Show simple item record

dc.contributor.advisorAytepe, Oğuz
dc.contributor.authorGökoğlu, Nadir
dc.date.accessioned2020-12-29T13:57:02Z
dc.date.available2020-12-29T13:57:02Z
dc.date.submitted2002
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/436462
dc.description.abstractÖZET Tarihin çok eski dönemlerinden bu yana medeniyetlere beşiklik etmiş olan Suriye bir çok yolun kesiştiği bir bölge konumundadır.Bu bölgede yer alan Hatay ise stratejik konumu.yerüstü ve yeraltı zenginlikleriyle gerek çevre, gerek büyük devletlerin hep ilgisini çekmiştir. Bölgede Türk kimliği ise Anadolu'dan önce IX.yy sonlarında başlamıştır.Türklerin öncelikli yerleşim bölgeleri Lazkiye ve Halep şehirleri ile Suriye kuzeyi olmuştur.1516 yılında Osmanlılar bölgeye hakim olmuş ve Türk iskanı artarak devam etmiştir.XVII.yy ortalarında Arap aşiretleri bölge genelinde yaptıkları seferlerle Suriye çölünü ele geçirmişler ancak Türk yerleşimlerine nüfuz edememişlerdir. Osmanlının zayıf konumda olduğu inci dünya savaşı öncesinde büyük devletlerin Suriye coğrafyasına ilgileri artmıştır.Bu devletlerden Fransa Osmanlılarla olan ticari ilişkilerini bölgeye taşımış ve nüfuz sahibi olmuştur. 1. dünya savaşı esnasında büyük devletler bölgeyi de ilgilendiren gizli anlaşmalar yapmış ve bunları hayata geçirmeye çalışmışlardır.30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesinin ardından Osmanlının 7nci ordusu güneyde İngilizlerle temas halindedir.9 Kasım 1918 de ise İskenderun İngilizler tarafından resmen işgal edilmiştir.Bölgeyi ingilizlerden teslim alan Fransızlar ise 27 Kasım 1918 de İskenderun merkezli `Sancak D'Alexandrette`yi kurmuşlardır. Londra konferansı ve Ankara anlaşmalarında Hatay bölgesi sürekli gündemde olmuş ancak Mustafa Kemal hükümeti, güneyde anlaşma sağlayarak kuvvetlerini batıya yönlendirebilmek için konunun çözümünü orta vadeye bırakmıştır.Bayır Bucak Türkmen bölgesi ise Hatay ile beraber mütalaa edilmiş, Fransa'nın mevcut sınırlar içindeki hareketleri fazla dikkat çekmemiştir.Bölgede yaşayan Türklerin talepleri ise cevapsız kalmıştır.Lozan anlaşması öncesindeki görüşmelerde Hatay ile ilgili özel bir konu görüşülmemiş, bölge kuzey Suriye ile beraber ele alınmıştır.Suriye üzerindeMandater konumunda bulunan Fransa 1936 yılında Birleşmiş Milletlere müracaat ederek bölgedeki belirsizliği çözmeye çalışmıştır.Sandler raporunu ardından bölgeye bir Sancak statüsü verilmiş ancak bu da sorunları çözmeye yetmemiştir.Hatay devletinin sınırlarını tespit etmek maksadıyla yapılan çalışmalarda Bayır Bucak bölgesi Hatay devletinin sınırları dışında tutulmuş, Hatay'la beraber düşünülmesi gereken Türkmen yerleşimleri, Ermeni nüfusunun yaşadığı Kesep nahiyesi nedeniyle Suriye tarafında bırakılmıştır.Hatay'ın anavatana ilhakının ardından basında konu ele alınmış ancak genç Türkiye Cumhuriyeti gerekli hassasiyeti gösterememiştir. Bugün Türkiye sınırları dışarısında 1,5 milyon Türk Suriye coğrafyasında yaşarken bunların içinde önemli bir paya sahip olan Bayır Bucak Türkmenleri unutulmaya yüz tutmuştur.Suriye hükümetlerinin ana politikası haline gelen Türk düşmanlığı bölge halkı üzerinde etkilerini göstermekte, halk milli benliğini kaybetmektedir.Türkiye'de bölge halkının sesini Bayır Bucak Türkmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği dile getirmeye çalışmaktadır. II
dc.description.abstractABSTRACT Syria, which has been a cradle of civilizations from the ancient times of history till now, is a place where many roads intersect. Hatay, which is situated in this region, has always gotten the attention of both neighbouring and major countries due to its strategic position and its richness beneath and above the surface of the earth. Turkish identity started in the region before Anatolia, in the end of the 9th century. The Turks precedent settling areas were the cities of Lazkiye, Halep and North Syria. In 1516 the Ottomans dominated the region and the Turkish dwelling continued increasingly. They had passed the Syria desert with the campaigns the Arab tribes had held in the region during the 17th century, but they were not able to penetrate into the Turkish dwellings. Before the first world war, in which the Ottomans were in a weak position, the major countries' interests in Syria's geographical position had increased. Among these countries, France carried the trade relations it had with the Ottomans to the region and gained influence. During the first world war, major countries made secret agreements that was of concern to this region as well and tried to carry them out. After the Mondros Armistice dated October 30 1980, the Ottomans' 7th army was in contact with the British in the south. On November 9 1980, İskenderun was formally occupied by the British troops. The French, who took over the region from the British formed the `Sancak D' Alexandrette` in the center of İskenderun on Novemer 27 1980. In the London Conference and Ankara agreements, the Hatay region was always on the agenda but the Mustafa Kemal government, in order to reach peace in the south and move his forces to the west left the problem to be solved at a later time. The Bayır Bucak Türkmen region was discussed along with the Hatay problem, and France's movement within the existing boundaries did not gather attention. The demands of the Turks living within the region were left unanswered. In the negotiations that took place before the Lozan Treaty, no special topic concerning Hatay was discussed, rather the region was handled together with north Syria. France, which was in a mandatory position over Syria, appealed to the United Nations in 1936 and tried to solve the uncertainty in the region. After the Sandler IIIreport, the region was given `Sancak` (sub-division of a province) status but this was not enough to solve the problems. In the efforts to define the borders of Hatay, the Bayır Bucak region was kept beyond the boundaries of Hatay; the Turkmen dwellings which should have been considered together with Hatay was left on the Syrian side due to the Kesep area which held the Armenian population. After the annexation of Hatay to the motherland the subject was discussed in the press but the young Turkish republic was not able to show the necessary sensitivity. Today, while 1.5 million Turks live in Syria, the Bayır Bucak Turkmen which constitute an important amount of this number, are faced to be forgotten. Viewing Turks as enemies which has become the major policy of Syrian governments shows its effects on the region's people and the people are losing their national inordinate self-esteem. In Turkey, the Bayır Bucak Turkmen Culture and Solidarity Foundation tries to make the region's people heard. IVen_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectTürk İnkılap Tarihitr_TR
dc.subjectHistory of Turkish Revolutionen_US
dc.titleHatay`ın anavatana katılmasının ardından Suriye`de kalan Bayır-Bucak Türkmenleri ve ilhak sürecine katkıları
dc.title.alternativeThe Bayır-Bucak Turkmens remained in Syria following the annexation of Hatay into the moterland and their contribution to the take over process
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmSyria
dc.subject.ytmBayır-Bucak Turkmens
dc.subject.ytmHatay-İskenderun
dc.identifier.yokid118445
dc.publisher.instituteAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
dc.publisher.universityHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid117506
dc.description.pages131
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess