Preeklampsi profilaksisinde düşük doz vitamin E`nin yeri

Abstract

49 ÖZET Biz bu çalışmamızda antioksidan olan Vit E' nin preeklampsi profılaksisindeki yerini belirlemeyi amaçladık. Çalışmaya başlangıçta sağlıklı olan profılaksi grubundan 130, kontrol grubundan 130 gebe dahil edildi. Profılaksi grubundan 107, kontrol grubundan 113 gebe çalışmayı tamamlayabildi. Her iki grupdaki gebeler 13-20. haftalar arası takibe alındı ve profılaksi grubuna 100 İÜ/gün dozunda Vit E başlandı. Tüm gebelerden ilk kontrollerinde, her iki grupdan preeklampsi gelişmeyenlerden randomize şekilde seçilen gebelerden 30-38. haftalar arasında ve preeklampsi gelişen gebelerden preeklampsi tespit edildiği zaman Vit E değerleri tayin edildi. Ayrıca her iki grupdan randomize şekilde seçilen aynı gebelerden ve preeklampsi gelişen gebelerden kord kanı Vit E tayinleri yapıldı. Çalışmamızda profılaksi grubunda preeklampsi görülme insidansı %8.4, kontrol grubunda %8.8 olarak tespit edilmiştir. Gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir.50 Her iki grupda preeklampsi gelişenlerde anne kanı Vit E değerleri preeklampsi gelişmeyenlerle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı şekilde düşük bulunmuştur. Profılaksi grubunun birinci Vit E değerleri kontrol grubunun birinci Vit E değerleri ile karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunamadı, ikinci Vit E değerleri karşılaştırıldığında ise profılaksi grubunda istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olarak bulunmuştur. Her iki grupda preeklampsi gelişen ve gelişmeyen gebelerde anne kanı ile kord kanı Vit E değerleri arasında pozitif korelasyon tespit edilmiştir. Profılaksi grubunda preeklampsi gelişenler, kontrol grubunda preeklampsi gelişen ve gelişmeyen gebelerde anne kanı ile kord kanı Vit E değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Profılaksi grubunda preeklampsi gelişmeyen gebelerde anne kanı Vit E değerleri kord kanı Vit E değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksekti. Profılaksi grubunda preeklampsi gelişenlerde kord kanı Vit E değerleri preeklampsi gelişmeyenlerle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı, ama kontrol grubunda preeklampsi gelişenlerde kord kanı Vit E değerleri istatistiksel olarak anlamlı şekilde düşüktü. Profılaksi ve kontrol grupları arasında kord kanı Vit E değerleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Bu sonuçlara göre preeklampsi gelişen gebelerde oksidatif hasara bağlı antioksidan olan Vit E seviyeleri anne ve kord kanında düşük tespit edilmiştir. Preeklampsi profılaksisinde kullandığımız 100 İÜ/gün Vit E anne kanı serum seviyelerini yükseltmiştir, ama kord kanı Vit E değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı yükselme olmamıştır. Preeklampsiyi önlemede 100 İÜ/gün Vit E'nin yararlı etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Biz preeklampsi profılaksisinde 100 İÜ/gün Vit E dozunun yetersiz olduğu kanaatindeyiz. Bundan sonraki çalışmalardaki amaç, Vit E ve diğer antioksidanların preeklampsiyi önlemede en etkili ve minimum dozunu tespit etmeye yönelik olmalıdır.

51 SUMMARY The aim of this study was to determine the effectiviness of vitamin E, which is an antioxidant, in prevention of preeclampsia. In the beginning 130 pregnants in the prevention group and 130 pregnants in the control group were included in to the study. 107 pregnants from prevention group and 113 pregnants from control group were able to complete the study. The patients of both groups were started to follow from the week 13 to week 20 and vitamin E was given at a dose of 100 IU/days in prevention group. Vitamin E values were determined in their first controls in all the pregnants, between the week 30 and 38 in pregnants randomly selected from those and in women developed preeclampsia. In addition, cord blood vitamin E detections were made in the pregnants randomly selected from both groups and in those preeclampsia developed.52 In our study preeclampsia incidence was detected to be % 8.4 in the prevention group and % 8.8 in the control group. Difference between the groups is not significant statistically. When mother's blood vitamin E values those in preeclampsia developed in both groups were compared with those in preeclampsia didn't develop. The difference in women developed preeclampsia was found to be statistically significantly low. When the first vitamin E values of prevention group was compared with those of control group, there was no significant difference, and when the second vitamin E values were compared the difference was found to be statistically significantly high. Positive correlation was detected between mothers blood and cord blood in the pregnants in whom preeclampsia developed and didn't develop in both groups. There was no statistically significant difference between mother's blood and cord blood vitamin E values in preeclampsia developed in prevention group, and in pregnants those in preeclampsia developed and didn't develop in control group. Mother's blood vitamin E values were statistically significantly higher than cord blood vitamin E values in the pregnants those in preeclampsia didn't develop in prevention group. When cord blood vitamin E values those in preeclampsia developed were compared with there in preeclampsia didn't develop in prevention group, there wasn't any statistically significant difference but cord blood vitamin E values were statistically significantly low in those in whom preeclampsia developed in control group. When cord blood vitamin E values were compared there was no statistically significant difference between prevention and control groups. According to these results, vitamin E levels, which are antioxidant depending on the oxidative damage in the pregnants in whom preeclampsia, developed were detected low in mother's and cord blood. The dosage of 100 IU/days of vitamin E we used in prevention of preeclampsia increased mother's blood serum levels, but there wasn't any statistically53 significant increase in cord blood vitamin E doesn't have a useful effect in the prevention of preeclampsia. We are of the opinion that the dose of 100 IU/days of vitamin E is insufficent in prevention of preeclampsia. The objective in the future studies must be directed to the detection of the most effective and minimum dose of vitamin E and other antioxidants in the prevention of preeclampsia.