Show simple item record

dc.contributor.advisorDağıstan, Adil
dc.contributor.authorAkay, Aydin Sefa
dc.date.accessioned2020-12-29T13:56:54Z
dc.date.available2020-12-29T13:56:54Z
dc.date.submitted2004
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/436427
dc.description.abstractÖZET İnsan Hakları kavramı 20.Yüzyılın ikinci yarısından sonra ulusal düzeyden uluslararası belgelere girmek suretiyle uluslararasılaşmakla birlikte siyasal, sosyal alanlarda da Dünya gündeminin ön sıralarına yerleşmiş bulunmaktadır. Bugün, Avrupa kıtası başta olmak üzere İnsan haklarının evrenselliği, tüm toplumlar için geçerli olacak kurallarla sağlanmaya çalışılmaktadır. Hemen her sosyal kavram gibi bu kavramın da içinin doldurulması için bir tarihsel süreç yaşanmıştır. Bu süreç, Batı kaynaklı olduğundan bu konudaki incelemeler de gene Batılı bilim adamları tarafından yerine getirilmiştir. Türkiye'de İnsan Haklarının gündeminin en ön sırasına çıkması ise bilhassa Avrupa Birliğine girebilme çabalan çerçevesinde ve özellikle 1990'h yıllardan sonra olmuştur. Bugünlerde başta hukuk, siyaset bilimi olmak üzere bir çok alanda insan haklarının konumu tartışılmakta, araştırılmaktadır. Her ne kadar Batı kaynaklı ve ağırlıklı da olsa, insan haklarının Türkiye'de de bir geçmişi bulunmaktadır. Bu geçmişin gelişme sürecinin incelenmesi, bugün bazı kavramların içlerinin daha doğru olarak doldurulmasına da yardımcı olacaktır. İslamiyetten önce olsun, sonra olsun, devrinin diğer ülkeleri ile kıyaslandığında Türklerde insan haklan uygulamalarının kötü denemeyecek bir sicile sahip olduğu görülmektedir. Anadoluya geldikten sonra Beylikler düzeninde, Selçuklular zamanında ve Osmanlılardan sonra Birinci Dünya Savaşının bitimi ile Türkiye'de yeni bir devir açılmıştır. Mondros Mütarekesini takiben, işgal ile birlikte ülkede bir kargaşa ortamı oluşmuştur. Bir yanda İşgal Kuvvetleri, diğer yanda İstanbul Hükümetleri otoriteleri altında insan haklarına ilişkin uygulamalar yaşanırken Anadolu'da başıboşluk hüküm sürmekteydi. Heyet-i Temsiliye'nin teşkili, ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin Anadolu'da Otoriteyi tesis etmesiyle birlikte başlayan yeni düzen, tüm değişim ve gelişmeleriyle bugünlere uzanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti yurdu düşman istilasından kurtarmak için askeri ve siyasal alanda çalışmalarda bulunurken, ülkede hukuk düzenini de sağlamıştır. Bunu yerine getirmede, çıkarılan Hıyanet-i Vataniye Kanunun ve bir nevi İhtilal Mahkemesi niteliğinde olan İstiklal Mahkemelerinin önemli katkısı olmuştur. Hukuk Düzeninin bulunmadığı bir toplumda insan haklarının da söz konusu olamayacağı açıktır. Bu olağanüstü ortamda düzeni sağlamak için başvurulan önlemlerin klasik insan hak ve özgürlüklerini askıya aldığı, hatta ihlal ettiği durumlar da kuşkusuz olmuştur. Esasen savaş ve benzeri olağanüstü durumlarda bugün dahi kimi insan hak ve özgürlüklerinin askıya alınması doğal karşılanmaktadır. Diğer taraftan bu fevkalade sıkıntılı zamanda dahi düşünce, vicdan ve ifade özgürlüklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi' de en ileri derecelerde olduğu görülmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni oluşturan seçimlerin yapılışında izlenen yöntem olmasa da davranış biçimleri ve baskılarda bulunulmaması, o günün şartlan altında siyasal katılım haklan açısından olumlu bir görünüm arzetmektedir. Kurtuluştan sonra yapılan seçimlerde, yeni Devletin `Cumhuriyet` olacağı, başta Saltanat olmak üzere eski devletin ve sosyal hayatın tamamına yakın kurumlarının ortadan kaldırılacağı Atatürk tarafından ön görülmüş bulunduğundan, muhalif unsurlardan arınılarak daha homojen bir Meclise sahip olmak için evvelce olduğu gibi iki dereceli olarak yapılan bu seçimlerde, milletvekilleri adaylarının belirlenmesinde dikkatli olunmuştur. Böylece oluşan İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Döneminde toplumu kökten değiştiren inkılaplar yapılmıştır. Bunları sağlayabilmek için çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ve tekrar göreve gelen İstiklal Mahkemeleri, bu inkılaplann gerçekleşmesinde çok önemli rol oynamıştır. Bu dönemde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile yaşanan çok partili siyasal yaşam denemesi, İzmir suikasti ve Şeyh Sait İsyam yaşanırken, siyasal haklar, toplanma hakkı, düşünce, vicdan, ifade ve basın özgürlükleri, adil yargılanma hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerin sınandığı, kimi zaman da çiğnendiği ortamlara yol açmışlardır. Daha sonra 1927 seçimleriyle teşekkül eden Üçüncü Türkiye Büyük Millet Meclisi Döneminde de benzer olaylar yaşanmıştır. Bu defa çok partili yaşam denemesi, bizzat Atatürk'ün direktifi ile yönetimini yakın arkadaşlarının oluşturduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası ile yaşanmıştır. Bu Dönemde siyasal haklar bir yandan gelişirken 1934 Belediye seçimlerinde olduğu gibi Yönetimin bu hakları ihlali ile karşılaşılmıştır. Dünyanın bütünü ile girdiği ekonomik krizden yeni bir dünya savaşma doğru ilerlediği bu devirde Türkiye'de yerleşen, kendine özgü Tek partili sistem kalan inkılapları da tamamlayarak ülkedeki rejimi oturtma çabasını devamIll ettirmiştir. Bu dönemde de Doğu Anadolu'da bazı Kürt ayaklanmaları olmuş, failleri yargılanmışlardır. Bu devirde ülkedeki muhalefet kendini basında, gizli Komünist Partisi örneğinde olduğu gibi gizli siyasal oluşumlarda göstermiştir. Pek az ülkede örneğine rastlanır şekilde önce yabancı işgalcilerden kurtulup, sonra tüm kurumlarıyla çağdaş dünyada yerini alacak şekilde değişim gösteren Türkiye'de 1919 yılından Atatürk'ün vefatına kadar geçen bu Atatürk'lü yıllarda insan hakları alanında yaşananlar; doğrusu, yanlışı; haklısı, haksızı ile bir gelişim süreci oluşturmuştur. Bugün insan haklarının Türkiye'de geldiği noktanın tüm yönleriyle daha iyi anlaşılabilmesi için bu gelişim sürecinin ortaya konması gerekirdi.
dc.description.abstractIV SUMMARY In the second half of the 20th century, the concept of Human Rights which was recognised at the national level, has been internationalized through its inclusion in the international instruments. The concept gained importance in the World agenda in social and political fields. Today, especially in the European Continent, the universality of human rights is being consolidated by binding rules. The human rights concept, like any other social concept, has been strengthened through a historical process. This process has its roots in the West, therefore, the research in this field has been so far accomplished by Western researchers. In Turkey, the issues of human rights gained growing importance after 1990s within the framework of Turkey's efforts to join the European Union. Nowadays, the role and the place of human rights in various fields to begin with the justice and the political science, are popular subjects of discussion and research. Despite its Western origins and characteristics, the human rights are also part of Turkey's history. An analysis of the evolution this historical process would lead to a better understanding of some concepts. It is a fact that before the Islamisation and after that period, the human rights records of Turks have been creaditable compared to other countries of that time. Since Turks entered Anatolia, through the periods of Principalities, the Seldjouks and the Ottoman Empire, beginning with the end of the First World War, an new era began in Turkey. After the Armistice of Moudros, the country went through a period of chaos during the invasion. The application of human rights depended to the authoritiy of the Army of Occupation on one hand and the Government of Istanbul on the other. In Anatolia, there was a vacuum of power in this respect. A new order has been instaured with subsequent changes and developments due to the establishment of the Council of Representatives and the reestablishment of the authority in Anatolia by the Government of the Grand National Assembly of Turkey. In order to save the country from the foreign invasion, the Government of the Grand National Assembly of Turkey deployed its efforts in military and politicalV fields. It also instaured the rule of law throughout the country. The High Treason Act and the Tribunals of Independence which could be defined as Tribunals of Revolution have played an important role in this process. It should be underlined that human rights cannot be applied in a society where there is no rule of law. There is no doubt that, under these extraordinary circumstances, in which the measures taken to ensure the public security have suspended fundamental human rights and freedoms, there have been cases of violations of human rights. In fact, even today it is common understanding that in war time and under similar exceptional circumstances, some human rights and freedoms may be restricted and even suspended. On the other hand, it is a fact that even during this period the respect for the freedoms of thought, conscience and expression by the Grand National Assembly of Turkey were effectively ensured. The procedures concerning the elections held for the formation of the Grand National Assembly of Turkey were questionable, nevertheless, the practical aspects of these elections and the total absence of any pressure were positive elements with regard to the rights of political participation. After the Liberation, Atatürk has foreseen to instaure the State as a `Republic` and to abolish almost all political and social institutions beginning with the Sultanic rule. In the elections held after the Liberation, organised in two steps in order to obtain a homogenous Assembly without opposition components, the candidates have been carefully determined. The Second Grand National Assembly of Turkey have undertaken radical social, political and economic reforms which have totally transformed the society. The Peace and Order Bill and the reinstaured Tribunals of Independence played an important role in the realisation of the reforms. In this period, the transition to multipartism experienced with the establishment of the Progressive Republican Party, together with the attack of İzmir and the Sheikh Sait Uprising gave inevitably rise to some problems and even to violations with regard to the exercice of some fundamental political and civil rights such as the freedoms of association, thought, conscience, expression and press, as well as the right for a fair trial. Same kind of problems were also experienced under the period of the Third Grand National Assembly of Turkey constituted after the 1927 elections. Another attempt for multipartism was undertaken on order of Atatürk himself, with the establishment of Free (Liberal) Republican Party under the direction of someVI close friends of Atatürk. Political rights were effectively protected in this period with the exception of some events such as the 1934 Local Elections. When the World was suffering a severe economic crisis with the growing threat of a new world war, the unique party system in Turkey pursued its efforts to consolidate the regime and completing the economic, social and political reforms. In this period, there happened some Kurdish uprisings in Eastern Anatolia, the authors of which were tried. The opposition showed itself in the press and in underground organisations such as the secret Communist Party. Turkey is one of the few countries which first won a liberation war against foreign occupation and then accomplished an overall evolution to take its place among civilised nations. In this frame, during the leadership of Atatürk which lasted from 1919 until his death, a historical process of evolution has been undergone in the field of human rights wih all its positive and also negative aspects, during the leadership of Atatürk which lasted from 1919 until his death It was necessary to shed light on this process of evolution in order to better understand all aspects of the human rights situation of Turkey today.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHukuktr_TR
dc.subjectLawen_US
dc.subjectTürk İnkılap Tarihitr_TR
dc.subjectHistory of Turkish Revolutionen_US
dc.titleTürkiye` de insan haklarırının tarihi gelişimi 1919-1938
dc.title.alternativeHistorical evolution of human rights in Turkey 1919-1938
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid148534
dc.publisher.instituteAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
dc.publisher.universityHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid144221
dc.description.pages671
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess