Le processus de négociation de paix a Chypre après l`elections de Demetris Christofias

Abstract

Kıbrıs Adası 1974'ten beri fiilen ikiye bölünmüş durumdadır. Adadaki belirsiz hukuki ve siyasi süreci düzenlemek için Türk ve Rum tarafları defalarca bir araya gelmiş olsa da taraflar anlaşamamıştı. 2005 yılında KKTC'de çözümden yana olduğunu belirten Mehmet Ali Talat cumhurbaşkanı olmuştu. Rum tarafında ise beklenen değişim 2008 yılında oldu ve seçimlere çözüm vaat ederek giren Dimitris Hristofyas kazandı. Her iki tarafta da çözüme yönelik bir iradenin iktidarda olması bugüne kadarki süreçte en umut verici dönem olarak nitelenmeye başlamıştı. Şimdiye dek ilk kez bu kadar umut vaat eden bir dönemin doğmasına sebep olduğu için Hristofyas'ın seçiminden sonraki Kıbrıs barış müzakerelerinin hangi yönde gelişeceği ilgimizi çekmiştir. Özellikle araştırmamız boyunca bu konuda Rum kesiminin tutarlı olup olmadığı sorunsalı üzerinde durduk. Rum tarafı tutarlı mıydı yoksa 2004 referandumu sonrasında kendi aleyhlerine dönen uluslararası ortamı tekrar masaya dönerek kendilerine olumlu bir hale mi getirmeye çalışıyorlardı?

The Island Cyprus was de facto separated in two parts since 1974. Though Turkish and Greek parties have met many times in order to organize the undetermined political and legal situation on the Island, they couldn?t accord. In 2005, Mehmet Ali Talat who expressed that he is for the resolution became the president of the republic in TRNC. Also, expected change from the Greek Community happened in 2008 and Demetris Christofias promising change for his future government won the elections. Given the fact that the governments of the two sides are willing to find a solution, this present period is described as the most promising of all since the beginning of this problem. Because of the fact that the most promising period until now was created with these election, the development of the Cyprus peace negotiations after the election of Christofias interested me. In my research, we have put emphasis on the problematic of consistency of Greek community on this subject. Was the Greek community consistent or were they trying to influence in their favour the international atmosphere which has started to turn against them with the referendum in 2004 by restarting the negotiations?