Bruselloz: Olguların retrospektif değerlendirilmesi

Abstract

Son 15 yılda dünyada insan brusellozu epidemiyolojisinde önemli değişiklikler olmuştur. Klinik tanı, laboratuvar testleri ile doğrulanmalıdır. Tanıda gecikme veya yanlış tanı, tedavi başarısızlığı, relaps, kronikleşme, fokal komplikasyonlar ve ölüm riskini artırabilir. Hücre içi yerleşim göstermesi ve hücre içi koşullara adapte olma yeteneği nedeniyle, tedavi başarısızlığı ve relaps oranı yüksek olup başarı kombinasyon tedavisi ve hasta uyumuna bağlıdır. Retrospektif olarak yapılan bu çalışmada, bruselloz olgularının epidemiyolojik ve klinik özellikleri; spesifik ve nonspesifik laboratuvar testleri; sistem tutulumları, komplikasyonlar ve tedavinin etkinliğinin irdelenmesi amaçlanmıştır.Ocak 2007-Nisan 2013 tarihleri arasında bruselloz tanısı ile kliniğimize yatırılarak izlenen 118 hastanın dosyaları geriye dönük olarak değerlendirildi. Olguların çoğunda etkenin süt ve süt ürünleri tüketimi ile kazanıldığı belirlendi. En sık semptomun ateş ve eklem ağrısı olduğu görüldü. Olguların %52.5'i kesin, %47.5'i olası bruselloz olgusu olarak tanımlandı. Komplikasyon gelişme oranı %55.1 olarak saptandı. Klinik sınıflama ile kültürde Brucella spp üremesi arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,0001). Tüm olgular tıbbi tedavi ile tedavi edildi. Cerrahi tedavi hiçbir hastada uygulanmadı. Tüm olgularda spesifik tedavi ile ateş kontrolünün ortalama 4,9±2,4 günde sağlandığı belirlendi. Olguların %10.2'sinde tedavi kesildikten ortalama 4-6 ay sonra relaps geliştiği tespit edildi. Relaps gelişiminde klinik sınıflama ve tedavi rejiminin rolünün istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi (p>0,05).Çalışmamızın sonuçları ülkemizden bildirilen sonuçlar ve bu sonuçlara dayalı önerilere ilave bir katkı sağlamıştır. Uygulamalarımızın ve sonuçlarımızın literatüre uyumlu olduğu görülmüştür. Brusellozun toplam yönetimi ve bruselloz olgularının yönetimi konusunda henüz önemli bilgi ve tutum eksikliğinin olduğu bilinmektedir. Bu konularda yapılacak prospektif, kontrollü çalışmalara gereksinim vardır.

In the last 15 years, important changes have been took place in the epidemiology of human brucellosis. However this clinical diagnosis should be verified with the lab work. Late or mis-diagnosis may increase the probability of failure in treatment, relapsation of disease, development of focal complications , turning of the case into a chronic situation which then leads to increased probability of death. Due to being an intracellular pathogen and its ability to adapt the intracellular conditions, the probability of failure of treatment and relapsation of the disease are high. The success of the treatment depends on the combinatorial therapy and the compliance of the patient. In this retrospective study, it was aimed to understand the clinical and epidemiological properties of the brucellosis's: specific and nonspecific laboratory tests, systemic involvements, complications and effectiveness of the treatment. Records of 118 patients admitted to our hospital with the diagnosis of brucellosis have been evaluated retrospectively. In most of the cases, milk and dairy products were the primary causes of the infection. Most common symptom was fever and arthralgia. 52.5% of the cases were classified as certain, and 42.5% of the cases were classified as possible brucellosis. Among those cases, probability of development of a complication was 55.1%. There was a strong correlation between the clinical diagnosis and colony formation of the Brucella spp in the culture medium (p<0.0001). All cases were treated medically. No surgical treatment was applied to any of the cases. In all cases, with the specific treatment fever control was achieved in 4.9± 2.4 days. In 10.2% of the cases, relapsation of the disease was detected within 4-6 month after the termination of the treatment. No statistically significant correlation could be found for the role of clinical diagnosis and treatment regime in the relapsation of the disease.Our study didn't make novel contribution to the results and related suggestions that have been previously announced in our country. Our applications and results were in parallel to previously reported literature. It is known that there is a significant lack of knowledge and attitude against the total management of the brucellosis, and brucellosis cases. Controlled and prospective studies are required for these topics.