dc.description.abstract | Cumhuriyet öncesi kadınların siyasal hak istekleri çok fazla gündeme gelmemiş, bu konuda ilk ciddi faaliyetler Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşmiştir. Bu dönemde kadın haklan ile ilgili konularda mücadele eden kişiler ve cemiyetler sessiz fakat kararlı bir tutum içerisindedir. Buna rağmen Türkiye'de kadın haklan için mücadele eden aktif kadın gruplan yoktur. Kadınlann bu konuda pasif olmasının sebebi eğitimsiz ve bilinçsiz olmalanndan kaynaklanmaktadır. Kadınlann toplumdaki mevcut sisteme kitlesel hareketlerle karşı çıkmayışı yüzünden kadınlarla ilgili meselelerde çalışmalarda bulunan cemiyetler yönetimle işbirliği yaparak, kadınlara verilen haklann topluma benimsetilmesinde öncü çalışmalarda bulunacaklardır. Yaptığı çalışmalarla kadın haklarını savunan Cumhuriyet'in ilk kadın cemiyeti Türk Kadm Birliğidir. Bu cemiyet Millî Mücadele sırasında kurulan Anadolu Kadınlan Müdafaa-i Vatan Cemiyeti'nin dağılmasından sonra oluşturulmuştur. Cemiyet Cumhuriyet'in ilk yıllannda (1923-1935) inkılâp hareketlerini destekleyen faaliyetlerde bulunmuş, ülkede mevcut gelişmeler üzerine yönetmeliğini değiştirerek siyasî haklar için çalışan ilk kadın demeği haline dönüştürülmüştür. Türk kadımmn siyasal haklan, 3 Nisan 1930 da belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesi ile başlamış ve bu hak ilk olarak 1933 belediye seçimlerinde kullanılmıştır. Kadınlara millet vekili seçme ve seçilme hakkı ise 5 Aralık 1934 de verilmiş olup 1935 yılında yapılan genel seçimlerde kullanılmıştır. 1930 tarihinde Türk kadmlanna belediye seçimlerine katılma hakkının tanınması yurt dışında olumlu karşılanmıştı. Türk Devleti lehinde yazılar yayınlanarak kadınlara tanınan sosyal ve siyasal haklardan övgüyle söz edilmektedir. Cumhuriyet Türkiye'sinde kadm haklarında sağlanan gelişmeler Dünyadaki kadm cemiyetlerinin de ilgisini çekmekte ve dikkatle izlenmekteydi. vnBazı kadın cemiyetleri kadın meselesinde aktif tutumu ile siyasî hakların kazanılmasında öncü faaliyetlerde bulunan Türk Kadın Birliği Cemiyeti ile temas kurarak kendilerine yardım edilmesini istemektedir. Türk Kadın Birliği, özellikle batıdaki kadın cemiyetleri ile yazışmalar yaparak Türkiye'deki gelişmeler hakkında bilgi vermekte ve çeşitli konularda, yazışmalar yapmaktadır. Batılı ülkelerde düzenlenen konferanslara, uluslararası kadın kongrelerine katılan Türk Kadın Birliği batılı kadın cemiyetlerinin faaliyetleriyle de yalandan ilgileniyordu. Türk Kadın Birliği'nin batılı kadın cemiyetleriyle münasebetlerini geliştirmek için aşın çaba harcamasına karşılık Müslüman ülkelerdeki kadın cemiyetleri ile olan ilişkilerinde aynı çabayı harcamadığı görülmektedir. Kadınların ilk kez katıldığı 1935 yılı seçimleri, iki dereceli seçim sistemi ve tek parti olarak Cumhuriyet Halk Fırkası' (CHF) mn bulunduğu bir ortamda yapıldı. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de büyük ölçüde kadın ve erkek adaylar parti üst kademeleri tarafından belirlendi. Seçimlere gerek müntehib-i sani (ikinci seçmen) olarak gerekse milletvekili adayları olarak kadınların ilgisi ve katılımı oldukça fazlaydı. 8 Şubat 1935'te yapılan seçimlere katılım, özellikle İstanbul, Ankara ve izmir gibi büyük şehirlerde % 80'lere varmıştı ve söz konusu şehirlerde oy verenlerin % 48 'e yakınının kadınlardan meydana geldiği ifade ediliyordu. Kadınların da katıldığı ilk seçimler olmasına rağmen katılımın fazla olması, onların konuya olan ilgilerini ortaya koyması açısından olumlu bir gelişmedir. 1935 yılı seçim sonuçlarına göre, seçilmesi gereken 399 milletvekilinden 17' si kadın olmak üzere, 386 milletvekili CHF adaylarından oybirliği ile; 4'ü azınlıklardan olmak üzere 13 bağımsız aday oy çokluğu ile seçilmişlerdi.Bazı eserlerde 18 olarak verilmesine rağmen, bu seçimlerde Meclis'e 17 kadın milletvekili girmiştir. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan `ara seçimi`nde ise Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18'e çıkmıştır. Böylece,kadınlar Meclis'teki tüm milletvekillerinin % 4,5 'ini oluşturdular.Bu oran o günden bugüne ulaşılan en yüksek rakamdır. Zira, çok partili döneme geçildiği 1950-51 'de 3 kadın ile % 0,61 gibi en düşük rakamla temsil edilen kadınlar, en son yapılan 1995 seçimlerinde de 13 kadın ile % 1,82 oranında Meclis 'te yer almışlardır. vnıAfyon'da Haber, Akşam, Anadolu, Aydın, Ayvalık, Babalık, Balıkesir, Büyük Gazete, Cumhuriyet, Çankaya, Denizli, Ege, Haber, Halkın Sesi, Hemşeri, Işık, Kambur Felek, Kurun, Milli Gazete, Milliyet, Savaş, Sakarya, Son Posta, Türk Dili, Ulus, Uyanış, Yeni Asır, Yeni Ses gibi başlıca gazetelerden oluşan Türkiye Basını ve Türk halkı 1935 seçimlerinin başından sonuna kadar Mustafa Kemal Atatürk ve başkam olduğu Cumhuriyet Halk Partisinin yamnda yer alarak desteklemiş, böylece devrim kadrosuna ve partisine güvenlerini göstermişlerdir. rx | |
dc.description.abstract | Before the Turkish Republic was established, demands of women for political rights had not become a current issue, and major steps on this matter were taken following the proclamation of the republic. During this period, the societies and individual stragglers for women's rights pursued a silent, but determined approach. However, there were no active groups of women struggling for women's rights in Turkey. Women remained passive on the matter due to their lack of education and consciousness. Since women did not oppose to the current social system by mass action, societies dealing with issues related to women would be leading the efforts to make the community adopt the rights granted to women, collaborating with the government. Turkish Association of Women was the first women's society of Turkish Republic to defend women's rights with its efforts. This association was formed following disintegration of Anatolian Women's Association for the Defense of the Motherland, which had been established during the Turkish National Struggle for Independence. The association worked actively in supporting the revolutionist moves in the first years of the newly found Republic (1923- 1935), but then changed its regulations relative to the ongoing events in the country, and turned to be the first women's society working for political rights. Political rights of Turkish women began with the granting of the right to participate in municipal elections on April 3, 1930, and this right was first exercised in the municipal elections held in 1933. The right to elect and be elected a member of the parliament was granted to women on December 5, 1934, and was exercised in general elections held in 1935. In 1930, granting the Turkish women the right to participate in municipal elections was received favorably in foreign countries. Publications were disseminated in favor of the Turkish State, that spoke highly of the social and political rights granted to women. This progress in women's rights in the Turkish Republic excited women's associations worldwide, and was monitored carefully.Some women's associations in need of help made contacts with the Turkish Association for Women, which made leading efforts in gaining political rights with its active approach on women's issues. The Turkish Association for Women held correspondences especially with the western women's associations, and informed them about happenings in Turkey, and other matters as well. The Turkish Association for Women not only participated in conferences and international women's congresses held in western countries, but also monitored closely the activities of western women's associations. In spite of excessive efforts that the Turkish Association for Women exhibited in order to improve relations with western women's associations, we can see that they did not take the same steps towards women's associations in Muslim countries. The election in which women participated for the first time in 1935 was held in a two stage election setting, where the only party was the Republican People's Party (CHF). Male and female candidates were mainly chosen by senior officials of the party, as it was the case in previous elections. Interest of women in the election, both as parliamentary candidates and secondary electors, was relatively high. Participation in the election held on February 8, 1935 was as high as 80% especially in big cities such as Istanbul, Ankara, and Izmir, and it was declared that approximately 48% of the voters in these cities had been women. Although this was the first election in which women took part the participation was very high, which is a positive development with regards to showing women's interest in the matter. According to the results of the election in 1935, for a total of 399 parliament members required to be elected, 386 deputies were unanimously elected from CHF candidates, 17 of whom were women, and 13 independent candidates were elected by majority votes, 4 of whom were minorities. Even though it is cited in some sources that 18 women entered the Parliament in this election, actually this number was 17. However, in early 1936, in a special election carried out for empty seats in parliament, a retired teacher named Hatice Özgelen who was elected to be a deputy of Çankırı increased this number to 18. Thus, women members comprised 4.5% of all members of the parliament, which has been the highest ratio achieved ever since. Forasmuch as, Turkish women were represented by only 3 women with a percentage as low as 0.61 when multiparty system was started in 1950-51, and in the most recent election in 1995, they comprised 1.82% of all the members with 13 women. XIThe Turkish Press, which consisted of some major newspapers such as Afyon'da Haber, Akşam, Anadolu, Aydın, Ayvalık, Babalık, Balıkesir, Büyük Gazete, Cumhuriyet, Çankaya, Denizli, Ege, Haber, Halkın Sesi, Hemşeri, Işık, Kambur Felek, Kurun, Milli Gazete, Milliyet, Savaş, Sakarya, Son Posta, Türk Dili, Ulus, Uyanış, Yeni Asır, Yeni Ses, and the Turkish People supported Mustafa Kemal Atatürk and Republican People's Party he led throughout the 1935 elections, thus showing their trust in his revolutionist staff and his party. XII | en_US |