Osmanlı`dan Cumhuriyet`e Türk boğazları 1841-1953
dc.contributor.advisor | Önsoy, Rifat | |
dc.contributor.author | Erdaş, Sadik | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T13:57:16Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T13:57:16Z | |
dc.date.submitted | 2000 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/436528 | |
dc.description.abstract | Türk Boğazlarından, önce ticaret daha sonra da savaş gemilerinin geçme ve geçebilme sorunu olarak tanımlayabileceğimiz Boğazlar Meselesi, bu su yolunun sahip olduğu stratejik değer itibariyle Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden nadir dış politik sorunlardan biridir. Kuzeyden Rusya'nın coğrafyasının zorlamasıyla bu geçiş yolunu kullanmak istemesi, 19. yüzyıldan itibaren sömürge yollarının güvenliği açısından Doğu Akdeniz'deki mevcut statükoyu ve dengeleri korumak isteyen İngiltere'nin buna engel olmak isteyişi, yaklaşık yüzyıllık bir mücadeleye sahne olmuştur. Boğazları elinde bulunduran Osmanlı Devleti bu rekabet ve mücadelenin merkezinde yer almıştır. Mutlak Osmanlı egemenliğinin sürdüğü 1841 'e kadar Boğazlar Osmanlı dış politikasının izlediği denge siyasetinin de temelini oluşturmuştur. Bu egemenliğin Boğazların uluslararası bir nitelik kazanmasıyla kaybı Osmanlı dış politikasının hareket alanını daraltmakla beraber bu süreç Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün korunması ve Avrupa ile entegrasyonuna önemli katkılarda bulunmuştur. Boğazlar Meselesinin tarihinde önemli yer tutan ingiltere ve Rusya'nın 1878 Berlin Kongresi'nden itibaren politikalarını değiştirmeleri sonucu Osmanlı Devleti Almanya'ya yaklaşacak, bu yaklaşımın lokomotifi Anadolu ve Berlin-Bağdat demiryolu projesi kısa süreli de olsa devletler arası rekabeti Boğazlardan demiryoluna çekecektir. Böyle bir ortamda ve Almanya'nın Osmanlı Imparatorluğu'nda artan nüfusu İngiltere ve Rusya'yı yakınlaştırmış ve kendisini 20. Yüzyılın başına kadar frenleyen İngiltere'nin onayı ile Rusya Boğazlar Meselesinde hareket kabiliyetini geliştirmiştir.11 I. Dünya Savaşı, Rusya'nın Boğazlar konusundaki amaçlarına kağıt üzerinde de olsa ulaşmasını sağlamış ise de Boğazların kapatılması ve savunulması bu devletin sonunu hazırlamış oldu. Mücadele döneminde içinde bulunulan yanlışlığın etkisiyle Boğazlara yönelik farklı ve birbiriyle çelişkili taktiksel arayışlar yapılmış ise de Lozan Konferansında Türkiye barışa ulaşmak için kendi görüşünü İngiliz görüşü ile birleştirmiş ve gayri askeriliğini kendisine verilen garantiler karşılığında kabul etmiştir. Ancak 1930'lardan itibaren milletlerarası ilişkilerde ortaya çıkan genel durum ve Boğazlardaki gayri askeri halin ihlali durumunda garantör devletlerden Japonya ve İtalya'nın revizyonist davranışları Türkiye'yi güvenlik endişesine sevk etmiştir. Bu endişe ile Türkiye Boğazlar Meselesi'ni 1933'ten itibaren gündemine almış, ılımlı ve akılcı bir yol izleyerek 1936'da Montreux Konferansı ile Boğazların egemenliğine yeniden sahip olmuştur. II. Dünya Savaşı'nda Boğazların stratejik konumu Türkiye'nin tarafsızlığına savaşan tarafların saygı göstermesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Ancak savaşta dengelerin değiştiği 1944'ten itibaren Sovyetler Birliği Çarlık Rusya'sı ihtiraslarını yeniden canlandırarak Boğazlar sorununu yeniden gündeme getirmiştir. Savaşın sonunda Sovyetlerin Türkiye üzerinde Boğazları gerekçe göstererek yaptığı baskı, Türkiye'nin batı ile bütünleşmesine neden olmuştur. | |
dc.description.abstract | The issue of the Straits which we could define as the passing and the problem of the ability of passing from the Turkish Straits, of first, commercial vessels and then battleships, is one of the rare foreign policy problems inherited by the Republic from the Ottomans because of the strategic value possessed by this water passage. An approximately century old competition in these Straits between the Russians, who wanted to use this passage because of its geographical difficulties in the North, and the British, who wanted to prevent this to maintain the status quo and balances in East Mediterranean to keep the passage to its colonies safe from the beginning of the 19th century, inevitably affected the Ottoman State also. During the absolute Ottoman sovereignty until 1841 the Straits constituted the basis of the balance policy followed by the Ottoman foreign policy. With the loss of this sovereignty when the Straits became international in nature, this not only narrowed the field of activity of the Ottoman foreign policy, but this process also contributed to the protection of the territorial integrity of the Ottoman soils and its integration with Europe. As a result of the change in policy in England and Russia after the Berlin Congress held in 1878, which holds an important place in the issue of the Straits, the Ottoman State reproached Germany. As a result of this rapprochement the Anatolian and Berlin-Baghdad railway project games importance, which, though for a short period of time, drew the international competition from the Straits to the railroad.IV This kind of climate and the increase of German influence on the Ottoman Empire, brought England and Russia closer and Russia expanded its influence on the issues of the Straits with the approval of England which constantly held Russia back until the beginning of the 20th century. Although World War I enabled Russia to achieve its aims on the Straits, though on paper only, prepared the end of this country with the closing down and defending of the Straits. During the time of national struggle, although different and conflicting tactical search, with the affects of the mistakes, was made for the Straits, Turkey combined its view with the views of the British at the Lousanne Conference and accepted the demilitarization of the Straits against the guarantees made to make peace. However, the general situation that arose in the 1930 and the revisionist attitude of the guarantor states of Japan and Italy in case of the violation of the demilitarized status of the Straits caused Turkey to have security concerns. With this concern, Turkey brought the issue of the Straits to the agenda again as of 1933 and by following a moderate and rational course regained the control of the Straits at the Montreux Conference in 1936. The strategic location of the Straits during WWII played an important role in showing respect to the neutrality of Turkey by the fighting countries. However, as of 1944, with the change in balance of the war, the Soviet Union raised the issue of the Straits to revive the age old ambitions of the tsarist Russia. The pressure applied by the Soviets at the end of the war because of the Straits led Turkey's integration with the West. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Tarih | tr_TR |
dc.subject | History | en_US |
dc.subject | Türk İnkılap Tarihi | tr_TR |
dc.subject | History of Turkish Revolution | en_US |
dc.title | Osmanlı`dan Cumhuriyet`e Türk boğazları 1841-1953 | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Straits problem | |
dc.subject.ytm | Ottoman State | |
dc.subject.ytm | Turkey | |
dc.subject.ytm | Straits | |
dc.identifier.yokid | 101382 | |
dc.publisher.institute | Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü | |
dc.publisher.university | HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 97388 | |
dc.description.pages | 297 | |
dc.publisher.discipline | Diğer |