dc.description.abstract | ÖZET TÜRKİYE'DE ÇEVRE HUKUKU'NUN GELİŞİMİ, YETERLİLİ?İ VE ETKİNLİ?İ Müslüm AKINCI Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans (Master) Tezi Danışman: Prof.Dr. Kemal KARTAL İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Malatya, Ocak 1994) 273 Sayfa Anahtar Sözcükler (Key Words): Çevre Hukuku, Çevre Sorunları, Çevre Kirlenmesi, Osmanlı Dönemi Çevre Mevzuatı, Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Çevre Mevzuatı Bu çalışmada, Türkiye'de, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 21. yy.'a `yedi kala` ya kadar geçen süre içindeki `çevre hukuku` na ilişkin normatif yapılanmanın gelişimi, yeterliği ve etkinliği zamandizinsel olarak incelenmiştir. Araştırmamız 4 Kesim'den oluşmaktadır. Birinci Kesim'de `çalışma hakkında genel açıklayıcı bilgiler` verilmiştir. Bu konunun niçin seçildiği, denenceleri, evren ve örneklemi hakkındaki bilgiler burada yer almaktadır. Çalışmanın evreni Türkiye ile sınırlandırılmıştır. Türkiye'de çevre hukuku ile ilgili gelişmeler şu üç denenceden yola çıkılarak gözden geçirilmek istenmiştir: (1). Çevreye `çevre` denmeden önce hakkıyla kullanılmış olmaları koşuluyla, o dönemin çevre sorunlarım çözmeye yetecek nitelikte hükümler mevzuatımızda vardı. (2). Çevreye `çevre` dendikten sonra, çıkarılan yasal düzenlemeler, Türkiye'nin gerelesinimini karşılamaya yetmemektedir.(3). Çevre sorunlarıyla ilgili olarak yetkilendirilmiş yürütme organlarının çevre sorunlarını önlemeye yönelik çabalan, aralarında eşgüdüm eksikliği nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Çevre hukuku ile ilgili yasal düzenlemelerin gelişimi, etkinliği ve yeterliğini saptayabilmek için çevre sorunlarının neler olduğu hakkında bilgimizin de olması gerekmektedir. Bu gereksinimi karşılamak amacıyla İkinci Kesim'de `çevre sorunları tanısı` yapılmıştır. Gerçekten de sanıldığı kadar çevre sorunları salt `çevre kirliliği` nden oluşmayıp, çarpık (plansız) kentleşme, açlık, eğitim, ulaşım, enerji, tarihsel ekin (kültür) değerlerinin yokolması gibi birçok sorunu içine almaktadır. Ancak bunlar arasında kısa sürede etkileri en çok duyumsananı `çevre kirliliği` olması nedeniyle yasal düzenlemeler hakkındaki yargılarımızın temelini de bu sorun kümesi oluşturmaktadır. Üçüncü Kesim'de Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze Çevre Hukuku gelişmeleri denencelerimiz doğrultusunda `yargılanmıştır`. Türkiye'de çevre hukuku gelişmeleri iki dönem olarak ele alınmıştır: (1) `Çevre` kavramının kullanılmadığı (Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet'ten 1982'ye kadar olan) dönemdeki normatif yapı, (2) `Çevre` kavramının kullanılmaya başlandığı 1982 sonrası normatif yapı. Her iki döneme ilişkin olarak, yargı uygulamalarında bu yasalara (normatif düzenlemelere) ne kadar başvurulduğu, çevre sorunlarına hukuksal çözüm getirme konusunda ne yapıldığı hakkında da değerlendirme yapılmıştır. Türkiye'de yargı kararlarında `çevre` olgusunun henüz `netleşmediği`, özgün bir kimlik kazanmadığı; ancak bunu sağlamaya yönelik umut verici gelişmeler olduğu gözlenmiştir. Dördüncü Kesim'de ise, çalışma boyunca yapılan araştırma ve gözlemler doğrultusunda elde edilen bulgular; bu bulgular doğrultusunda üretilen öneriler ve son olarak ulaşılan genel sonuç yer almaktadır. Üçüncü Kesim üzerinde sınadığımız denenceler ve bundan çıkan sonuca göre, Türkiye'de `çevre` değerlerini konu alan yasal düzenlemelerin tarihi eskileredayanmaktadır. Son yıllarda artan çevre sorunları için birçok özel yasal düzenleme yapılmış olmasına karşın, çevre sorunları hala gündemde ön sıralarda yer almaktadır. Bu nedenle birinci ve üçüncü denencelerimizin taşıdığı yargının doğru, ancak ikinci denencemizin taşıdığı yargının doğru olmadığı sonucuna ulaştık. Gerçekten de, özellikle 1982' den sonra çevrenin değişik boyutlarıyla ilgili olarak çıkarılan yasal düzenlemelere -hatası ve eksiği olduğunu benimseyerek-yakmdan bakılırsa, çevre sorunlarının bir nedeni olarak `çevre ile ilgili alandaki yasaların yeterli olmadığı` savına katılmak olanaklı olmamaktadır. Bir an için yasaların yetersizliğini onaylasak bile, varolanların tam olarak uygulanması durumunda bugün bu kadar çevre sorunu ile karşı karşıya kalmayacağımızı bilmemiz gerekir. Öyle ise yaşamımız için bu denli önemli olan (yaşamımızın bağlı olduğu) `çevre` ve bizim oluşumuna neden olduğumuz `çevre sorunlan`nın çözümü için ne yapmalıyız? Bu konudaki somut önerilerimiz araştırmamızın `Öneriler` kısmında verilmiştir. Bu önerilerimizden bazıları şunlardır: Yasal düzenlemelerden önce, `Ulusal Çevre Siyasasının belirlenip benimsenmesi zorunludur. Çevre olgusuna `politikalarüstü` yaklaşım gerekir. Çevre ile ilgili yasal düzenlemelerdeki eksik ve aksak yönler zaman yitirilmeden düzeltilmelidir. Çevre konusundaki davalarda hızlı ve etkin karar alınabilmesi için `Çevre Mahkemeleri`nin kurulması gerekir. Hepsinden önemlisi, ülkede yaşayanları `çevreci` ve `çevreci olmayan` ayırımına iten sonucu giderecek ve herkesi bilinçli bir çevreci yapacak olan her düzeydeki `çevre eğitimi`ne titizlikle önem verilmeli ve yaygınlaşması sağlanmalıdır. | |