dc.contributor.advisor | Baktır, Ali | |
dc.contributor.author | Kaya, Erdal | |
dc.date.accessioned | 2020-12-30T08:13:29Z | |
dc.date.available | 2020-12-30T08:13:29Z | |
dc.date.submitted | 2005 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/495989 | |
dc.description.abstract | ÖZET Amaç: Bu çalışma; erişkin hastaların, ayrılmış kapalı ve tipi açık tibia cisim kırıklarında, tedavi tipinin, klinik ve fonksiyonel iyileşme sonuçlarına etkisini belirlemek için yapıldı. Hastalar ve yöntem: Kasım 2003-Ekim 2004 tarihleri arasında 16 yaşından büyük, eklemleri ilgilendirmeyen, ayrılmış kapalı ve tipi açık tibia cisim kırığı olan 50 hasta çalışmaya alındı. Rastgele olarak 25 hasta intramedüller çivileme (ÎMÇ) ve 25 hasta alçı ile tedavi edildi. Tedavisi biten hastalar takibe alındı. Kırıklar; AO, Gustilo-Anderson ve Tscherne-Gotzen sınıflamalarına göre değerlendirildi. Alçı ile tedavi edilen 25 (14 kadın ve 1 1 erkek) hastanın, yaş ortalaması 37.2 (18- 67) idi. 25 hastanın beşi, kapalı redüksiyon ve uzun bacak alçısı uygulanarak tedavi edildi. Diğer 20 hasta kapalı redüksiyon ve kırık hattının üstünden ve altından kemiğe K telleri yerleştirilerek inkorpore edilmiş uzun bacak alçısı ile tedavi edildi. Uzun bacak alçısı ortalama 9.7 (6-16) haftada patellar tendona baskılı (PTB) alçı şekline değiştirildi. Tüm hastalar tam kaynama tespit edilinceye kadar PTB alçısı ile takip edildi Yirmi beş hasta İMÇ ile tedavi edildi. Bunlar, yaş ortalaması 41.2 (23- 70) yıl olan; 21 erkek, dört kadın hasta idi. Çivilerin 17'si statik, yedisi dinamik olarak kilitlendi. Bir çivi (Disc-o-tech®; şişirilebilir çivi) kilitlenmedi. İki yönlü grafılerde tespit edilebilen en az %50 kortikal temas varlığı, 5° veya daha az varus veya valgus deformitesi, 10° veya daha az öne veya arkaya açılanma, 10 mm veya daha az kısalık, 10°' den az rotasyon deformitesi olması kabul edilebilir redüksiyon kriterleri olarak belirlendi. Kabul edilebilir redüksiyon kriterlerindenbüyük değerler malunion olarak düşünüldü. Hastanın tam ağırlık vererek ağrısız yürüyebilmesi klinik olarak yeterli kaynama kabul edildi. Radyografik iyileşmeye ön arka ve yan grafılerde köprüleşen kallusun varlığı ile karar verildi. Travmadan sonra 20 haftaya kadar radyolojik ve klinik kaynama bulgularının olmaması kaynama gecikmesi olarak kabul edildi. Bulguların dokuz ayda olmaması durumu ise kaynamama sayıldı. Sonuçlar, Johner-Wruhs tarafından tanımlanan kriterlere göre değerlendirildi. İstatistiksel analizler student-t ve Ki kare testleri kullanılarak yapıldı. 0.05' den küçük P değeri, anlamlı kabul edildi. Bulgular: Yirmi sekiz (%56) hastada kırıkların en önemli sebebi trafik kazalarıydı. On üç hasta düşme, beşi spor travması, dördü iş kazası sonucu yaralanmıştı. Hastanede yatma süresi, çivileme grubunda ortalama 13.6 (2-52) gün ve alçı grubunda ise 9.3 (2-37) gün idi (P> 0.05). Tüm hastalar ortalama 35.6 hafta takip edildi. Ortalama kaynama zamanı, çivi grubunda 17.6 (10- 30) hafta, alçı grubunda 20.4 (12- 34) hafta olarak tespit edildi (P> 0.05). İşe dönme süresi çivi grubunda, 17.9 ± 6.08 haftaya karşılık; alçı grubunda 22.3 ± 4.6 hafta idi (P< 0.05). Alçı tedavisi sonrası dört hastada, çivi grubunda ise üç hastada kaynamama görüldü. Çivi ile tedavi edilen 22 (%88) ve alçı ile tedavi edilen 21 (%84) kırık kaynadı. Çivi grubunda sonuçlar; dokuz hastada mükemmel, 11 hastada iyi, iki hastada orta ve üç hastada kötü idi. Alçı grubunda sekiz hastada mükemmel, 12 hastada iyi, bir hastada orta, dört hastada kötü sonuç vardı (P> 0.05). Sonuç: Başarılı sonuçlar (çok iyi ve iyi sonuçların toplamı) Johner- Wruhs kriterlerine göre değerlendirildi. İMÇ ve alçılama tedavileri arasında, istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (P> 0.05). Ayrılmış kapalı ve tipi açık tibia cisim kırıklarında alçı tedavisi, ilk tercih olmalıdır. Anahtar Kelimeler: İntramedüller çivileme, Kilitli İntramedüller Çivileme, Ön Diz ağrısı, Radyografiler,Tibia cisim kırıkları, Uzun Bacak Alçısı. vı | |
dc.description.abstract | COMPARISON OF CONSERVATIVE TREATMENT AND INTRAMEDULLARY NAILING METHODS FOR TIBIAL SHAFT FRACTURES IN ADULT PATIENTS ABSTRACT Aim: This study was performed to determine the effect of the type of treatment on the clinical and functional recovery outcomes in displaced closed and typel open fractures of the tibial shaft in adult patients. Patients and methods: Between November 2003 and October 2004, 50 patients ( over 16 years old) who had displaced closed and typel open nonarticular fracture of the tibial shaft were included in this study. Twenty five patients were randomized for treatment with an intramedullary nailing (IMN) and 25 patients were treated with plaster cast. Patients were followed prospectively. Fractures were assessed according to the AO, Gustilo-Anderson and Tscherne-Gotzen classifications. Twenty five patients (14 female and 11 male), who had been treated with plaster cast, had a mean age of 37.2 (18-67) years. Five of 25 patients were treated by closed reduction and the application of a long leg plaster cast. Other 20 patients were treated by closed reduction and skeletal K wires placed above and below the fracture line and incorporated in to the long leg plaster cast. The long leg cast was changed to PTB (patellar tendon bearing) cast at about 9.7 (6-16) weeks. All patients were followed up with PTB cast until complete fracture healing occurred. Twenty five patients were treated with IMN. There were 21 male and four female, with a mean age of 41.2 (23-70) years. Static locking was performed in 17 nails, seven nails were locked dynamically. One nail (Disc-o-tech®; inflatable nail) was not locked. The reduction was considered acceptable if there were at least 50 per cent cortical apposition as seen on anteroposterior and lateral radiographs, varus or valgus deformity of 5° or less, anterior posterior angulation 10° or less, shortening 10 mm or less and less than 10° rotational deformity. Values greater than the criteria for an viiacceptable reduction were considered a malunion. Union was accepted when the patients could painlessly walk folly weight bearing as clinically. Radiographic healing was judged as the presence of bridging callus as seen on both anteroposterior and lateral radiographs. Delayed union was defined if no radiological or clinical signs of consolidation were found at 20 weeks after injury. Signs were not at nine months was considered a nonunion. Final results were assessed according to the criteria introduced by Johner and Wruhs. Statistical analyses were performed using student-t and Chi square tests. P- value of less than 0.05 was considered significant. Results: Traffic accidents were the most common cause of fractures in 28 (56 per cent) patients. Thirteen patients were injured in falls, five in sporting accidents and four at work accidents. The average hospitalization time was 13.6 days in the nailed group and 9.3 days in the plaster cast group (P> 0.05). All patients were followed for a mean of 35.6 weeks. The mean time to union was 17.6 weeks in IMN group, 20.4 weeks in plaster cast group (P> 0.05). The mean time return to work in IMN group was 17.9 ± 6.08 weeks, compared to 22.3 ± 4.6 weeks in plaster cast group (P< 0.05). Nonunion occured in four patients after cast treatment and three in nailing group. Twenty two (88 per cent) fractures that were treated nailing and twenty one (84 per cent) fractures that were treated casting united. The final result was excellent in nine fractures, good in 1 1, fair in two and poor in three in IMN group. The final result was excellent in eight fractures, good in 12, fair in one and poor in four in casting group (P> 0.05). Conclusion: Successful results (excellent and good results) were evaluated according to the criteria of Johner and Wruhs. There were no statistically significant difference between plaster cast and IMN groups. Cast treatment must be initial choice of treatment of displaced closed and typel open fracture of the tibial shaft. Key words: Anterior knee pain, Intramedullary nailing, Locked intramedullary nailing, Long leg cast, Radiographs, Tibial shaft fractures. Vlll | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Ortopedi ve Travmatoloji | tr_TR |
dc.subject | Orthopedics and Traumatology | en_US |
dc.title | Erişkin hastaların tibia cisim kırıklarında konservatif tedavi ile intramedüller çivileme yöntemlerinin karşılaştırılması | |
dc.title.alternative | Comparison of conservative treatment and intramedullary nailing methods for tibial shaft fractures in adult patients | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 194403 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | ERCİYES ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 171989 | |
dc.description.pages | 93 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |