Show simple item record

dc.contributor.advisorAktaş, Ekrem
dc.contributor.authorAykol, Deniz
dc.date.accessioned2020-12-30T08:15:45Z
dc.date.available2020-12-30T08:15:45Z
dc.date.submitted2003
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/496499
dc.description.abstract46 7-OZET Alopesi areata (AA), etyopatogenezinde stres ve immünolojik mekanizmalann rol oynadığı düşünülen, psikokutan bir hastalıktır. Yapılan çalışmalar sonucunda alopesi areatalı hastaların önemli oranda, hastalıklarının seyri sırasında veya hayatlarının bir döneminde anksiyete, depresyon gibi psikonörotik tablolar sergiledikleri, hastalıklarının gelişiminden aylar veya hemen öncesinde istenmeyen stresli yaşam olayları veya akut anksiete yaşadıkları gösterilmiştir (7, 8). Psikokutan hastalıkların patogenezinde, 'Psikonöroendokrinimmunoloji' sistemi ve bu sistemin endokrin mediatörleri olan nöropeptidlerin rol oynadıkları düşünülmektedir. P- endorfin en önemli stres mediatörü olmasının yamsıra belirgin immunregülatuar etkiler de gösteren bir nöropeptiddir. Bu çalışmamızda, alopesi areatalı hastalarda anksiyete ve depresyon gibi psişik faktörlerle P-endorfin'in ilişkisi ve bu faktörlerin iyileşmeye etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza, klinik olarak % 50'den daha az saç dökülmesi olan ve daha önce tedavi almamış 37 AA'lı hasta ile 30 sağlıklı kontrol grubu alındı. Saç kaybımn şiddeti Olsen ve arkadaşlarının önerdiği metoda göre, tüm alopesik alanların saçlı derideki toplam alanının yüzdesinin belirlenmesi şeklinde hesaplandı. Hastalara ayda bir kez olmak üzere intralezyonal steroid (triamsinolon asetonid, 10mg/ml) tedavisi, 3 defa uygulandı ve 8 hafta sonra hastalar tekrar değerlendirildi. Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası radyoimmunessey yöntemi ile p-endorfin düzeyleri belirlendi ve eş47 zamanlı olarak Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skalaları ile skorları saptandı. Tedavi öncesi ve sonrası tespit edilen değerler hem kontrol grubu hem de hastaların kendi aralarında karşılaştırılarak istatistiksel değerlendirilmeleri yapıldı. Aynı zamanda hastalar tedavi sonrasında % 50'den az ve fazla iyileşme gösterenler olmak üzere iki gruba ayrılarak plazma p-endorfin düzeyi, Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları kıyaslandı. Hasta grubunun tedavi öncesi ve sonrası plazma p-endorfin düzeyleri kontrol grubundan farklı değildi (p>0.05). Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası kontrol grubuna göre yüksek bulundu (p<0.05). Hastaların depresyon ile anksiyete skorları arasında hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası anlamlı bir korelasyon vardı (p<0.05). Plazma p-endorfin seviyeleri ile Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları arasında ise hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası plazma p-endorfin düzeyleri, Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları arasında anlamlı bir fark yoktu. Yüzde 50'den az ve % 50'den fazla iyileşme gösteren AA'lı hasta gruplarının plasma P-endorfin düzeyleri, Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları arasında hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası bir fark saptanmadı. Bu grupların kendi içlerinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası p-endorfin düzeyleri, depresyon ve anksiyete skorları arasında da farklılık tespit edilemedi. Alopesik alan yüzdesi ile tedavi öncesi P-endorfin düzeyleri, Hamilton depresyon ve Hamilton anksiyete skorları arasında bir korelasyon gözlenmedi. Hastalık süresi ile tedavi öncesi P-endorfin düzeyleri, Hamilton depresyon ve anksiyete skorları arasında da korelasyon saptanamadı. Bu çalışmamızda, alopesi areatamn etyopatogenezinde depresyon ve anksiyete gibi stres faktörlerinin rolü olmasına karşın, P-endorfin düzeyinin etkilenmediği ve iyileşmenin bu faktörlerden bağımsız geliştiği sonucuna varıldı. P-endorfin' in etyopatogenezdeki rolünün anlaşılabilmesi için daha geniş hasta sayılan ile ve daha şiddetli lezyonlan olan hastaların dahil edildiği çalışmaların gerekli olduğu kanısındayız.
dc.description.abstract48 8-SUMMARY Alopecia areata (AA) is a psychocutaneous disease, in the ethiopathogenesis of which stress and immunologic mecanisms are thought to have a role. Studies have shown that the patient with AA suffer significantly from psychoneurotic disorders, such as anxiety and depression, during their illness or any period of their life span and have undesirable stressful events or acute anxiety months before or right before the onset of the disease (7, 8). It has been thought that psychoneuroendocrimmmunologic system and endocrine mediators of this system play an important role in the pathogenesis of these psychocutaneous disorders. Besides being the most important stress mediator, P-endorphin is also a neuropeptide which has distinct immunoregulatuar effects. In this study, we aimed to identify the relationship of P- endorphin and some psychiatric factors such as anxiety and depression with the effects of these factors on the recovery of the patients with AA. Thirty-seven patients with AA, whose hair loss was clinically less than 50% and who had no previous treatment and 30 healty people as the control group were included in this study. The severity of the hair loss was measured by the method suggested by Olsen at all, in which the percentage of the alopecia areas on the total area of the hairy scalp was identified. The patients were treated with intralesional49 steroid (triamcinolon acetonide, 10mg/ml) once a month and this treatment was repeated three times. After 8 weeks, the patients were clinically reevaluated. P- endorphin levels of the patients were identified by radioimmunassay both before and after the treatment and the scores were measured by Hamilton anxiety and Hamilton depression scales. By comparing the findings of the patients with those of the control group, as well as the findings of the patients each, both before and after the treatment, they were satistically evaluated. At the same time, after the treatment, the patients were divided into two groups as the ones with a recovery rate higher than 50% and the ones with lower than 50% and their plasma P-endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores were compared. P-endorphin levels of the patients before and after the treatment was not different from those of the control group ( p>0.05). However, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores of the patients were found higher than those of the control group both before and after the treatment (p<0.05). There was a significant correlation between the anxiety and depression scores of the patients both before and after treatment (p<0.05). However, no statistically significant correlation was found between the plasma P-endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores both before the treatment and after treatment. No satistically significant difference was observed in the plasma p-endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores of the patients before or after the treatment. No difference was identified between the plasma P-endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores of the patients with a recovery rate lower than 50% and those with a recovery rate higher than 50% both before the treatment and after the treatment. No difference was found between the plasma p-endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores of the patients in this goups both before and after the treatment. No correlation was observed between the percentage of the alopecia area, p- endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores before the treatment. No correlation was found between the duration of the disease and p~50 endorphin levels, Hamilton depression and Hamilton anxiety scores before the treatment. Although stress factors, such as depression and anxiety, play a role in the ethiopathogenesis of AA, we have concluded that P-endorphin levels are not affected and recovery is independent of these factors. In our opinion that more studies, in which more patients and more severe lesions are included, need to be carried out so that the role of P-endorphin in the ethiopathogenesis could be better understood.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectDermatolojitr_TR
dc.subjectDermatologyen_US
dc.titleAlopesi areta`da beta-endorfin, anksiyete ve depresyonun rolü
dc.title.alternativeThe roles of beta-endorphin, anxiety and depression in alopicia areata
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDermatoloji Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid142763
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityERCİYES ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid138492
dc.description.pages57
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess