dc.description.abstract | ÖZETDaha iyi hasta bakımı sağlanması ve epidemiyolojik araştırmalar yapılabilmesi için peroperatif anestezi kayıtlarının doğru ve düzgün tutulması gereklidir. Anestezi kayıt formuna hastanın anestezi öncesi durumu, anestezi sırasında hastaya yapılan işlemler, uygulanan ilaçlar ve vital bulgular kaydedilir. Anestezi kayıt formu hastanın operasyondaki durumunun değerlendirilmesi yanında daha sonraki uygulamalarda da gerektiğinde danışılabilecek bir döküman olduğundan tıbbi ve adli bakımdan hem önemlidir, hem de oldukça değerlidir.Direkt laringoskopi (DL) cerrahisi sırasında anestezistten beklenen; peroperatif dönemde hasta ve cerrah için optimal şartların oluşturulması, hemodinamik olarak stabilitenin sağlanması, operasyon süresince kontrollü hipotansiyonun sağlanması, hızlı ve rahat derlenme yapılabilmesidir.Bu çalışmada 2000 ile 2010 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalında (AD) Kulak Burun Boğaz (KBB) operasyon odasında anestezi verilen toplam 10.577 hasta içerisinden DL nedeniyle anestezi uygulanan 2.233 hastanın anestezi kayıt formlarındaki verileri kullanılarak retrospektif analizi hedeflenmiştir. Amacımız DL nedeniyle cerrahi uygulanacak hastalarda anestezi etkinliğini belirleyerek yol gösterici olabilecek bir veri kaynağı hazırlamaktır.Araştırmamızda elde edilen verilere ağırlıklı olarak preoperatif ve intraoperatif anestezi kayıt formlarında bulunan bilgilerden ulaşıldı. Bazı verilere ulaşmak için ise Nükleus Medikal Bilgi Sistemi (Monad Yazılım Ve Danışmanlık Şirketi, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Teknokent 1 Nolu AR-Ge Binası No:3 Beytepe- Ankara) olarak adlandırılan hasta kayıtlarının ve bilgilerinin tutulduğu hastane bilgisayar sisteminden faydalanıldı. 11 yıllık süreçte DL nedeniyle anestezi uygulanan kayıtlı 2.233 hastaya ait anestezi kayıt formlarına ulaşıldı. 1.568 hastanın verileri 2003 yılından sonra yenilenen anestezi kayıt formlarından, 565 hastanın verileri 2003 yılından önceki eski anestezi kayıt formlarından tarama sonucu elde edilen verilerdir.KBB bölümünce operasyona alınan hastaların %21' ine DL uygulandığı, DL yapılan hasta sayılarının yıllara göre arttığı, hastaların %57'sinde endikasyon olarak larinksin benign ve malign hastalıklarının yer aldığı, hastaların %87,6'sının erkek olduğu, hastaların %54,3'ünün 45-65 yaş grubunda yer aldığı bulundu. Hastaların %45,9'unun ASA 2 risk grubunda olduğu ve %97,7'sinde cerrahinin elektif olarak 2uygulandığı saptandı. Hastaların %64,5'nin bir ya da daha fazla ilave sistemik hastalığı olduğu, yaşla birlikte ilave sistemik hastalık görülme sıklığının arttığı ve en sık görülen ilave sistemik hastalığın solunum (%24,6) ve kardiyovasküler sisteme (%23,3) ait olduğu bulundu.Propofol'un (%93,3) en sık kullanılan indüksiyon ajanı olduğu, entübasyon ve idamede en sık kullanılan kas gevşetici ajanların süksinil kolin (%48,2) ile mivakuryum (%38,7) olduğu, anestezi idamesinde sevofluranın (%56,47) ve aneljezik olarak azot protoksit'in (%68,4) en çok kullanıldığı belirlendi. Son yıllarda, propofol'un, kas gevşetici roküronyumun ve analjezik remifentanilin kullanımının arttığı saptandı. İlaçların kısa etkili olması ve yan etkilerinin az olmasının anestezik ajan tercihinde rol oynadığı düşünüldü. İntraoperatif dönemde hastaların %72,4'üne steroid uygulandığı görüldü.Hastaların 140 (%6,3)'ında entübasyon güçlüğü olduğu, erkeklerde entübasyon güçlüğü görülme oranlarının bayanlara göre anlamlı olarak yüksek olduğu, yaş grupları arasında entübasyon güçlüğü açısından anlamlı fark olmadığı saptandı.. DL yapılan 1.542 hastanın (%69,1) Mallampati skoru (MS) değerlendirilmiş, 1079'u MS 1 olarak tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 46'sı MS 2 olarak değerlendirilmiştir. DL yapılan 1.542 hastanın (%69,1) Cormack-Lehan sınıflaması (CLS) değerlendirilmiş 1210'u CLS 1 olarak tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 58'i CLS 4 olarak değerlendirilmiştir. DL yapılan 1.552 hastanın (%69,5) zor hava yolu hikayesi değerlendirilmiş, 16'sında zor hava yolu hikayesi tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 12'inde zor hava yolu hikayesi mevcut olduğu gözlenmiştir. DL yapılan 1.552 hastanın (%69,5) boyun hareket kısıtlılığı varlığı değerlendirilmiş, 51'inde boyun hareket kısıtlılığı varlığı tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 40'ında boyun hareket kısıtlılığı olduğu gözlenmiştir. DL yapılan 1.552 hastanın (%69,5) tiromental mesafe kısalığı değerlendirilmiş, 41'ınde tiromental mesafe kısalığı tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 33'ünde tiromental mesafe kısalığı olduğu gözlenmiştir. DL yapılan hastanın 242'sinde vokal kordda kitle tesbit edilmiş, entübasyon güçlüğü olanların 110'unda vokal kordda kitle olduğu gözlenmiştir.Preoperatif güç hava yolu testlerinin, güç entübasyonu tahmin edici değerlerinin tek başına bakıldığında orta derecede olduğu, kombinasyonlarını kullanmanın daha uygun olacağı kanısına varıldı. En önemli test kabul edilen Mallampati skorunun sensitivitesi %33, spesifisitesi % 97, pozitif tahmin edici değeri % 54 olarak bulundu. 3Düzenli ve sistematik bir şekilde tutulan anestezi kayıtlarından geniş hasta serilerini kapsayan bir çok çalışma yapılabileceği, OMÜ Tıp Fakültesi'nde kullanılan Nükleus programının ve kliniğimiz anestezi kayıt formlarının hastalarla ilgili bilgilerin tamamına yakınını içerdiği ve bu tarz retrospektif çalışmaların belli periyodlarla tekrarlanmasının hem aynı klinikteki uygulamaların sürekli olarak değerlendirilmesine, hem de klinikler arası karşılaştırma yapılmasına imkan vererek anesteziyolojinin gelişimine katkı sağlayacağı kanısına varıldı.Anahtar Kelimeler: DL, KBB anestezisi, retrospektif, anestezi formu | |
dc.description.abstract | SUMMARYCorrect recording of preoperative anaesthetic data is necessary for improving patient care and making epidemiological studies. Preoperative status of the patient, intraoperative applications on patient, administered drugs and vital signs are record to the anaesthesia form. Anaesthesia form is very valuable and imporant for both medical and legal situations.In Direct Laryngoscopy (DL) surgery, expectations from anaesthetician are providing the best conditions for both patient and surgeon, providing hemodynamic stability, proving controlled hipotension and proving rapid and problemless recovery.The aim of this study is to asses the retrospective analyse of 2233 DL cases extracted from 10577 total case of Ondokuz Mayis University Medical Faculty Ear Nose Throat Department operation room between 2000-2010. Our goal is to prepare a data source for anaesthetic techniques for improve the patient care.We reached most of the data from preoperative and intraoperative anaesthesia forms. We reached the other data from our hospitals data computarized data base (Nucleus Medical Data System). Recordings of 565 patients data was obtained from the old forms before 2003 and 1568 ptients from new forms after 2003.We found that 21 % of total ear-nose-throat operations are DL, number of patients undergoing DL has incread year by year, malignant and bening pathologies of larynx were 57% of total indications, 87.6% of the cases were male and 54.3% of cases were between 45-65 years old. We determined that 45.9% of cases were ASA 2 status and 97.7% of the cases were elective surgery. We found that 64.5% of patients has got one or more systemic diseases, number of systemic diseases increase by age and most common problems were related to respiratory (24.6%) and cardiovasculary (23.3%) systems.We saw that propofol was the most administered drug for anaesthesia induction (93.3%), most used muscle relaxants were suchcinile choline(48.2%) and mivacurium (38.7%), and most used inhalation anaesthetics were sevoflurane (56.47%) and nitrous oxide (68.4%). Use of propofol, rocuronium and remifentanyl has increased in recent years. It is commended that if a drug has short duration of activation and has less adverse effects, it has got advantage for be chosen for anaesthesia.We found that intraoperative steroid has administered to 72.4% of patients.5We found that 140 (6.3%) patients had difficult intubation, male incidance for intubation difficulty was higher than female population and intubation difficulty incidance doesn't differ by age.Mallampaty scores of 1542 patients (69.1%) has recorded. 1079 of them were MP grade 1 and 2 of 46 difficult intubations were MP grade 1210 of these patients were Cormack Lehane grade 1 and 58 difficult intubations were CL grade 4. Difficult airway story of 1552 patients (69.5%) has recorded and difficult airway story was found in 16 patients. 12 difficult intubation cases had difficult airway history. Limited neck movement has recorded in 1552 patients (69.5%) and 51 patients has limited neck movement. 40 difficult intubation cases had limited neck movement. Thyro mental distance has recorded in 1552 (69.5%) patients and 41 short TM distance had been determined. 33 of difficult intubations had short TM distance. Mass in vocal cords has found in 242 patients and 110 of difficult intubations has got mass in vocal cords.We found that preoperative difficult airway estimation tests has got low singular values and combination of these tests has got higher predictive values. MP score was the most important acknowledged test and we found that it's sensitivity was 33%, specivity was 97% and positive predictive value was 54%.We concluded that more steady recordings has been requiered and inter institutional data sharing is necessary to improve patient care for anaesthesiology.Keywords: DL, ENT anaesthesia, retrospective, anaesthesia form | en_US |