dc.contributor.advisor | Güven, Kadri | |
dc.contributor.author | Şimşek, Tayfun | |
dc.date.accessioned | 2020-12-30T08:16:05Z | |
dc.date.available | 2020-12-30T08:16:05Z | |
dc.date.submitted | 2002 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/496580 | |
dc.description.abstract | 6. ÖZET Çölyak hastalığı, genetik olarak hassas bireylerde gluten içeren gıdaların alınmasıyla tetiklenen ince barsak mukozası haşarıyla karakterizedir. Etyopatogenezde buğday, çavdar, arpa, yulaf gibi tahıl ürünlerinde bulunan gluten ve buna karşı gelişmiş anormal immün cevap sorumlu tutulmaktadır. Glütene gösterilen immün cevap sadece barsak haşarıyla sınırlı kalmayıp, vücudun diğer dokularında da hasar oluşturabilmektedir. Klinik bulgular; hastanın yaşı, hastalığın süresi, şiddeti ve ekstraintestinal patolojinin varlığına göre değişir. Çeşitli çalışmalarda yeni tanı almış çölyak hastalarının yaklaşık % 50'sinde gastrointestinal semptomların olmadığı, hastalığın klinik belirtilerinin ve görülme yaşının değişken olduğu, aşikar malabsorpsiyon tablosu ile seyredebileceği gibi sessiz seyir de gösterebileceği bildirilmektedir. Atipik semptomlara sahip olabilmesi veya hiç semptom olmaması nedeniyle çölyak hastalarını saptayabilmek güçtür. Çölyak hastalığı toplumda önemli mortalite ve morbiditeye sebep olabilir ve klinik bulgulara göre erken tanı konulamayabilir. Bunun sonucunda inatçı demir eksikliği anemisi, infertilite, osteoporoz, otoimmün hastalıklar ve lenfoma gibi tedavisi zor komplikasyonlar gelişebilir. Glutensiz diyetle etkili bir tedavisinin olması, hassas ve basit tarama testlerinin elde edilebilirliği nedeniyle Avrupa'da tarama çalışmaları yapılmış ve çölyak hastalığının en sık görülen genetik kökenli hastalıklar arasında olduğu ortaya çıkarılmıştır.56 Çölyak hastalığı genetik (HLA ve non-HLA genler) ve çevresel faktörlerin (gluten içeren tahıllar) etkileşimi sonucunda oluştuğu için, bu iki bileşenin dünyadaki dağılımı, hastalık açısından riskli bölgeleri ortaya çıkarır. Tarama çalışmaları sonucunda Avrupa kıtası riskli bölge olarak tanımlanmış olmasına rağmen, çölyak hastalığının nadir olarak bilindiği kıtalarda da genetik ve çevresel faktörlerin birlikteliği ve hastalığın yeterince teşhis edilememesi söz konusu olabilir. Nitekim yeni epidemiyolojik çalışmalar Amerika, Kuzey Afrika, Asya gibi coğrafi bölgelerde çölyak hastalığının yeterince teşhis edilemediğini göstermektedir. Türkiye'de çölyak hastalığı sıklığı ile ilgili bir veri henüz elde edilememiştir. Bu çalışmanın amacı, aşikar malabsorpsiyon tablosu dışındaki çeşitli hastalıklar nedeniyle başvuran 20-59 yaş grubu erişkinlerde çölyak hastalığı sıklığını belirlemek ve böylece Kayseri'deki erişkin çölyak hastalığı prevalansı hakkında bilgi edinmektir. Çalışmaya 20-59 yaş grubundan toplam 906 kişi (ortalama yaş 38.42 ±11.19, 448 erkek, 458 kadın) alındı. Olgular yaşlarına göre 20-29, 30-39, 40-49, 50-59 yaş olmak üzere dört gruba ayrıldı. Gruplar arasında cinsiyet ve yaş dağılımı açısından anlamlı farklılık yoktu. Çalışmaya katılan olguların % 29.9'unda alt hastalık bulunurken, % 36.5'inde nonspesifik semptomlar mevcuttu. Birinci aşamada tüm olgulardan serum IgA düzeyi ve anti-tTG IgA antikor testi çalışıldı. Olguların % 0.6'sında (5 kişi) serum IgA düşüklüğü ve % 5.07'sinde (48 kişi) anti-tTG IgA antikor pozitifliği saptandı. İkinci aşamada serum IgA düşüklüğü saptanan 3 kişiye, anti-tTG IgA antikor testi negatif çıkan 13 kişiye ve anti-tTG IgA antikor testi pozitif çıkan 39 kişiye endoskopik duodenum biyopsisi yapıldı. Endoskopik biyopsi sonucunda serum IgA düşüklüğü olan 1 kişide ve anti-tTG IgA antikor testi pozitif olan 15 kişide çölyak hastalığı ile uyumlu olabilecek mukoza değişiklikleri saptandı; 4 kişide (2 erkek, 2 kadın) Marsh 1 lezyonu, 3 kişide (3 kadın) Marsh 2 lezyonu ve 9 kişide (7 erkek, 2 kadın) Marsh 3 lezyonu vardı. Anti-tTG IgA antikor titresi ile biyopsi bulguları arasında korelasyon yoktu. Sadece 100 U/ml üzerinde antikor titresine sahip olgulardan biyopsi yapılanların hepsinde Marsh 3 lezyonu saptandı. Çalışmamızda çölyak hastalığı prevalansı en azından 9/906 (% 0.99) olarak bulundu. Çalışmamızda tespit edilen çölyak hastalarının % 77.7'si 40 yaşın üzerindeydi, % 33.3'ünün alt hastalığı vardı ve % 33.3'ü asemptomatikti. En sık saptanan semptomlar kabızlık, gaz ve gurultuyken, ishal sadece bir hastada vardı. Karşılaşılan alt hastalıklar tip 2 DM, hipertansiyon ve hepatit B enfeksiyonu idi. Anemi ve tiroid otoantikorları hiç birisinde saptanmazken, % 22.2'sinde demir, % 1 1.1'inde folik asit ve % 1 1. Tinde vitamin B12 eksikliği, % 22.2'sinde karaciğer enzim yüksekliği ve % 11.1 'inde subklinik hipotiroidi bulundu.57 Bu çalışma, Kayseri'deki erişkin yaş grubunda çölyak hastalığının sık bulunduğunu, serolojik testlerle aktif olarak taranmadıkça, çoğu olgunun teşhis edilmeden kalacağını, serolojik test pozitifliğinin çölyak hastalığı tanısı için tek basma yeterli olamayacağını, kesin tanı için ince barsak biyopsisinin gerekli olduğunu göstermektedir. | |
dc.description.abstract | 7. SUMMARY Celiac disease is characterized with damage of small intestinal mucosa triggered by ingestion of nutrients containing gluten in genetically susceptible individuals. In ethiopathology, gluten which is found in wheat, barley, rye, oat and the immune response against the gluten fractions are responsible. The immune response againts is not only limited with intestinal damage but only other tissues of the organism. Clinical presentation alters according to the age of patient, duration and intensity of the disease and also presence of extraintestinal pathology. Many studies suggest that approximately 50 percent of newly diagnosed celiac disease patients may have no gastrointestinal symptoms, the clinical features and age of presentation may be various, on the other hand celiac disease may present with evident malabsorbtion while it is silent in some patients. It's hard to diagnose celiac disease patients due to presence of atypical symptoms or silence progression. Celiac disease may cause high mortality and morbidity rates and may be underdiagnosed according to the clinical findings at early stage. As a result complications such as refractory iron deficiency anemia, infertility, osteoporosis, otoimmun disturbances and lymphoma may occur. Many scanning studies were performed in Europe because of successful treatment with gluten-free diet and availability of sensitive-simple scanning tests for celiac disease. These studies showed that celiac disease is one of the most common hereditary diseases.59 Since celiac disease occurs as a result of interaction of genetic (HLA and non-HLA genes) and environmental factors (gluten containing nutrients), the distrubution of these two factors over the world shows the regions at risk. Although the European countries were defined as regions with high risk for celiac disease in some studies, the interaction of genetic and environmental factors and also underdiagnosed patients may be present in those countries where celiac disease is known to occur rarely. As a matter of feet, new epidemiological studies show that celiac disease is underdiagnosed in some geographical regions such as United States of America, North Africa and Asia. But no data is available about the prevalence of the disease in Turkey. The aim of this study was to determine the prevalence of celiac disease in 20-59 aged adults, admitted to the hospital because of several complaints except evident malabsorbtion and also to obtain data about the prevalence of celiac disease in Kayseri region. 906 subjects (448 males, 458 females) were studied in the study aged betweeen 20-59 years (mean age 38.42 ±11.19). The subjects were divided into 4 groups according to the ages of 20-29, 30-39, 40-49, 50-59 years. There was no significant difference between the groups for gender and age while 29.9 percent of the patients in the study had an underlying disease, 36.5 percent had nonspesific symptoms. In the first stage, serum IgA levels and anti-tTG IgA antibody levels were performed in all subjects. IgA deficiency was found in 5 of them (% 0.6) and anti-tTG IgA positivity was found in 48 of them (% 5.07). In the second stage, endoscopic duodenal biopsy was performed for 3 subjects in whom serum IgA was found to be low, also to 13 subjects in whom anti-tTG antibody was found negative and to 39 subjects in whom anti-tTG antibody was found positive. As a result of endoscopic biopsy, mucosal changes related with celiac disease was detected in only one of the subjects with IgA deficiency and in 1 5 of the subjects whom had anti-tTG IgA antibody positivity; infiltrative lesions (Marsh 1) were found in 4 subjects (2 males, 2 females), hyperplastic lesions (Marsh 2) were found in 3 subjects (3 females) and destructive lesions (Marsh 3) were found in 9 subjects (7 males, 2 females). There was no correlation between anti-tTG IgA antibody titers and the endoscopic biopsy findings. Destructive lesions were detected in only two subjects whom had antibody titers above 100 U/ml. In our study, prevalence of celiac disesae was found to be at least % 0.99 (9/906). Of the 9 celiac patients diagnosed in our study, 7 patients (% 77.7) were older than 40 years, 3 patients (% 33.3) had an underlying disease and 3 patients (% 33.3) were asymptomatic. The underlying diseases were type 2 DM, hypertension and hepatitis B infection. While anemia and thyroidal autoantibodies were present in none of them; iron deficiency, folic acid deficiency,60 B12 deficiency, liver transaminase abnormalities and subclinical hypothyroidism were found to be at percentages of 22.2, 11.1, 11.1, 22.1, 11.1 respectively. This study shows that celiac disease is common among adults in Kayseri region and many patients may be underdiagnosed if not studied with serological assays, also serological test positivity may not be enough alone for the diagnosis and that intestinal biopsy is required for definite diagnosis. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Gastroenteroloji | tr_TR |
dc.subject | Gastroenterology | en_US |
dc.title | Kayseri yöresindeki erişkin populasyonunda çölyak hastalığı prevalansı | |
dc.title.alternative | The Prevalence of celiac disease among adult population in Kayseri region | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | İç Hastalıkları Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 126723 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | ERCİYES ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 123939 | |
dc.description.pages | 79 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |