XX. yüzyılda Keşmir edebiyatında otorite ve protesto

Abstract

Yirminci Yüzyılın ilk yarısında Keşmir otokratik Hindu Dogra yöneticilerinin hakimiyeti altındaydı. Keşmirli Müslümanlar arasında Dogra yönetiminin kötü şöhreti git gide yayıldı. 1947 sonrasında Keşmir Hindistan'ın kontrolüne girmesiyle birlikte, Keşmir'in Hindistan ile birleşmesini kabul etmeyen gruplar üzerindeki baskı ve şiddet yeni türlerinin hakim olduğu bir dönem başladı. Halkı baskı altında tutmak için hem Dogra yöneticileri ve hem de Hindistan devleti polis, asker ve baskıcı kurallar vasıtasıyla aşırı güç kullanmışlardır. İnsanların şikayetleri arttıkça, halk tepkisini özellikle 1931 Keşmir karışıklıkları sonrasında gittikçe artan çeşitli protestolarda göstermiştir. Yirminci yüzyılda Keşmir'deki siyasi gelişmelere paralel olarak Keşmir edebiyatı muazzam bir gelişme göstermiştir. Keşmir edebiyatı insanlara güç, aidiyet ve beraberlik duygusunu aşıladı. Daha insancıl ve adil bir topluma sahip olabilmek adına, devlet otoritesi, şairler ve yazarlar tarafından eleştirildi. Muhaliflerin ve liderlerin, görüşlerini daha doğru bir şekilde ortaya koymalarını sağlayan en iyi araç şiirdi. Yirminci yüzyılda yaşamış olan Keşmirli milliyetçi ve ilerici şairler, şiirleri münasebetiyle o dönemde övgüye mahzar kılınmışlardır. Bu övgü günümüzde de devam etmektedir. Örneğin, Keşmir'deki Hint yönetimlerinin baskıcı tutumuna atıfta bulunulurken, üzerinden altmış yıl geçmesine rağmen Mahjoor'un Dogra ayrımcılığını hicvetmesi hala hatırlanmaktadır. 20. yüzyılda yaşamış olan Keşmir'in edebi eserleri ve şahsiyetleri, devletin ve yönetimin başındaki kişilerin baskıcı ve zorba eğilimlerini kaydeden önemli tarih kaynakları olmaya devam etmektedir. Bu tezin konusu, bu baskı ve zülümdür.

For the first half of twentieth century, Kashmir was under the autocratic Hindu Dogra rulers. Dogra rule became notoriously oppressive and mainly so for Kashmiri Muslims. After 1947, Kashmir came under Indian control, and ushered in a period of new modes of oppression and suppression of masses who did not completely accept Kashmir's accession with India. Both Dogra rulers and Indian state used extreme power in the form of police, army and oppressive laws to suppress the masses. As the grievances of people accumulated, masses showed reaction in various protest activities that augmented significantly after 1931 disturbances in Kashmir. Kashmiri literature showed tremendous growth parallel to all political developments in Kashmir in the twentieth century. Kashmiri literature instilled in the people a sense of strength, belongingness and togetherness. State authority was criticized by the poets and writers to have a more humane and just society. Poetry was invoked by protesting mobs and leaders to put forward their viewpoints in a more cogent way possible. Nationalist and progressive poets of twentieth century Kashmir were celebrated for their poetry, and continue to remain so. For instance, Mahjoors vilification of Dogra apathy is still invoked and remembered, after six decades, while referring to the oppressiveness of Indian regimes in Kashmir. The literary figures of Kashmir in the 20th century remain an important source of history in chronicling the oppressions and suppressive tendencies of state and its administrative authority. And it is these oppressions and suppressions that I am trying to narrate in this thesis.