Show simple item record

dc.contributor.advisorKayaoğlu, İsmet
dc.contributor.authorŞen, Mehmet Emin
dc.date.accessioned2020-12-29T15:02:25Z
dc.date.available2020-12-29T15:02:25Z
dc.date.submitted2008
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/448140
dc.description.abstractDört Halife döneminde Araplar ile Türkler arasında başlayan doğrudan ilişkiler, iki toplum arasında olumlu gelişmelere sahne olmuştur. Öncelikle Türkler, hemen Emevi Devleti içinde istihdam edilmeye başlanmıştır. Arap toplumunda askerî kabiliyetleriyle göze çarpan bu kavim, bir müddet sonra bu gücünün de etkisiyle İslam toplumu içinde yeni bir ihtilalin doğmasına da öncülük etmişlerdir. Abbasi ihtilalinde büyük emeği geçen Türkler, zamanla Abbâsî ordusunun kemiğini oluşturmuşlardır. İlk Abbâsî halifelerinin hakimiyet yıllarında faaliyet sahaları artan Türkler, gerek merkezde ve gerekse eyaletlerde önemli mevkilere tayin edilmişlerdir. Türklerin orduda hizmet etmesi Me'mûn ve Mu'tasım döneminde zirveye ulaşmış ve bu ordu özellikle Mu'tasım'ın erken dönemlerinde yavaş yavaş meydan ordusu haline gelmiştir. Neticede büyük bir güç haline gelen Türk ordusu için Mu'tasım yeni bir şehir kurmuş ve hilafet merkezini de yaptırdığı bu kente, yânî Sâmerrâ şehrine aktarmıştır. Burada büyük bir Türk kitlesi oluşmuştur. Bu, Yakın Doğu İslam dünyasında görülen ilk Orta Asya Türk varlığı olmuştur.İslam toplumunda görülün bu ilk Türk varlığı, H.232-334/M.847-945 yılları arasında yüzyıl boyunca devam edecek olan, Selçuklu öncesi Abbasi toplumunda görülen ?İlk Türk Nüfuzu? dönemi olmuştur. Beş asır gibi uzun bir süre devam eden Abbâsî İmparatorluğunun bu yüzyılı, üzerinde tam bir ittifak sağlanamamış olsa da bir kısım tarihçilerce ?İkinci Abbâsî Devri? olarak adlandırılmıştır. Bu döneme kadar artmakta olan Türk nüfuzu, bu dönemden itibaren artık kesin ve açık bir şekilde kendini göstermiş halifenin gücü yok olmaya başlamıştır. Bazı tarihçiler bu yüzyıl içindeki Türk Nüfuzu dönemini erken başlatıp erken kapatmaktadırlar. Türklerin her şeye güçlerinin yetmesi ve hiçbir şeye hükmedememeleri gibi iki husus dikkate alınınca ?İlk Türk Nüfuzu Dönemi? H.232/M.847 yılında başlamakta H.334/M.945 yılında bitmektedir.Bu dönem içinde Türkler sade bir asker olmaktan çıkıp idareye bizzat yön veren güç durumuna gelmişler ve yine bu dönemde Mısır'da iki, Azerbaycan'da bir tane olmak üzere üç tane bağımsız devlet kurmuşlardır. Bunlar, Mısır'da kurulan Tolunoğulları, İhşidler, Azerbaycan'daki Sacoğulları'dır.Türklerin varlığı yalnız askerî veya idarî alana mahsur kalmamıştır. Bu dönemde ilim ve kültür alanında da ünlü Türk şahsiyetler sivrilmiş ve bunların ilim ve kültür alanında büyük hizmetleri olmuştur. Cebir ilminin ilk öncüleri arasında Türk olarak ifade edilen Abdülhamîd İbn Vâsi İbn Türk ile Muhammed b. Musa el-Harezmî'nin olması bize Araplar tarafından daha önce bilinmeyen bu ilmin Türkler tarafından İslam Medeniyetine kazandırıldığını göstermektedir. Bu durum islamî ilimlerde de kendini göstermiş ve bu ilimlerin ilk tanınanları arasında Abdullah b. Mübarak et-Türkî, Ebû Bekir es-Sûlî, İmam Buharî gibi Türk ilim adamları ortaya çıkmıştır. Kendilerine has bir kültü¬re sahip olan Türkler, İslâma girerek İslam kültür ve medeniyetinin olgunlaşıp gelişmesine son derece önemli katkıda bulunmuşlardır.
dc.description.abstractThe direct relations between the Turks and the Arabs, which started during the Four Caliphates Period, created ground for positive interactions between the two nations. First of all, the Turks were taken into service during the Umayyads. The Turks who were notable for their battle abilities among the Arab clans were the pioneers to build a new insurrection in the Islam civilisation by means of that power. They became the backbone of the Abbasid army after their help with the Abbasid insurrection. Their influce and power rose notably under the first caliphates of the Abbasids and thus they earned high ranks both in provinces and the centre of the empire. Their activities in the army reached its peak during the reigns of Me?mun and Mu?tasım; and especially at the first years of Mu?tasım the army consisting of these Turks became a field army. Thus, when the Turkish army became an enormous power Mu?tasım built a new city for this army and located the throne to this city, Samarra. In this city Turkis masses gathered and thus, this made the first Turkish appearence in Near East Islamic world.This first Turkish presence in the Islamic world between H.232-334/M.847-945, constitutes the ?First Turkish Influence? seen before the Seljuqs in the Abbasids. This precise century, though not by the concencus of the whole historians, is deemed by some historians as the Second Phase of the Abbasids who reigned nearly five hundred years. The Turkish influence, which was steadly gaining ground, became more evident in this period and the power of the caliphate decreased. Some historians are giving the beginning and ending markings of this period using early dates. If we consider the fact that the Turks weren?t able to control anything even though they were really powerful and influential, one may say that the ?First Turkish Influence? could be dated back to H.232-334- M.847-945.In this period, the Turks become more of political figures who steered the whell of administration than being simple soldiers. Then again, they also established three independent countires- two in Egypt, one in Azerbaijan-; they are Tolunoğulları and Ihsidiler in Egypt and Sacoğulları in Azerbaijan.The existence of the Turks was not limited with only the military and administrative areas. In this period some notable Turkish scholars were active in both scientific and cultural areas. The existence of famous algebra scholars Abdulhamid Ibn Vasi Ibn Turk and Muhammad b. Musa el-Harezm shows us that this branch of the matemathics, which was priorly unknown to the Arabs, was introduced to them by the Turks. This situation was also relevant when we consider the Islamic Sciences and the first ones known in those fields were Turks as abdullah b. Mübarek et-Turki, Ebu Bekir es-sufi, and Imam Buhari.The Turks whom had their own unique specific culture by entering the Islamic world did many precios services in improving and maturing the Islamic culture and civilisation.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectTarihtr_TR
dc.subjectHistoryen_US
dc.titleAbbasilerin ikinci döneminde siyasi ve kültürel alanda Türkler
dc.title.alternativeTurks in the political and culturel areas in the second Abbasid period
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentİslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid306210
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universitySELÇUK ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid218642
dc.description.pages473
dc.publisher.disciplineİslam Tarihi Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess