Nontoksik diffüz ve Nodüler Guatr`lı hastalarda TSH reseptör düzeyleri

Abstract

74 ÖZET Çalışmamızın birinci kısmında, Kardenizin farklı illerinden gelen nontoksik diffüz ve nodüler guatrlı bir grup hastada tiroid otoimmün fenomeninin ilişkisini araştırmak üzere TSH reseptör otoantikor düzeyleri incelendi. Çalışmamızın ikinci kısmında ise, nontoksik nodüler guatr nedeniyle Genel cerrahi servisine kabul edilmiş olan alınan bir grup hastada operasyondan önceki dönemde ve operasyondan sonraki 10. ve 30. günlerde TSH reseptör otoantikor düzeylerindeki değişim incelendi Toplam 114 kişilik çalışma grubu, 40 nontoksik diffüz guatr hastası, 20 nontoksik nodüler guatr hastası, 20 operasyon endikasyonu konmuş nodüler guatr hastası ve 34 sağlıklı gönüllü kişiden oluşturuldu. Çalışma kapsamına alınan hastalardan, tanıları klinik ve laboratuar olarak kesinleştikten sonra kan örnekleri alındı. Operasyon endikasyonu konan grupta ise, operasyondan bir gün önce ve operasyondan sonraki 10. ve 30. günlerde kan örnekleri alındı. Nontoksik diffüz ve nodüler guatr`a sahip hastalarda Ab(+) hasta sıklığının kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü (p<0.001). Bu sonuçlarımız, nonimmünojenik olarak kabul edilen ve endemik veya sporadik olarak gelişen ötiroid guatra sahip bazı hastalarda otoimmün mekanizmanında guatr oluşumunda rolüne işaret eden araştırma sonuçları ile uyumluluk göstermektedir. Çalışmamızda, farklı illerden gelen hastalarda Ab(+)'liği açısından fark olmadığı saptandı. Tablo 14'de gösterildiği gibi bu illerde, içme sularında bildirilen iyod düzeyleri farklıydı. Sudaki iyod içeriğinin ve dolayısıyla iyod alınımının farklı olduğu bildirilen çeşitli yörelerden gelen bu hastalarda Ab(+)'liği açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Nontoksik diffüz ve nodüler guatrlı hastalarda ve kontrol grubunda cinsiyetlere göre Ab(+) hasta dağılımı karşılaştırıldığında, deney gruplarının her ikisinde de kadınlarda Ab(+) hasta dağılımı kontrol grubundaki kadınlardan anlamlı olarak daha yüksek bulundu(p<0.001). Özellikle kadınlar arasında Ab(+) hasta dağılımının istatistiksel olarak yüksek olması, kadın cinsiyetin otoimmün tiroid hastalıkları için risk faktörü olduğunu bildiren literatürlerle birlikte değerlendirildiğinde, kadınların otoimmün mekanizmaya bağlı guatr gelişimine daha yatkın olabileceklerine işaret edebilir.75 Çalışmamızın ikinci kısmında, nodüler guatr nedeniyle operasyona alınan 20 hasta preoperatif ve postoperatif 10. ve 30. günlerde ve Ab(+) hasta sıklığı açısından incelendi. Operasyon sonrası 10. ve 30. günlerde hastalarda Ab (+) hasta sıklığının ve Ab düzeylerinin preoperatif döneme göre arttığı gözlendi(p<0.001). Operasyon sonrası 10. ve 30. günler kıyaslandığında 30. gündeki %F değerlerinde ve Ab(+) hasta dağılımında istatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte 10. güne göre düşme görüldü. Operasyona alınan nodüler guatrlı hastalarda, operasyondan sonra Ab düzeylerinde görülen bu artışın sebebi, cerrahi müdahaleye bağlı olarak dolaşıma salınan tiroid antijenlerine karşı periferal lenfositler tarafından Ab cevabının gelişmesi veya intratiroidal birikim gösterebilen TSH reseptör Ab'larının cerrahi müdahale sonucu dolaşıma salınmasına bağlı olabilir. Fakat bu durumun değerlendirilmesi, TSH reseptör Ab düzeylerinin, cerrahiden sonraki erken dönemlerden itibaren seri tayinlerinin yapılması daha fazla bilgi verici olabilecektir. Bu konuların tam olarak aydınlatılmasının, dolaşımda saptanan tiroid Ablarının tiroid içi durumu gerçekten yansıtıp yansıtmadığını tespit etmek yönünden önemli olabileceği sonucuna varıldı.