Show simple item record

dc.contributor.advisorKandil, Sema
dc.contributor.authorBaki, Gülşah
dc.date.accessioned2020-12-29T14:04:39Z
dc.date.available2020-12-29T14:04:39Z
dc.date.submitted2018
dc.date.issued2019-06-20
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/438040
dc.description.abstractAmaç: Bu çalışmada ebeveynlerin başa çıkma tutumları ve psikiyatrik semptomları ile OKB' li çocuk ve ergenlerdeki hastalık kliniği, semptom şiddeti, komorbid durumlar arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır.Yöntem: Çalışmanın örneklemi Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine başvuran, DSM-V tanı kriterlerine göre obsesif kompulsif bozukluk tanısı konulan, normal zeka düzeyine sahip 11-18 yaş grubundaki hastalardan çalışmaya katılmayı kabul eden, uygunluk ölçütlerini karşılayan 60 hasta ve bu hastaların çalışmaya katılamayı kabul eden 60 ebeveyninden (anne ya da baba) oluşmuştur. Kontrol grubu, tanı grubu ile yaş ve cinsiyet özellikleri eşleştirilmiş, organik hastalığı olmayan ve psikiyatrik muayenesi sonucunda mental retardasyon, otizm spektrum bozukluğu, bipolar bozukluk, şizofreni ve diğer psikotik bozukluk tanıları olmayan 60 olgu ve bu olguların 60 ebeveyninden (anne ya da baba) oluşmaktadır. Çalışmaya katılan hasta ve kontrol grubu, çalışmayı yürüten doktor tarafından doldurulan yarı yapılandırılmış görüşme formu ve çocuklar için yale brown obsesif kompulsif belirtiler ölçeği (CY-BOKÖ) ve kendilerinin doldurduğu (self-rating) çocuklar için anksiyete tarama ölçeği (ÇATÖ), çocuklar için depresyon envanteri (CDI), Stanford Binet/WİSC-R zeka testi ile değerlendirilmiştir. 60 hasta ve 60 kontrol grubunun ebeveynleri de (anne ya da baba) psikolojik belirti tarama listesi (SCL-90-R), başa çıkma tutumlarını değerlendirme ölçeği (COPE) ile ölçeklendirilmiştir. Ayrıca ebeveyn ve öğretmenlerinden yıkıcı davranım bozuklukları tarama ve değerlendirme ölçeği (TURGAY) doldurulması istenmiştir. İstatistiksel analizde; iki bağımsız grup arasındaki karşılaştırmalarda Mann-Whitney U Testi, değişkenler arasındaki ilişki değerlendirilmesinde Spearman Korelasyon Analizi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.Bulgular: Çalışmada; OKB tanısı konulan grupta erkek/kız oranının 1.1 olduğu, %30'unda (n=18) tek obsesyon, %70'inde (n=42) birden fazla obsesyon, %20'sinde (n=12) tek kompulsiyon tipi görülürken % 80 hastada (n=48) birden fazla kompulsiyon görüldüğü, en sık görülen obsesyonun %60 ile (n=36) kirlenme olduğu, bunu % 30 (n=18) ile dini obsesyonların, %15 ile saldırganlık, %13,3 ile cinsel, %10 somatik obsesyonların izlediği, en sık görülen kompulsiyonun ise kontrol etme kompulsiyonunun %45 (n=27) olduğu, bunu yıkama temizleme kompulsiyonunun %38,3 (n=23) ve tekrarlayıcı törensel davranışların %28,3 (n=17) ile izlediği, OKB tanısı konan çocuk ve ergenlerde en sık komorbid bozuklukların %42,9 oranında DEHB, %35,7 oranında anksiyete bozuklukları , %32,1 oranında tik bozuklukları, %17,9 depresif bozukluğun görüldüğü, OKB' li çocuk ve ergenlerin; % 75 oranında ÇATÖ puan ortalamasının kesim puanı 25 ve üzerinden, %23,3 oranında CDI puan ortalamasının kesim puanı 19 ve üzerinden yüksek olduğu ve sağlıklı grup ile arasında anksiyete ve depresyon varlığı açısından anlamlı fark olduğu, OKB' li grubun aile üyelerinin psikiyatrik hastalık dağılımı incelendiğinde %38.3' ünde OKB, %35' inde anksiyete bozukluğu, %20' inde depresif bozukluk öyküsünün olduğu ve yüzdelerinin kontrol grubundan anlamlı olarak daha yüksek olduğu, OKB grubunun ebeveynlerinin somatizasyon, OKB, depresyon, anksiyete, fobik anksiyete, ek madde (yeme ve uyku bozuklukları) puan ortalamalarının kontrol grubundan anlamlı olarak daha yüksek olduğu, OKB tanılı hastaların ebeveynlerinin inkar ve davranışsal olarak boş verme alt ölçek skorları ile işlevsel olmayan başa çıkma ana ölçek skoru kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek iken aktif başa çıkma ve plan yapma alt ölçek skorları ile sorun odaklı başa çıkma ana ölçek skoru anlamlı olarak düşük olduğu, COPE' un tüm ana ölçekleri içinde duygusal odaklı başa çıkma tutumu 53.7±9.2 puanla en fazla ve işlevsel olmayan başa çıkma tutumu 39.5±7.4 puanla en az kullanılan başa çıkma stratejisi olduğu ve tüm alt ölçekler içinde pozitif yeniden yorumlama ve gelişme ölçeği 12.7±2.5 puanla en yüksek, madde kullanımı alt ölçeği 5.0±2.0 puanla en düşük değeri aldığı, SCL90-R' nin OKB alt ölçek skoru ile COPE' nin davranışsal olarak boş verme ve işlevsel olmayan başa çıkma alt ölçek skorları arasında; depresyon alt ölçek skoru ile COPE'nin işlevsel olmayan başa çıkma alt ölçek skoru arasında; anksiyete alt ölçek skoru ile COPE'nin zihinsel boş verme, soruna odaklanma ve duyguları açığa vurma, madde kullanımı ve işlevsel olmayan başa çıkma alt ölçek skorları arasında pozitif yönde, orta düzeyde anlamlı ilişki olduğu, ebeveyn başa çıkma tutumu ölçek puanları ile hastaların OKB şiddeti ve depresyon ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadığı ancak ebeveynlerin işlevsel olmayan başa çıkma yollarından biri olan soruna odaklanma ve duyguları açığa vurma tutumu ile hastaların anksiyete ölçek puanı arasında pozitif yönde, güçlü ilişki olduğu, dini baskın obsesyon tipine sahip olan OKB tanılı hastaların ebeveynlerinin COPE' nin davranışsal olarak boşverme alt ölçek skoru dini baskın obsesyon tipine sahip olmayanlardan anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır.SONUÇ: Sonuç olarak çalışmamızdaki verilere dayanarak OKB'de semptom gelişiminin ebeveyn deneyiminin bir parçası olduğu, ebeveynlerde bilişsel uyumsuzluk ve rahatsızlık ile ilişkili bir süreç olabileceği ileri sürülebilir. OKB' nin aileye bağımlılığını da göz önünde bulundurarak, ailelerin çocuklukta başlangıç gösteren bozukluğun başlangıcına, bakımına ve/veya tedavisine nasıl katkıda bulunduğunu anlamak önemlidir. Ebeveyn zihinsel sağlığı, başa çıkma tutumları ve aile işlevselliği, aile ortamında uygun müdahalenin gerekebileceği OKB ile ilişkili önemli özellikler olarak işaret edilebilir. Ebeveynlerin etkisi göz önünde bulundurulduğunda, ebeveyn başa çıkma becerileri çocuk ruh sağlığı açısından önemli bir faktör olarak değerlendirilebilir. Çalışmamızda bu ilişkinin gösterilmesi ebeveyn başa çıkma becerilerinin geliştirilmesine yönelik psikososyal müdahalelerin oluşturulmasına yardımcı olabilir.Anahtar Kelimeler: OKB, çocuk, ergen, başa çıkma, ebeveyn, anksiyete,depresyon.
dc.description.abstractObjective: The objective of this study was to examine the relation between the coping strategies of parents and the psychiatric symptoms and patient clinic, symptom severity and comorbid conditions in children and adolescents with OCD.Method: 60 patients between 11 and 18 years of age who referred to Karadeniz Technical University Medical Faculty Child-Adolescent Mental Health and Diseases polyclinic, had normal intelligence level, fulfilled inclusion criteria, accepted to join the study and were diagnosed with obsessive compulsive disorder based on DSM-V diagnosis criteria and 60 parents (mother or father) of these patients accepting to join the study formed the sampling of the study. Control group included 60 cases who had age and gender characteristics matched wit h diagnosis group, didn't have any organic diseases, mental retardation, autism spectrum disorder, bipolar disorder, schizophrenia or other psychotic disorder diagnoses due to the psychiatric inspection and 60 parents (mother or father) of these cases. Thepatient and control groups included in the study were evaluated with semi-structured interview form filled by the doctor making the study and Yale Brown obsessive compulsive symptoms scale for children (CY-BOCS) and Screen for child anxiety related emotional disorders (SCARED), depression inventory for children (CDI) and Stanford Binet/WISC-R intelligence test. Parents (mother or father) of 60 patients and 60 individuals in the control group were scaled with psychological symptom scanning list (SCL-90-R) and the COPE. Also the parents and teachers were asked to fill in the Turgay DSM-IV based Child and Adolescent Behavior Disorders Screening and Rating Scale (TURGAY). For the statistical analysis, Mann-Whitney U Test was used for the comparison of two independent groups and Spearman Correlation Analysis was used for the evaluation of the relation between variables. Statistical significance level was accepted as p<0.05.Results: In the study, it was detected that while the male/female ratio was 1.1 in the group with OCD diagnosis, 30% had (n=18) single obsession, 70% had more than one obsession (n=42) and 20% (n=12) had a single compulsion type; 80 patients (n=48) had more than one compulsion, the most common obsession was getting dirty with 60% (n=36), religious obsessions with a ratio of 30% (n=18), sexual obsessions in 13.3% and somatic obsessions with 10% followed these and the most common compulsion was controlling compulsion with 45% (n=27) and washing and cleaning compulsion with 38.3% (n=23) and repetitive ceremonial behaviors with 28.3% (n=17) followed this, the most common comorbid disorders in children and adolescents with OCD diagnosis were ADHD with a ratio of 42.9%, anxiety disorders with 35.7%, tic disorders with 32.1%, depressive disorder with 17.9% and cutoff score of 75% mean CY-BOCS score was higher than 24 and the cutoff score of 23.3% mean CDI score was higher than 18 in child and adolescent OCD patients and there was a significant difference in the presence of anxiety and depression from the healthy group, when the family members of the OCD group were examined, story of OCD was detected in 38.3%, anxiety order in 35% and depressive disorder story in 20 and their percentages were significantly higher than the control group, the mean scores of the parents of OCD group for somatization, OCD, depression, anxiety, phobic anxiety and extra item (eating and sleeping disorders) were significantly higher than the control group, while subscale scores of denial and behavioral ignorance and nonfunctional coping main scale score of the parents of OCD diagnosed patients were significantly higher than the control group, active coping and planning sub scale scores and problem focused coping main scale score were significantly lower, emotional focused coping attitude was the most commonly used coping strategy with a score of 53.7±9.2 and nonfunctional coping attitude was the least common coping strategy with a score of 39.5±7.4 among all main scales of COPE and positive reinterpretation and improvement scale had highest score of 12.7±2.5 and substance abuse subscale was had the lowest score of 5.0±2.0 among all subscales, there was a positive, average level of significant relation between SCL90-R's OCD subscale score and COPE's behavioral ignorance and nonfunctional coping subscale scores; among depression subscale score and COPE's nonfunctional coping subscale score; anxiety sub scale score and COPE's mental disregard, focusing on problem and emotional disclosure, substance abuse and nonfunctional coping subscale scores and no statistically significant relation was detected between parental coping attitude scale scores and the OCD severity and depression scale scores of the patients but there was a positive and strong connection between the emotional disclosure and problem focusing among the ways of nonfunctional coping strategies of parents and the COPE's emotional ignorance subscale score for the parents of OCD diagnosed patients with religion dominant obsession type was significantly higher than those without religion dominant obsession type.Conclusion: As a result, it can be asserted that symptom development in OCD is a part of the parental experience and may be a phase related to the cognitive nonconformity and disorder in parents based on the data acquired from our study. Considering the familial dependency of OCD, it is important to understand the contribution of the family in the beginning, care and/or treatment of the disorder starting during childhood. Parental mental health, coping strategies and familial functionality can be marked as important OCD-related characteristics where a suitable intervention might be required in family environment. When the parental effect is considered, parental coping abilities can be evaluated as an important factor for child's mental health. Demonstrating the relation in our study can be helpful in forming psychosocial interventions for improving parental coping abilities.Key Words: OCD, child, adolescent, coping, parent, anxiety, depression.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectPsikiyatritr_TR
dc.subjectPsychiatryen_US
dc.titleObsesif kompulsif bozukluğu olan çocuk ve ergenlerin ebeveynlerinde başa çıkma tutumları ile ilişkili durumlar
dc.title.alternativeConditions related to coping strategi̇es of parents of children and adolescents with obsessive compulsive disorder
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2019-06-20
dc.contributor.departmentÇocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
dc.subject.ytmChildren
dc.subject.ytmObsessive compulsive disorder
dc.subject.ytmAdolescents
dc.subject.ytmParents
dc.subject.ytmCoping
dc.subject.ytmAttitudes
dc.subject.ytmAnxiety
dc.subject.ytmDepression
dc.identifier.yokid10222855
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityKARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid523358
dc.description.pages193
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess