Kuşaklararası farklılık açısından üniversite gençliği ve aile

Abstract

Teknolojinin gelişmesi, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik koşullan yakından değiştirmiştir. Kentleşme, sanayileşme ve modernleşme gibi kavramlar yeni ilişkiler ağına y al açmış ve bu ilişkiler ağı günlük yaşantımızın bir parçası haline gelmiştir. Toplumsal değişme ve gelişme geleneksel yapının çözülmesine, inanç ve değerler sisteminin değişmesine neden olur. Bu durum toplumda bazı gerilimlerin yaşanmasına zemin hazırlar. Modernleşmenin hızı arttıkça değer yargılan arasındaki farklılaşmanın derecesi de artar. Böylece, geleneksel koşullar altında yetişmiş anne-baba, çocuklarım, kendilerine göre geleneksel olmayan koşullar altında yetiştirmek zorunda kalmışlardır. Bu konunun evrensel yönü ise her kuşağın kendini, diğer kuşaktan bütünüyle farklı görmesinden kaynaklanır. Anne-babaların gözünde gençler isyan eden, söz dinlemeyen ve kendilerine göre dejenere olan bir kuşaktır. Gençler açısından anne babalar ise çağın gereklerine cevap veremeyen, yeniliğe karşı direnç gösteren tutucu bir kuşaktır. Böylece `eski` ve `yeni` kuşak ayrımı ve çatışması her dönemde geçerliliğini korumuştur. Özellikle hızlı sosyal değişmenin yaşandığı modern toplumlar daha az gelişmiş toplumların aksine aile-genç çatışmasına daha fazla maruz kalmaktadır. Toplumumuzda da hızlı bir sosyal değişme yaşanmaktadır. Hızlı nüfus artışı, sanayileşme eğilimi, köy den kente göç, işsizlik, çarpık kentleşme sosyal değişmenin arzu edilmeyen durumlardır. Özellikle göçler şehirlerin hızla büyümesine ve birtakım sorunların, yaşanmasına sebep olmuştur. Kırsal bölgeden gelen aileler geleneksel değerlerini devam ettirmek istemelerine karşın, gençler kentlerde yaşayan akranlarının yaşam tarzım görerek onların bu yaşantılarına özenmekte ve onlar gibi yaşamak istemektedirler. Bu da bir taraftan geleneksel değerleri diğer taraftan da kentsel değerleri gören gençte çelişkiler yaratmaktadır. Böylece sosyal sistemdeki hızlı değişmeden etkilenen gençle ailesi arasında bir boşluk meydana gelmektedir. Bu boşluk aile-genç arasındaki değer farklılığından kaynaklanır. Böylece daha muhafazakar olan eski kuşakla daha asi ve yemliğe açık olan yeni kuşak arasında bir gerilim yaşanır. Sorumluluk ayrıcalığına sahip olma `yaş` kategorisiyle belirlenir. Yetişkin statüsüne ulaşmak isteyen, fakat yetişkinin sahip olduğu hayat tecrübesinden yoksun olan genç, bağımsız olma isteğinden dolayı ailesiyle anlaşamamaktadır. uBu açıdan aile genç arasında yaşanan çatışma, sosyal ilişkiler bağlamında değerlendirildiğinde önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle araştırmamızda evrensel olarak görülen bu anlaşmazlık biçiminin sosyo-kültürel yönünden, nedenlerine ve yoğunlukla yaşanan problem alanlarına üniversite gençliğine odaklanarak yer verilmiştir. Ayrıca yaşanan bu çatışmanın daha az yıkıcı ve sancısız geçmesi için nasıl çözümler getirilebileceğine bakılmaya çalışılmıştır. m

Development of technology has changed socio-cultural and socio-economic conditions. Some concepts such as urbanization, industrialization, modernization have caused new relationship and this relationship become one part of our daily-life. ' Social change and growth cause corruption of traditional structure and cause to change i the system of belief and values this situation raises the tension in society. As the speed of modernization increases, the degree of difference increases among values. So parents, who have grown up under traditional conditions according to themselves the universal side of this subject results from the declare every generation itselves totally different from me other generations. According to parents, the young are rebellions, not following advices and being degenerate in comparison to themselves (parents). Meanwhile, according to the young, the parents belong to a conservative generation and they are unaware of the age's demands, and show reaction to something new. So the differentiation and conflict of 'old' and 'new' generation exist in every period. Especially the modem societies in which the rapid social change exists are exposed to parent-young conflict more than the developing countries. In our society there is rapid social change as well. Rapid in creasing of population, industrialization, immigration, and unemployment are the situations that does not whish by means of social change. Especially immigration has caused the growth of cities and some problems indeed. Although the families that come from rural areas wish to carry on their traditional values, the young wish to live as their peer and sympathy their life-style. So the situation causes dilemma for the young, realizing both traditional values and urban values. Therefore, tjhere is going to be a gap between the parents and young who have effected the changed of rapid social system. This gap sterns from the value distinction between parents and young. So, the tension rises between more conservative old generation and more rebellious new generation. Being responsible is determined by age. Desiring to reach the adult statue but lack of the experience of adult the young could not agree with is family because of willing to be independent. Thus the conflict between young and parents becomes a serious problem when considered IVby means of social relationship. So we especially focused on university youth in our research to indicate the problem is a universal socio-cultural conflict. Moreover we try to find a solution in order to make the conflict less destructive.