Show simple item record

dc.contributor.advisorKılınç, Yurdanur
dc.contributor.authorPatiroğlu, Türkan
dc.date.accessioned2020-12-30T08:17:06Z
dc.date.available2020-12-30T08:17:06Z
dc.date.submitted2000
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/496817
dc.description.abstractÖZET Son yıllarda çocukluk çağı akut lösemilerinin tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve ALL tamamen iyileşebilir bir hastalık halini almıştır. Lösemiden tam iyileşmenin sağlanması için tanı aşamasında prognostik risk faktörlerinin iyi belirlenmesi önem kazanır. Bu faktörlerin en önemlilerinden biri de hücre içi DNA miktarının tayini ve sentez fazı fraksiyonunun ölçülmesidir. Özellikle ALL 'de hiperdiploidinin varlığı, prognozun iyi olacağının göstergesi kabul edilir. Bu çalışmada Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı'nda tanı alan 24'ü ALL, 6'sı AML olan 30 akut lösemili olguda AH ile DNA miktarı ve SPF ölçümü yapılarak prognoza etkisi araştırıldı. ALL'li 24 olgunun 8'inde ve AML'li 6 olgunun dördünde olmak üzere, toplam 12 olguda (% 40) anöploidi saptandı. C-ALL'li bir ve T- ALL'li üç olguda hiperdiploidi gözlenirken, c- ALL'li iki ve B-ALL'li iki olguda hipodiploidi saptandı. Bir AML M2, bir de AML M3 olan olguda hiperdiploidi, AML M2 ve M4 olan diğer iki olguda ise hipodiploidi saptandı. ALL'li olguların 13 'ünde SPF < % 6, 581 l'inde ise SPF > % 6 bulundu. AML M3 ve M4 olan iki olguda SPF > % 6 iken, diğer AML'li olgularda SPF < % 6 idi. Takip sırasında ALL'li yedi ve AML'li beş olgu öldü. Ölen ALL'li olguların dördü c-ALL, biri T-ALL ve ikisi de B-ALL idi. B-ALL'li iki olguda ve c-ALL' li olup da ölen olgulardan birinde hipodiploidi vardı. Hiperdiploidi saptandığı halde, T-ALL'li bir olgu sepsis nedeni ile kaybedildi. AML'li olgularda ölüm ve anöploidi arasında paralellik gözlenmedi. Hipodiploidi saptanan ALL'li dört olgunun lökosit sayılan > 50000/mm3 idi ve bu olgular 10 yaşın altında idi. AML'li olgularda ise anöploidi ile yaş ve lökosit sayıları arasında ilişki kurulamadı. ALL'li olgularda lökosit sayısının yüksekliği, B fenotipi, hipodiploidi ve ölüm arasında paralellik olduğu halde, AML'li olgularda hipodiploidi veya hiperdiploidi olsun, anöploidi ile yaş ve lökosit sayılan arasında paralellik olmasa da prognozun kötü olduğu gözlendi. Sonuç olarak, çocukluk çağı lösemilerinde DNA miktarı tayini ve SPF ölçülmesinin iyi bir prognostik faktör olduğu vurgulandı. 59
dc.description.abstractSUMMARY Acute leukemia in childhood is a curable disease because of recent advances in the treatment of acute leukemia. Therefore, it is important that trials prospectively collect data on potential prognostic factors in all patients. Measurement of DNA content and SPF has strong and independet prognostic significance. DNA hyperdiploidy is especially associated with a favorable prognosis in ALL. In this study, DNA content and S-phase fraction (SPF) were analyzed by flow cytometry in 30 cases diagnosed with ALL (24) and AML (6) in Pediatric Department of Hematology of Erciyes University Medical Faculty by flow cytometry and were determined the relationship between DNA ploidiy and prognosis. Eight of 24 cases with ALL and four of six cases with AML had aneuploidy. One case with c-ALL and three cases with T-ALL had hyperdiploidy but two cases with B- ALL had hypodiploidy. Two cases with AML M2 and M3 had hyperdiploidy but two other cases with AML M2 and M4 had hyperdiploidy. 13 cases with ALL had SPF < % 6 but 1 1 60cases with ALL had SPF > % 6. Two cases with AML M3 and M4 had SPF > % 6 but other cases with AML had SPF < % 6. Seven cases with ALL and 5 cases with AML died in follow up period. 4 of 7 cases with ALL who had c-ALL, one case had T-ALL and also two cases had B-ALL. Hypodiploidy was observed in two dead cases with B-ALL and one dead case with c-ALL. One case with T-ALL had hyperdiploidy died because of septicemia. No correlation was observed between aneuploidy and death in cases with AML. Leucocytes counts of four cases who had hyperdiploidy were above > 50000/mm3 and they were younger than 10 years. No relationship between aneuploidy, age and leucocyte counts of cases with AML was founded. Although the parallelism was observed between death, hypodiploidy, B-immunophenotyping and leucocyte counts in cases with ALL, no correlation was founded among death, aneuploidy and leucocyte counts in cases with AML. Finally, it was emphasized that analysis of DNA content and SPF had a prognostic significance. 61en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHematolojitr_TR
dc.subjectHematologyen_US
dc.subjectÇocuk Sağlığı ve Hastalıklarıtr_TR
dc.subjectChild Health and Diseasesen_US
dc.titleÇocukluk çağı akut lösemilerinde akış hücremetresi ile DNA miktarı tayini ve sentez faz fraksiyonunun (SPF) prognozla ilişkisi
dc.title.alternativeRelationship between prognosis and measurement of the DNA content and S-Phase Fraction by flow cytometry in children with acute leukemia
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid104337
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityERCİYES ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid99322
dc.description.pages71
dc.publisher.disciplinePediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess