önemli morbidite ve mortaliteye neden olabilmesi ve multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç göstermesi nedeniyle bu hastalık grubu dikkatle ve özenle değerlendirilmelidir. Biz de bilim dalımızda izlediğimiz kemik ve yumuşak doku sarkomlu hastaların özelliklerini ortaya koymak amacıyla bu çalışmayı planladık. Bu amaçla 1990 ile 2001 yılları arasında polikliniğimize başvurmuş olan kemik ve yumuşak doku tümörlü 52 hastanın özelliklerini retrospektif olarak inceledik ve elde ettiğimiz verileri değerlendirdik. Hastaların 24'ü kadın, 28'i erkekti. Yaşları 19 ile 70 arasında değişmekte olup ortalama yaşlan 47±29 idi. 6 (%12) hastaya biyopsi uygulanırken, 34 (%65) hastaya komplet eksizyon, 12 (%23) hastaya da parsiyel eksizyon uygulanmıştı. En sık primer tümör yerleşiminin ekstremite (34 hasta, %65) olduğu ve bunun da 24(%70)'ünün alt ekstremitede lokalize olduğu dikkati çekti. Metastazların dağılımına bakıldığında ise toplam 20 metastatik hastanın 18 (%90)'inde akciğer, ikisinde(%10) karaciğer metastazının olduğu saptandı. Tümörlerin histolojik tiplerinin dağılımı incelendiğinde ilk üç sırayı leomyosarkom (11 hasta, %21), MFH (6 hasta, %12) ve liposarkom (5 hasta, %10)' un aldığı gözlendi. 3(%6) Hastada tümör düşük dereceli, 29(%56) hastada intermediate dereceli ve 20 (%38) hastada da yüksek dereceli idi. Hastaların 7'sinde (%13) tümör boyutu 5 cm'nin altında, 37'sinde (%71) 5-10 cm arasında ve 8'inde (%16) ise 10 cm'nin üzerinde idi. 36 (%69) hastaya birinci sıra kemoterapi uygulanmış olup, bunların 26'sı adjuvan ve 10'u da palyatif amaçlı olarak uygulanmıştı. Kemoterapi uygulanan hastaların tümü orta ve yüksek dereceli tümörlerdi. En sık uygulanan 60kemoterapi şemasının lfosfamid + Doksorubisin (İD) şeması (19 hasta) olduğu saptandı. 10 hastaya (%19) ikinci sıra, 4(%8) hastaya da üçüncü sıra kemoterapi uygulanmıştı. İkinci sıra kemoterapi uygulanan 10 hastanın sekizine palyatif amaçlı verilirken, ikisine cerrahi sonrası adjuvan amaçlı verilmişti. İkinci sırada en sık uygulanan rejim yüksek doz metotreksat (HDMTX) (3 hasta) idi. WHO toksisite derecelendirme kriterlerine göre kemoterapi toksisiteleri değerlendirildiğinde, derece 3-4 nötropeni 11 hastada (%21), derece 3-4 trombositopeni 2 hastada (%4), derece 3-4 nefrotoksisite ve nörotoksisite birer hastada (%2) izlendi. Hiçbir hastada kardiyotoksisite ve derece 3-4 anemi, stomatit ve karaciğer toksisite izlenmedi. Sağkalım analizlerinde istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte tümör boyutu < 5 cm olanlarda(>5 cm olanlara göre), derecesi düşük olanlarda (yüksek olanlara göre), ekstremite yerleşimli olanlarda (diğer alanlara göre), rezidüel tümörü olmayanlarda (rezidüel tümörü olanlara göre) ve adjuvan kemoterapi alanlarda (almayanlara göre) sağkalım avantajlarının olduğu saptandı. Nüks sonrası kemoterapi ardından sağkalım oranlan da 1 yıllık %53 ve 2 yıllık %38 olarak bulundu. Tüm grubun genel sağkalım oranı ise 1. yılda %88, 2. yılda %79 ve 5. yılda %52 olarak bulundu. Farklı biyolojik davranışları ve heterojen histolojik özellikleri nedeniyle bu grup hastalarda uniform bir yaklaşım şeklinin olmaması, tüm hastaların medikal onkolog, radyasyon onkoloğu ve ortopedist tarafından multidisipliner olarak değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Cerrahi ve radyoterapi alanlarının yanısıra kemoterapi alanında da kaydedilecek somut gelişmeler, hem ekstremite korunması bakımından hem de genel sağkalım açısından anlamlı iyileşmeler sağlayacaktır. Metastaz yapma potansiyeli yüksek, kemoterapiye duyarlı alt grupların belirlenmesi suretiyle yapılacak kemoterapi çalışmaları daha yararlı sonuçlar verecektir. Sarkom metastazında rol alan moleküler değişiklikler üzerinde yapılacak araştırmalar, gelecekte bu oldukça kompleks olan tümör grubunda moleküler bazlı tedavilere de olanak sağlayabilecektir. 61 | |
dc.description.abstract | en_US | |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Onkoloji | tr_TR |
dc.subject | Oncology | en_US |
dc.title | Medikal onkoloji polikliniğinde izlenen kemik ve yumuşak doku sarkomlu hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi | |
dc.title.alternative | The Evaluation of patients with bone and soft tissue sarcomas retrospectively in medical oncology department | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 109561 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 108064 | |
dc.description.pages | 71 | |
dc.publisher.discipline | Diğer |