dc.contributor.advisor | Aydın, Oğuz | |
dc.contributor.author | Çalişkan, Sultan | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T13:43:29Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T13:43:29Z | |
dc.date.submitted | 2017 | |
dc.date.issued | 2020-04-09 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/431836 | |
dc.description.abstract | Giriş ve Amaç: Böbrek hücreli tümörler erişkinde tüm kanserlerin %2-3'ünü oluşturur [1]. Böbrek tümörlerinin ise yaklaşık %90'ını oluşturur [2]. Tüm dünyada yılda 209000 yeni olgu görülürken yıllık 102000 ölüm gerçekleşmektedir [2]. Tüm kanserlerde olduğu gibi böbrek hücreli tümörlerin insidansı da gittikçe artmaktadır [1, 3]. Böbrek hücreli tümör insidansını artıran faktörlerden biri görüntüleme yöntemlerinin kullanımının artması ve görüntüleme yöntemlerindeki gelişmeye paralel olarak rastlantısal tespit edilen olgulardaki artıştır [1, 4]. En sık izlenen histolojik alt tip şeffaf hücreli BHK olup bunu papiller BHK ve kromofob BHK takip eder [1, 5]. Bu çalışmanın amacı son 16 yıl içinde bölümümüzde tanı verilmiş böbrek hücreli tümörlerde tümör çapının yıllara göre nasıl değiştiğini irdelemek, immünhistokimyasal çalışmanın tanı çeşitliliğine katkısını araştırmak ve prognostik faktörlerin raporlamada ne ölçüde belirtildiğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, 2000-2015 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı'nda böbrek hücreli tümör tanısı verilmiş 701 olgu üzerinde retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir.Bulgular: 701 olgunun 461'i (%66) erkek, 240'ı (%34) kadındır. Olgularda yaş ortalaması 58±12,9 yıl olarak bulunmuştur. Olguların %51'i (357) sol böbrek, %49'u (344) sağ böbrek yerleşimlidir. Olguların %71'ini (496 olgu) şeffaf hücreli BHK, %11,5'ini (80 olgu) papiller BHK, %5,2'sini (36 olgu) kromofob BHK ve %12,3'ünü (89 olgu) diğer alt tipler oluşturmaktadır. Olguların 471'i (%67) radikal nefrektomi, 230'u (%33) parsiyel nefrektomi operasyonu geçirmiştir. Radikal nefrektomi yapılan olgu sayısı, parsiyel nefrektomi yapılan olgu sayısının yaklaşık iki katı kadardır. Parsiyel nefrektomi yapılan olgu sayısında 2008'den sonra anlamlı bir artış gözlenmiştir. Ortalama tümör çapı 5,6 ± 3,5 cm olarak saptanmıştır. 2000 yılından 2015 yılına doğru ortalama tümör çapında anlamlı oranda küçülme gözlenmiştir. İmmünhistokimyasal çalışma kullanım oranlarında artış mevcuttur. Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda literatürle uyumlu olarak yıllar içinde böbrek hücreli tümör sayılarında artış gözlenmiştir. Kromofob böbrek hücreli karsinom hariç böbrek hücreli tümörler erkeklerde daha sık gözlenmiştir ve literatür verileri ile uyumludur. Kromofob böbrek hücreli karsinom kadınlarda daha fazla görülmüş olup bu bilgi de literatürle uyumlu bulunmuştur. Yıllar içinde ortalama tümör çapında anlamlı küçülme saptanmıştır. Parsiyel nefrektomi yıllar içinde daha çok tercih edilen yöntem haline gelmiştir. İmmünhistokimyasal çalışma kullanımının artması tanı çeşitliliğinde artış sağlamıştır. Yıllar içinde alt tip belirtilmeyen olgu sayılarında da belirgin azalma olmuştur. Bu da immünhistokimyasal çalışmaların artışı ve yıllar içinde artan tecrübeyle ilişkilendirilmiştir. Raporlamada prognostik değere sahip parametreler daha titizlikle belirtilmeye başlanmıştır. Anahtar sözcükler: Böbrek hücreli tümör, histolojik alt tip, tümör çapı. | |
dc.description.abstract | Introduction and Objective: Renal cell tumors account for 2% to 3% of all cancers in adulthood [1]. They constitute about 90% of kidney tumors [2]. While 209,000 new cases per year are seen worldwide, 102,000 deaths occur annually [2]. As in all cancers, the incidence of renal cell tumors is also increasing [1, 3]. One of the factors that increase the incidence of renal cell tumors is the increase in the use of imaging methods and the increase in incidentally detected cases parallel to the development of imaging methods [1,4]. The most frequent histologic subtype is clear cell RCC, followed by papillary RCC and chromophobe RCC [1,5]. The purposes of this study are to examine how tumor size varies with years in renal cell tumors diagnosed during the last 16 years, to assess the contribution of immunohistochemical studies to diagnostic diversity, and to evaluate the extent to which prognostic factors are reported.Materials and Methods: The study was retrospectively performed on 701 patients diagnosed with renal cell tumor in the Pathology Department of Ondokuz Mayis University Medical Faculty Hospital between years 2000 and 2015.Findings: Of 701 patients, 461 (66%) were male and 240 (34%) were female. The mean age of the cases was 58 ±13 years. In 51% (357) of the cases, the tumor was located in the left kidney, and in 49% (344), the tumor was located in the right kidney. Clear cell RCC was found in 71.0% (496 cases), papillary RCC in 11.5% (80 cases), chromophobe RCC in 5.2% (36 cases) and the other subtypes in 12.3% of the cases. Four hundred seventy-one (67%) patients underwent radical nephrectomy, and 230 (33%) had partial nephrectomy. Radical nephrectomies case number is twice the number of cases undergoing partial nephrectomy. A significant increase in the number of cases undergoing partial nephrectomy was observed after 2008. The average diameter of the tumors was 5.6 ± 3.5 cm. From 2000 to 2015, a significant decrease in the mean tumor size was found. Furthermore, the use of immunohistochemical studies increased.Discussion and Conclusion: In our study, an increase in the number of renal cell tumors was observed over the years, in accordance with the literature. Renal cell tumors, except for chromophobe renal cell carcinoma, were more common in males, a result consistent with the literature. By contrast, chromophobe renal cell carcinoma was more common in females, a finding also consistent with the literature. A significant reduction in mean tumor size over the years was found. Partial nephrectomy became a more preferred method over the years. The increased use of immunohistochemical studies increased diagnostic diversity. A marked decrease in the number of repents without subtype evaluation was also observed over the years. This result was associated with an increase in the number of immunohistochemical studies and increased experience over the years. Parameters associated with prognosis had began to be specified more precisely in the reports.Key words: Renal cell tumor, histological subtype, tumor diameter. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Patoloji | tr_TR |
dc.subject | Pathology | en_US |
dc.subject | Üroloji | tr_TR |
dc.subject | Urology | en_US |
dc.title | 2000-2015 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji Bölümünde değerlendirilen böbrek hücreli tümörlerin retrospektif olarak incelenmesi | |
dc.title.alternative | Retrospective analysis of renal cell tumors evaluated in the Pathology Department of Ondokuz Mayis University Medical Faculty Hospital between years 2000 and 2015 | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2020-04-09 | |
dc.contributor.department | Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Samsun | |
dc.subject.ytm | Neoplasms | |
dc.subject.ytm | Carcinoma-renal cell | |
dc.subject.ytm | Retrospective studies | |
dc.subject.ytm | Pathology | |
dc.subject.ytm | Histology | |
dc.subject.ytm | Prognosis | |
dc.identifier.yokid | 10144751 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 462709 | |
dc.description.pages | 105 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |