dc.contributor.advisor | Levent, Haluk | |
dc.contributor.author | Manav, Bahar | |
dc.date.accessioned | 2020-12-30T08:31:24Z | |
dc.date.available | 2020-12-30T08:31:24Z | |
dc.date.submitted | 2012 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/499960 | |
dc.description.abstract | Bir çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke, 1960lı yıllarda, liberal ekonomi politikaları benimsedikten sonra, hızlı ekonomik büyüme tecrübe etmiştir. Yine aynı yıllarda artan çevre bilinciyle, çevresel düzenlemeler, özellikle kirlilikle ilgili düzenlemeler, sıkılaşmaya başlamıştır. Fakat kirlilik düzenlemeleriyle ilgili bu sıkılaşma, bölgesel ve önemsiz kalmış, ve ne yazık ki insanoğlu çevresel kötüleşmeye uzun yıllar boyunca seyirci kalmıştır.Çevre için dünya çapında oluşan bu görmezden gelişten sonra, gelişmiş ülkelerdeki kirlilik yoğunluğuyla ilgili endişeler giderek artmış ve bu yüzden gelişmiş ülkeler uluslararası bir işbirliği arayışı içerisine girmişlerdir. Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak, Birleşmiş Milletler'in uluslararası çevre meseleleriyle ilgili ilk büyük çaplı konferansı 1972 yılında Stockholm, İsveç'te gerçekleştirilmiştir.Dünyanın içinde bulunduğu mevcut koşullar, gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların daha temiz, daha yeşil bir çevre arzusu içinde olmalarına sebep olmuştur. Avrupa Birliği Çevre Politikası gibi bölgesel yaptırımlarla, gelişmiş ülkeler kurallara uyarak emisyon seviyeleri azaltmışlardır.Gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan bu koşullar, kirlilik yaratan endüstrileri çevresel yaptırımların nispeten daha az sıkı olduğu ya da çevresel yaptırımların olmadığı yerler bulmaya zorlamıştır. Çevresel yaptırımların daha az sıkı olduğu ya da hiç bir çevresel yaptırımın bulunmadığı bu yerler dünyada genellikle gelişmekte olan ya da az gelişmiş bölgelerde buluşmaktadır. Bu durumun sonucu olarak, kalkınmış bölgeler temiz hale gelirken, kalkınmakta olan bölgeler, kalkınmış bölgelerin kirlilik yükünü de yüklenmiş durumdadırlar.Tam da bu noktada, Çevresel Kuznet Eğrisi ve Kirlilik Sığınağı hipotezleri dünya çapında araştırmacıların ilgisini çekmektedir.Çevre ve uluslararası ticaret arasındaki ilişkiyi incelemek için literatürdeki bu iki hipoteze ait çalışmalar birleştirilmiştir. Bu çalışmada, yakın zamanda yapılan literatür çalışmalarında yapıldığı gibi iki hipotez beraber incelenmiştir.Yapılacak çalışmada iki hipotezin de incelenecek olmasının sebebi, yakın zamanda yapılan Çevresel Kuznet Eğrisi çalışmalarına Kirlilik Sığınağı Hipotezi incelemelerinin de eklenmiş olmasıdır.Literatürdeki benzer çalışmalarda da kullanıldığı gibi, bu çalışmada da gözlenmeyen çoktürelliğin kontrol edilebilmesi için panel-veri yöntemi kullanılmıştır.Birinci modelin regresyon sonuçları ve grafikleri tüm dünya için çevresel Kuznets eğrisnin ulaşılamaz olduğunu göstermiştir. Grafiklerden de gördüğümüz gibi, hem kişi başına düşen CO2 miktarı hem de kişi başına düşen gelir artmaktadır. Bu yüzden, evrensel bir çevresel Kuznets eğrisi bulmak imkansızdır. Çevresel Kuznets Eğrisi Hipotezine göre, kişi başına düşen gelir ve bu gelirin karesinin beklenen işaretleri sırasıyla pozitif ve negatif olmalıdır. Sabit etkiler modelinin sonuçlarından da gördüğümüz gibi, her iki işaret te pozitiftir. Istatistiki olarak anlamlı olmalaına rağmen, evrensel bir çevresel Kuznets eğrisi oluşmamaktadır.Ikinci modelin sonuçları, gelişmiş ülkeler için istatiki olarak anlamsız sonuçlar ortaya koymaktadır. Kişi başına düşen milli gelir, karesi ve küpünün ortaya çıkan işaretleri sırasıyla, pozitif, negatif ve pozitiftir. Dolayısıyla, bu modelde de çevresel Kuznets eğrisi için kanıt bulunamamıştır. Ülkelerin kişi başına düşen CO2 emisyonları ve kişi başına düşen gelirleri ülkelerin zaman içindeki durumlarını ortaya koyabilmek için, her ülke için ayrı çizilmiştir.Ülke grafiklerinden de görüldüğü gibi, çoğu gelişmiş ülkedeki kişi başına düşen CO2 emisyonaları azalan bir trend içindedir. Almanya, Amerkia Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsrail, İsveç , İsviçre, ve Singapur `da bu azalan trendi açıkça görebilmekteyiz.Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Sinagapur dışında kalan bu ülkeler Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerdir. Avrupa Birliği'nin sıkı çevresel tavırına bağlı olarak, bir birliğini parçası ya da üyesi olmak, bu ülkeleri emisyon seviyeleri kontrol etmeye zorladığını sonucuna ulaşabiliriz.Modelde bulunan bu ülkeleri, Yüksek Gelir grubu, Yüksek Gelir Grubu OECD Ülkeleri, Yüksek Gelir Grubu OECD'te üye olmayan ülkeler olarak 3 gruba ayırdığımız takdirde, kişi başına düşen CO2 emisyonlarındaki artış trendin yavaşlamış olduğunu görmekteyiz.Japonya haricindeki tüm gelişmiş ülkelerdeki kişi başına düşen gelir artış trendindedir.Çevresel Kuznets Eğrisine benzer bir trendi, Almanya, Amerika Brileşik Devletleri, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, İrlanda, İsrail, İsveç ve İzlanda için görebilmekteyiz.3.Modeldeki 25 gelişmekte olan ülke için olan sabit-etkiler modeli sonuçları, kişi başına düşen milli gelir, karesi ve küpünün işaretlerinin hipoteze uygun olduğunu fakat, kişi başına düşen gelirin karesinin istatistiki olarak anlamlı olmadığını ortaya koymaktadır. Bu yüzden bu modelde de çevresel Kuznets Eğrisi saptanamamıştır.Ülke grafiklerinde, Güney Afrika, Macaristan, Polonya ve Romanya için kişi başına düşen CO2 seviyesi azalış trendi içerisindedir. 1980lerin ortasında itibaren azalış trendi bariz bir şekilde görülmemktedir.Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Katar, Kuveyt, Nijerya, Sudi Arabistan ve Venezuela için aynı trend 1980lerin ortasında yavaşlamış ve bu güne kadar sakin bir trend göze çarpmaktadır.Önceden de tahmin edildiği gibi kişi başına düşen gelir tüm ülkelerde artış trendi içerisindedir.Sadece Macaristan, Polonya, Sudi Arabistan ve Venezuella için Çevresel Kuznets Eğrisine benzer bir trend görülmektedir. Ülke grafiklerinden, kalan diğer tüm ülkeler endüstrileşmek öncesi dönemde olduğu görülmektedir.Türkiye için yapılan 4.modelde tüm katsayıların işaretleri Çevresel Kuznets Eğrisini kusursuzca destekliyor gibi görünse de kişi başına düşen milli gelirin karesinin istatistiki olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Kişi başına düşen gelirin kübünün modele kattığımızda ise, tek anlamlı değişken olan kişi başına düşen milli gelir de istatistiki anlamlılığını kaybetmektedir.Kişi başına düşen CO2 emisyonları için de kişi başına düşen gelir için de zamanla artan bir trend söz konusudur. Türkiye'nin hala endüstrileşme öncesi dönemde olduğu grafikleden görülebilmektedir.Tüm dünya için Kirlilik Sığınağı Hipotezini test eden sabit-etkiler sonuçları istatistiki olarak kısmen anlamlıdır. Faiz oranı ve doğudan yabancı yatırım değişkenleri istatistiki olarak anlamlı değişkenlerdir. Hipotezin doğruluğunun kanıtlanması için, CO2'nin istatistiki olarak anlamlı olması beklenirken, modeldeki CO2 istatistiki olarak anlamlı değildir.Ve son olarak, Türkiye için test edilen Kirlilik Sığınağı Hipotezi'nin regresyon sonuçları sadece CO2 ve faiz oranı için istatistiki olarak anlamlılık ortaya koymaktadır. Bu yüzden, CO2 değişkeni açısından Türkiye için Kirlilik Sığınağı Hipotezi'nin zayıf olarak anlamlı olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Faiz oranı değişkeninin anlamlı olması makul derecede mantıklıdır keza, sadece kirlilik yoğun endüstriler değil, diğer tüm endüstrilerin faiz oranından etkilenmesi beklenebilir. | |
dc.description.abstract | After adopting liberal economic policies, many developed and developing countries have experienced rapid economic development in 1960s. With the rising environmental awareness in industrial economies in the 1960s, environmental regulations, especially pollution regulations, started to become stricter. But this tightening of the regulations remained slight and regional and unfortunately, the human race seemed to look on the environmental deteriorations for a quite long time.After this worldwide ignorance for the environment, in developed regions the concerns for the pollution intensities increased and developed countries were in search of an international cooperation. Consequently, United Nation?s first major conference on international environmental issues was carried out at Stockholm, Sweden in 1972.The existing circumstances of the world causes the developed countries? residents desire for a better/greener environment to live in. With the regional sanctions like European Unions Environmental Policy, the mostly developed countries decrease their emission levels with the help of strict environmental regulations, in order to obey the rules.These circumstances in developed countries appeared to cause the pollution intensive industries to find theirselves places where the environmental regulations are relatively laxer, or places where no environmental regulations exist. These places exist mostly in developing or less developed regions. In this manner, the developed regions become cleaner and developing regions load up the burden of the pollutions of the developed regions.At this point, the Environmental Kuznets Curve and the Pollution Haven Hypotheses attract attentions of the researchers worldwide.In order to examine the relationship between environment and international trade, the two investigations of the two important hypotheses in the literature have been merged. Like the recent studies, we investigate the both hypotheses in this study.The reason why we merged the two investigations of these two hypotheses in the literature is that, the recent literature of Environmental Kuznets Curve has added the examinations of the Pollution Haven Hypothesis into the studies.Like the recent studies in the literature, the panel-data sets were used in order to control for unobserved heterogeneityThe regression results and the graphs for the Model 1 indeed show that, a worldwide EKC is unreachable. As we can see from the graphs, both worldwide per capita CO2 emissions and the per capita GDP are increasing. Thus, it is impossible to find a EKC for worldwide. According to EKC hypothesis, the expected signs of per-capita GDP and per-capita GDP-squared are positive and negative, respectively. But as we can see the Fixed- Effects results, both of the signs are positive. Even they are statistically significant, there is no such EKC effect worldwide.The regression results for Model 2 show us statistically insignificant evidence of EKC for developed countries. The signs of per-capita GDP, per-capita GDP-squared and per-capita GDP-cubed are positive, negative and positive, respectively. Unfortunately, we didn?t find evidence of EKC. The graphs of the countries were drawn separately for each developed country in order to see the country-specific statuses of the developed countries.As we can see from the country-specific graphs, in most of the developed countries, per-capita CO2 levels have a decreasing trend. For Denmark, France, Germany, Israel, Netherlands, Singapore, Sweden, Switzerland, United Kingdom and United States we can see that decreasing trends evidently.Except for Israel, Singapore and United States, most of these countries are members of European Union (E.U.). With regard to EU?s environmental stringencies, we may conclude that, being a member/part of an institution might be forcing countries to control their emission levels.When we examine these countries as country groups (High Income Countries, High Income OCED Countries and High Income non-OCED countries) we can see that increasing trend in per-capita CO2 has slowed down.Expect for Japan, in every developed country, per-capita GDPs have increasing trend.We can see EKC-likely trends for Denmark, France, Germany, Iceland, Ireland, Israel, Singapore, Sweden, United Kingdom, and United States.The Fixed-Effects results of 25 developing countries in Model 3 show that, the signs of the per-capita GDP, per-capita GDP-squared and per-capita GDP-cubed are as expected but per-capita GDP-squared is statistically insignificant. Thus, in this model we couldn?t find evidence about EKC.In country-specific graphs, for Hungary, Poland, Romania and South Africa, per-capita CO2 emission are in a decreasing trend. In the midst of 1980s in Hungary, Poland and Romania the trend turned to decrease. For Algeria, Kuwait, Nigeria, Qatar, Saudi Arabia, United Arab Emirates and Venezuela, the increasing trend slowed down in the midst of 1980s and until today the trend seems to be steady.As we predicted, in every developing country, the per-capita GDPs have increasing trend..Only for Hungary, Poland, South Africa and Venezuela there seems to be EKC-likely trends. The other countries seem to be at the Pre-Industry stage.The regression results of the 4th model for Turkey show that, although the signs of the coefficients are perfectly fit for the EKC assumptions, per-capita GDP-squared is not statistically significant. When we include the per-capita GDP-cubed into the model, the only statistically significant variable per-capita GDP loses its significance.Both for the per-capita CO2 emission and the per-capita GDP, there are increasing trends over time. As we can see from the graph, Turkey still seems to be in the pre-Industrial period.The Fixed-Effects results examined for the worldwide pollution haven hypothesis are partly statistically significant. Exchange rate and FDI are the significant variables in the data set. In order to find evidence for the PHH, the variable CO2 was expected to be statistically significant. But, as we can see from the results, CO2 is not statistically significant.And finally, the regression results for Turkey examining the PHH show that, only CO2 and exchangerate are statistically significant. Thus, we can conclude that, there is some weak evidence of PHH with CO2 for Turkey. The significance of exchangerate seems quite plausible, since not only the pollution-intensive industries but also every industry may be affected by exchange rate trends. | en_US |
dc.language | English | |
dc.language.iso | en | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Ekonomi | tr_TR |
dc.subject | Economics | en_US |
dc.title | Examining the relationship between trade and environment | |
dc.title.alternative | Ticaret ve çevre arasındaki ilişkinin incelenmesi | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | İktisat Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Environmental problems | |
dc.subject.ytm | Environmental pollution | |
dc.subject.ytm | Trade | |
dc.subject.ytm | Pollution haven hypothesis | |
dc.subject.ytm | Landscape design | |
dc.subject.ytm | Environmental pollutants | |
dc.subject.ytm | Environmental Kuznets Curve | |
dc.identifier.yokid | 431798 | |
dc.publisher.institute | Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.publisher.university | GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 317579 | |
dc.description.pages | 133 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |