dc.description.abstract | Giriş* te, söze bir tarihî hareket noktasından başlandığı hatırlanacaktır. Bu nokta Tanzimat idi. Tanzimat'ın açtığı yeni sayfada da ilerleme, değişme, Türkçe'ye dönüş ve edebiyatta yeni türlerin ortaya çıkışma dikkat çekilmişti. Ütopya ihtiyacının ve ütopyayla ilgili eserlerin doğması bu kavramlarla ifade edilen yeni oluşun bir sonucudur. Ütopya `olmayan iyi yer` anlamına gelir. ütopyalar da diğer beşerî ürünler gibi üstlerinde çeşitli değer yargıları taşırlar. Eğer bu değer yargıları olumsuz ise, o zaman ters ütopya ortaya çıkar. Ütopyaların edebî niteliği, duygu ve güzelliği temel alan ve insanın kişilik gelişimine olumlu katkıda bulunmayı amaçlayan edebiyat tarafından işlendiğinde ortaya çıkar. Dünya edebiyatında ütopik eserlerin geçmişi çok eskilere gider. Ancak türe adını reren eser, Thomas More*un Utopia1 sidir. Ütopyaları tarih içindeki egemen kültüre göre mitolojik, dinî ve modern olmak Üzere üç dönemde incelemek mümkündür.Modern ütopyalar da ana çizgileri ile liberal ve sosyalist akımların etkisinde kalmışlardır. Türk edebiyatında ilk ütopyalar, önceki döneme ait ve tevil yoluyla bulunabilecek örnekler bir yanda tutulursa, Tanzimat* tan sonra yazılmaya başlanmıştır. Çünkü Tanzimat katılım kültürünü ve toplumun geleceğini kendi eline alma sürecini başlatıyordu. Çağdaş Türk edebiyatındaki ütopyaları, kendisiyle anlatıldıkları dil biçimi açısından önce nesir ve şiir alanında olmak üzere iki ana bölümde ele almak uygun görülmüştür. Bunun ardından çağdaş Türk nesrin- -146-î&fc£Mi3»ıf«] de belirlenen ütopya örnekleri, ştiyle bir alt bölüm leme ile ele alınmıştın A. Rüya Ütopyaları: Çağdaş Türk edebiyatının ilk. ütopyası, kurulduğu ortam ve anlatım tekniği bakımın dan rüya biçiminde yasılan Kamık Kemal'in Rüya* sidir. Bu eserin ihmal edilmişliğine önemle ve bir kes daha dikkat çekilmelidir. Öte yandan Rüya'nın yerli edebî kaynakları ilgili yerde vurgulanmıştır. Bunlar için de Veysî'nin Eâb'nâme'si yeniden anı İmalıdır »Ziya Paşa »nın da bir Rüya' sı olmakla birlikte, bu eeer ütop ya değildir. Namık Kemal'in ütopyası, daha sonra örneklerine bolca rastlanacak olan önceden görme (anti cipation) öykülerinin de öncüsüdür. Üzerinde Fransa kaynaklı cumhuriyetçi etkilerin de bulunduğu bu eser den sonra t Satıcı akımın `Fek Uyanık Bir Uyku` adlı ütopyası incelenmiştir. Onun ardından üzerinde durulan rüya ütopyası, Yahya Kemal'in `Çamlar Altında Mu sahabeler` adındaki iki yazısıdır, B. Servet- i Fünun Topluluğunun Ütopyası: Bu alt bölümde, topluluğun ünlü Yeni Zelanda ve Yeşil Yurt sarının Öyküdeki uzantısı olan Hüseyin Cahit'in `Ha yat- 1 Kuhayyel`i ve Tevfik Fikret'in konuyla ilgili şiirleri burada ele alınmıştır. C.Ömer Seyfettin'in Dinî Ütopyasını Anlattığı Kendi öyküsü Ömer Seyfettin bu eserinde, Türkiye'nin kurtuluşunu ve gelecek güzel günleri, Kur' an» da belirtildiği üzere bir `hâdî` yani kurtarıcının sağlayacağı inancını kişi, olay, yer ve zaman öğeleri aracılığıyla anlatır. Ona göre, bütün İslam ülkelerini kurtaracak tek bir Mehdi beklemek doğru değildir» D.Yakup Kadri' nin Ankara Romanındaki Kadrocu Ütopya: Ankara'nın üçüncü bölümü bir antisipasyondur. Yazar hayâlinde olmasını istediği Türkiye'yi, bu bölümde Kemalizm'in Kadrocu yorumuna bağlı kalarak anlatır «Eserin ütopya oluşu üzerinde araştırmacılar görüş birliği içindedir.E.Peyami Safa'nm Yalnızız Romanındaki Psikolojik Simeranya Ütopyası: Peyami Safa bu son sanat romanında, kahramanı Samim aracılığıyla, bütün sorunlarının çözüldüğü ve insanın lâyık olduğu hayata kavuştuğu ütopyayı anlatır. Eser psikolojik ve mis tik nitelikler taşır. F.Son Dönem Ütopyalarına Toplu Bakış: Birinci ana bölümün bu son alt bölümünde, Cüneyt Arcayürek'- in politik nitelikli ters ütopyası Ku-de-ta,EnisBa- tur'un Estetik Ütopya, Hilmi Yavuz'un Taormina,Gül- ten Dayıoğlu'nun Işın Çağı İnsanları ve Ali Kar ın Uzay Çiftçileri adlı eserleri üzerinde, değişik di siplinlerin alışverişi ve çoğul okuma açısından durulmuş ve ütopik yönleri incelenmiştir. İkinci ana bölümde çağdaş Türk şiirinde belirlenen ütopik eğilimler ele alınmıştır. Eğilim sözcüğünün kullanılmasının nedeni şudur: Genelde duygu çağrışımlarının anlatımı olan şiirlerde, nesirdeki gibi bir ütopyanın dört başı mamur biçimde anlatılması beklenemez. Ancak şiirlerde de insanın ütopik özlemleri diğer duygularla birlikte dile getirilebilir. İşte bu yüzden, şiirlerde saf bir ütopya aramak yerine, onlardaki ütopik eğilim belirlenmeye çalışılmıştır. Bu ütopik eğilim de, yöneldiği ortama bağlı olarak şu açılardan ele alınmıştır: A.Doğaya Dönük Şiirlerde Ütopik Eğilim: Şairler içinde yaşadıkları ortamda bunaldıkça kendilerini doğanın veya denizin kucağına atmışlar, özledikleri ha yatı doğa ile bütünleşmede aramışlardır. Bu eğilim, yeni Kürk şiirinde Hamit, Fikret, Yahya Kemal, Orhan Veli,Ali Mümtaz Arolat, Cahit Sıtkı, Ziya Osman Saba, Ahmet Kutsi Tecer,Ömer Bedrettin Uşaklı ve Halit Fahri Ozansoy gibi pek çok şair tarağından işlenmiştir. B. Çocukluğa Dönük Şiirlerde ütopik Eğilim: Bazı şairler, özledikleri mutlu ve güzel âlemi çocukluk dönemlerine dönüşte aramışlar ve şiirlerinde bunu di- -148-le getirmişlerdir. Haşim, Cahit Sıtkı ve Ziya Osman Saba'nın şiirlerine bu açıdan yaklaşılmıştır. Çocukluğa dönüş ile altın çağ/ özlemi ve nostalji arasındaki ilişkiler de bu alt bölümde ele alınmıştır. C. Topluma Dönük Şiirlerde Ütopik Eğilim: Aslın da nesrin konusuna giren toplum ve toplumla ilgili sorunlar, şiirin duygusal etki gücü nedeniyle şiir ile de 'işlenmiş ve böylece topluma dönük şiirler ortaya çıkmıştır. 'Bu tür şiirlerden bazılarında, özlenen iyi ve mutlu toplum ve ülke üzerine çeşitli dilek ve beklentiler dile getirilmiş tir «Bu konuda, Cahit Sıtkı ve Hasan Basri Çantay'ın iki şiiri örnek olarak incelenmiştir. D. Geleceğe Dönük Şiirlerde Ütopik Eğilim: Gelecek zamanın geçmiş ve şimdiki zamana göre bir üstünlüğü vardır. Gelecek henüz yaşanmamıştır. o yüzden gelecek zaman her türlü tasarı ve değerlendirmeye açıktır, çünkü seçenekler sonsuzdur. Çalışmanın son alt bölümünün de gelecekle ilgili oluşu bundandır. Çağdaş Türk şiirinde geleceğin dikkate alınmasını, akılla ve bilinçle insana en uygun bir biçimde kurulması, korunması ve denetlenmesini ileri süren kişi Namık Kemal'dir. Geleceğe dönük iyimserlik de onunla başlar. Namık Kemal'in başlattığı antisipasyon ve fütüroloji (gelecek bilgisi) geleneğini sür düren en önemli şairler, Fikret ile Akif'tir. Onlar, `olacak` m `olan` dan daha iyi olacağını, özlenen âlem ve hayatın gelecekte kurulacağını, ama insanın bu konuda azimli olması gerektiğini şiirlerinde işleyerek, geleceğe dönük ütopik eğilimli şiirin en önemli örneklerini vermişlerdir. Görüldüğü gibi çağdaş Türk edebiyatında ütopya türü daha Tanzimat ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bu alandaki örneklerin yazılması bugün de sürmektedir. Çalışmada ele alınan ütopyalar dışında başka örnekler de bulunabilir. Çünkü bu çalışmada en ünlü edebiyatçıların ütopyaları ve ütopik eğilimleri üze-. -149-rinde durulmaya çalışılmıştır. Her an değişen ve gelişen hayat ve edebiyat karşısında son sözün söylenebilmesi imkansız olduğu gibi, çalışmanın süre açısından sınırları da buna elvermez. Dolayısıyla çalışma kaçınılmaz olarak mevziîdir. Buna karşılık, kronolojik bir gelişim çizgisi içinde ütopya türünün çağdaş Türk edebiyatındaki varlığı, tasnifi ve yönelişleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çağdaş Türk' edebiyatında ütopyanın varlığı böylece bir gerçek olmakla birlikte, türün kendi içinde bir gelenek oluşturduğu ve yazarların/şairlerin kendilerinden öncekilere karşı belli bir tutum takınarak kendi duygu ve düşüncelerini anlattıkları söylenemez. Gerek zaman, gerekse mekan açısından birbiri ne çok yakın olan bu türden eserlerin kendi arasında bir gelenek olmamasına karşılık, bundan sonraki verimlere geleneksel bir zemin oluşturmaları beklenmelidir. Bu beklenti, toplumun ve insanın katılımcı kültürü benimseme sürecine sıkı sıkıya bağlıdır. Ütopya bir arzu- yi muhal değildir. Gelecekle il- o yüzden günlük konuşmalarda ve bazı polemik yazılarında görülen ütopyanın küçümsenişi ve bir suçlama sözcüğü olarak kullanılışı terk edilmelidir. Çünkü ütopya özlemi insanın en beşerî yönlerinden biridir, onun için saygınlığı korunmalıdır. Üzerine yabancı bir gölgenin düşmesi Ütopyanın karanlık olduğunu göstermez. Yalnızca, ilk çağdan günümüze değin örnekleri görülen ütopyanın bir araç olarak bazen olumsuz amaçlar için kullanıldığını ve çağın egemen tutumundan etkilendiğini gösterir. Ama ütopyanın bunlardan ayrı bir varlığı bulunmaktadır. Genelde insanlık ve özelde Türk insanı, Özlediği geleceğin yine kendi gücüyle kurulabileceğine ve kendi kendisi üzerinde düşünmeye alıştıkça, ütopyalar tasarlamak ve yazmak yararlı bir iş olacaktır. -150- | |