Show simple item record

dc.contributor.advisorMazıcı, Nurşen
dc.contributor.authorKaranfil, G. Tuba
dc.date.accessioned2021-04-12T10:52:50Z
dc.date.available2021-04-12T10:52:50Z
dc.date.submitted1998
dc.date.issued2020-12-25
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/516251
dc.description.abstractÖZET Ulusal Kurtuluş Savaşı ile temelleri atılan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, tek parti rejimi olarak doğmamıştır. I. T.B.M.M. Hükümeti içerisinde var olan demokratik ve çoğulcu yapı ulusal birliğin sağlanması yönünde gerçekleştirilen radikal reformların korunması adına sürdürülememiş, dış etkilerin endişesiyle de o günkü şartların gereği olarak bir tek parti haline dönüşmüştür. T.C.F. ve S.C.F. ile iki kez çok partili hayata geçiş denenmiş ise de 1930'da S.C.F.'nın kendini feshetmesiyle birlikte 1930-1945 yıllan arası Türkiye Cumhuriyeti tarihine `Tek Parti Dönemi` olarak damgasını vurmuştur. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın öncülüğünü yapan asker-sivil aydınlar tarafından ilk amaç, ulusal bilince sahip bir toplum oluşturmak olmuştur. Bu yolda feodal yapıya dayalı yöresel bağlılıkları ulusal bağlılığa dönüştürme çabalarına girişilmiştir. Devrimleri gerçekleştiren bu kadro, Batıdaki gibi güçlü bir burjuva sınıfı ve sermaye birikimi bulamamıştır. Bu nedenle, halk egemenliğine dayalı bir Cumhuriyet yönetiminde, halkın egemenliğinin önünde engel oluşturan, ulusal değerlere karşı yerel değerleri temsil eden toprak ağası, tüccar ve eşrafla milli burjuvazi oluşturmak adına, ittifak kurmak zorunda kalınmıştır. 1930'daki S.C.F. denemesi, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrasında, toplumun iktidardan hoşnutsuzluğunu ortaya koymuştur. Bunun sonucunda, partinin halkın gözündeki saygınlığını arttırmak ve halka inmek yönünde, Halkevleri ve Köy Enstitüleri oluşturulurken, diğer yandan parti-devlet özdeşliği ile halkçılık ve devletçilik ilkelerine dayandırılan rejimin otoriter yapısı içerisinde her türlü özerk alanın ortadan kaldırılmasına çalışılmıştır. Siyasi merkeze karşı yerel değerleri savunmanın bayrağı haline gelen dine karşı, İslami her türlü düşünce ve etkinlikleri kontrol altına alma amacı güdülmüştür. II. Dünya Savaşı döneminde savaşın getirdiği ekonomik sıkıntılar ve fiyat artışı yanında, özellikle dar gelirli halk, işçi sınıfı ve köylülerin aleyhine olan yasal düzenlemeler, bu kesimde tek parti döneminin otoriter yönetimi altında dile getirilemeyen, içten içe bir tepki doğurmuştur. Diğer yanda, eşraf ve şehirdeki tüccar zenginleşerek orta sınıfı oluşturmuştur. Savaş döneminde, bürokrasinin desteğiyle gerçekleştirilmeye çalışılan ulusal kapitalizmin sınırlarına gelinmiştir ve burjuvazi ile toprak ağalan ittifakı dünya pazarıyla bütünleşerek kapitalist deneyi sürdürmeye hazırlanmıştır.Totaliter rejimlerin savaş sonrası dünyada var olamayacağını ortaya koyan Atlantik Beyannamesi ile temelleri atılan yeni dünya düzeninde, Sovyetler Birliği'nin oluşturduğu dış tehdide karşı bir güvence arayan Türkiye'nin, totaliter bir görüntü sergilediği tek parti rejimiyle yer alamayacağı anlaşılmıştır. Yeni düzenin gerektirdiği şartların, iç koşullan zorlaması sonucu, İnönü'nün iradesiyle çok partili döneme geçilmiştir. CHP içerisinden çıkan, rejimi tehlikeye sokmayacak bir muhalefet partisinin varlığı desteklenmiş, başlangıçta S.C.F. gibi bir denetim partisi olarak değerlendirilmiştir. Ekonomik gücü elinde bulunduran burjuvazi ve toprak ağaları ittifakı bir muhalefet partisi olarak bürokrasinin karşısına geçerken, CHP tarafından çizilen sınırlar içinde varlık gösterebileceğini de göz ardı etmemiştir. DP, doğal olarak temsil ettiği sınıfların desteğini alırken, tek parti yönetimi döneminde kendini ekonomik ve dini baskı altında hisseden köylü, işçi ve düşük gelirli halkı da kendine çekebilmiştir. II. Dünya Savaşı sonlarına gelindiğinde İnönü, Cumhuriyetin kuruluşundan beri başarılamayan, tabandan başlatılacak bir devrimi, köy enstitüleri ve toprak reformu ile, egemen güçlere karşı gerçekleştirmeye çalışmış, meclis içinde bu sınıfların temsilcilerinin muhalefeti ile karşılaşmıştır. CHP tarafından halkın desteğini sağlamak üzere başta laiklik olmak üzere bazı ödünler verilmişse de, 1950 seçimlerinde sağlanan yasal güvence ile, ekonomik gücü elinde bulunduran DP iktidara geçmiştir. Çok partili döneme geçiş, tek partili sistemin kendine özgü kurumları ve anti demokratik yasaları kaldırılmadan gerçekleştirildiğinden Türkiye'de demokrasi sağlam bir zemin üzerine kurulamamıştır. Bu durum, Türkiye'de demokrasinin kökleşmesinde büyük sancılar yaratacak, DP de milli iradeye dayandırdığı siyasal gücünü, CHP'ne bağlı kalan bürokrasiye karşı kullanmaktan geri kalmayacaktır.
dc.description.abstractIX SUMMARY `The Democratization Period in Turkey (1945-1950)` The Independent Turkish Republic which was brought about by the National Liberation Movement did not appear as a single party. The democratic and pluralistic structure within the first Turkish Grand National Assembly Government was not carried out in order to protect the radical reforms and changed into a single party regime. After the failure of the attempts for transition to multiparty system -The Progressive Republican Party and the Free Republican Party- the country was ruled by a single party between 1930-1945 and called `Single Party Period` in the Turkish Republic History. The military-bureaucratic elite who led the National Liberation Movement aimed at first rendering the national identity consciousness in community. It was endeavoured to replace the local loyalty based on feodal structure with the national ones. Unfortunately, the shortcoming of powerful bourgeoisie and the capital accumulation hindered the reformist elite in transformation. In spite of the fact that land owners, local notables and merchants represented local values versus national ones had been barriers to national sovereignity that is also the basis of the Turkish Republic, the coalition between the central military-bureaucratic elite and the dominant economic classes became the inevitable result. In 1930, the Free Republican Party attempt after the World Economic Crisis in 1929 revealed the discontentment of the community by the authoritarian practices and policies. As a result, the need to establish far greater contact with the urban lower and middle classes as well as with the residents of town and villages and enchance the prestige of party in community were answered by the People's House and the Village Institutes. On the other hand, the efforts to abolish the autonomous spheres as a whole were carried out by the authoritarian regime of K.P-.P. based not only on a rigid bound between the party and the state but also populism and etatism. The religious thought and activities as a whole were tried to keep under control to prevent the representation of the local values with religion. Beside the economic hardships and the inflation experienced during the World War n, the measures introduced by the government against the peasants, workers and people of low income provoked an obscure reaction to the authoritarian rule of the single party. On the other hand, the local notables and the merchant of urban commerce gained the economic prosperity. Thus, an economic middle class having its origins in local notables and in urban commerce began to take shape. The national capitalism supported by the state policies has no more to do for the newX emerged middle class, so the bourgeoisie and the landowners had been looking forward an integration with the market economy of the world and ready in the same coalition to proceed with the capitalist experiment in a wider range. After the World War n, the new democratic order in the world, founded on the Atlantic Declaration introduced the joint agreement to reject the existance of the totalitarian regimes. It was realized that the single party regime, despite the need for rapprochement with the West in the face of Soviet threat, seemed close to totalitarian regimes and could not have been admitted in the Western bloc. The principles entailed in Western democratic order compelled the home conditions and it resulted in transition to multiparty period by İnönü' s personal commitment to democratization. The emergence of the opposition party within the R.P.P. itself was supported for the reason that it could not have imperilled the new regime and called at first `control party` as if F.R.P. When the allience between bourgeoisie and large landowners, standing for the economical power, came into being as an opposition party against the bureaucracy in the political arena. The fact that the survival of the opposition party was in the hand of the R.P.P. was not ignored by the Democratic Party. The D.P. was supported not only by the dominant economic classes for which it stood, but also by the peasants, workers and people of low income under the economic and religious pressure in the single party system. İnönü occupied himself eagerly with the revolutionary achievement from the bottom which could have not been achieved against the traditional local powers since the beginning of the foundation of the Turkish Republic by means of the Village Institutes and the Land Reform. Consequently, İnönü's attempt failed owing to existance of the representatives of the dominant economic powers in the T.G.N.A. The D.P. came to power in 1950 by the help of legitamate election despite the concessions of the R.P.P. particularly in secularism to regain the support of the community. The transition to multiparty period had been carried out within the institutions and anti democratic laws peculiar to single party system. Thus, the democracy in Turkey could not have been founded on a reliable ground. As a result, the shortcomings of the democratization progress will create inevitable problems on democracy to be rooted deeply and the D.P. will use its political power based on `national will` against bureaucracy devoted to the R.P.P.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectTarihtr_TR
dc.subjectHistoryen_US
dc.titleTürkiye`de demokratikleşme süreci (1945-1950)
dc.title.alternativeThe Democratization period in Turkey (1945-1950)
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2020-12-25
dc.contributor.departmentTarih Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmMultiparty transition period
dc.subject.ytmDemocracy
dc.subject.ytmDemocrat Party
dc.subject.ytmDemocratization
dc.identifier.yokid62325
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityAKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid62325
dc.description.pages130
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess