Mükerrer sezaryen sayısının maternal ve fetal morbiditeye etkisi:3. sezaryen ile 4. sezaryen ve üzeri sezaryenlerin karşılaştırılması

Abstract

Amaç: Çalışmamızda 3.sezaryen ile 4.ve üzeri sezaryen sayısının fetal ve maternal morbidite üzerine etkilerini karşılaştırmayı hedefledik.Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Atatürk Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde retrospektif olarak gerçekleştirildi. Çalışmada maternal ve perinatal sonuçlar iki grupta karşılaştırıldı. Kliniğimizde 01.01.2006 ile 27.05.2014 yılları arasında mükerrer sezaryen endikasyonu ile ameliyat olmuş olgular tespit edildi. Doğum kayıt defteri, ameliyat notları, arşiv dosyaları ve Enlil isimli hastane otomasyon programı kullanılmıştır. Her iki grup preoperatif bulgular (yatış süresi, yatış ve ameliyattan 48 saat sonraki hemogloin değeri, hemoglobin farkı, anestezi türü, koryoamnionit, çoğul gebelik), plasenta yerleşim ve yapışma kusurları (plasenta previa, plasenta accreata, increata, percraata, plasenta dekolmanı), intraoperatif bulgular (barsak zedelenmesi, mesane rüptürü, hematüri, üreter zedelenmesi, dens adezyon, komplet uterus rüptürü, inkomplet uterus rüptürü, total abdominal histerekomi, subtotal histerektomi, unilateral salpingooferektomi, bilateral salpingooferektomi, T kesisi, uterin arter ligasyonu, hipogastrik arter ligasyonu, bakri balon uygulaması, üst segment uterus insizyonu, alt segment uterus insizyonu, klasik uterus insizyonu ), postoperatif değişkenler (kesi yeri enfeksiyonu, ateş, pulmoner emboli, derin ven trombozu, relaparotomi, anne ölümü, tüp ligasyon, dissemine intravasküler koagülopati), yenidoğan ile ilgili değişkenler (umblikal arter ph, mekonyum varlığı, fetal anomali, apgar skoru, pediatri yoğun bakıma yatış, cinsiyet, presantasyon) kullanılarak karşılaştırıldı. Değişkenler Pearson Ki-Kare testi ve Fisherin Exact testi kullanılarak değerlendirildi. Sonuçlar arasında istatistiksel önem düzeyi için p değeri <0,05 olarak alındı.Bulgular: Çalışmamızda toplam 1526 hasta mevcuttur. Birinci grupta (üçüncü sezaryen) 1077 hasta vardır. Diğer grupta (4 ve üzeri sezaryen) 448 hasta mevcuttur. İlk grupta ortalama yaş 31(18-59) dir. diğer grupta ortalama yaş 32(19-51) dir. Her iki grupta bölgesel anestezi daha yoğun kullanılmaktadır. Çalışmamızda dens adezyon, tüp ligasyon ve kombine anestezi eğilimi, dördüncü sezaryen ve üzeri grubunda istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Diğer parametrelerde anlamlı fark tespit edilmemiştir. Her iki grupta da anne ölümü tespit edilmemiştir.Sonuç: Dördüncü ve üzeri sezaryen grubunda dens adezyona bağlı morbiditenin artma riski taşıdığı düşünülebilir. Sezaryen sayısı arttıkça hastaların kalıcı bir kontrasepsiyon yöntemi olan tüp ligasyonuna eğilimi artmaktadır. Çalışmamızda yüksek sayıdaki sezaryenin, fetal ve maternal morbiditeyi ciddi şekilde etkilemediği tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: mükerrer sezaryen, fetal ve maternal morbidite, yüksek sayıda sezaryen

Purposes: In our study, We aimed to compare the effects on the fetal and maternal morbidity research with third caesarean sections, fourth and more cesarean sections Materials and Methods: This study from Ataturk University Obstetrics and Gynecology Clinic, was carried out retrospectively. In this study, maternal and perinatal outcomes were compared in two groups. In our clinic between 01.01.2006 and 05.27.2014 had surgery patients with an indication for repeat cesarean were detected. Birth registry, surgical notes, archive files and Enlil named hospital automation software has been used. Both groups preoperative findings (duration of hospitalization, hospitalization and surgery 48 hours after hemoglobin value, hemoglobin difference, anesthesia type, chorioamnionitis, multiple pregnancy), placental location and adhesion defects (placenta previa, placenta accreta, increta, and percreta, placental abruption), intraoperative findings (bowel injury, bladder rupture, hematuria, ureteral injury, dense adhesions, complete uterine rupture, incomplete uterine rupture, total abdominal ve subtotal hysterectomy, unilateral salpingo-oophorectomy, bilateral salpingo-oophorectomy, T incision, uterine artery ligation, hypogastric artery ligation, balloon of bacri application, the upper segment uterine incision, the lower segment uterine incision, classical uterine incision), postoperative variables (wound infection, fever, pulmonary embolism, deep vein thrombosis, relaparatomy, maternal mortality, tube ligation, disseminated intravascular coagulopathy), newborns with variables (umbilical artery pH, meconium, fetal abnormalities, low Apgar scores, admission to the pediatric intensive care, gender, presantation) were compared using. Variables, Pearson's chi-square test and Fisher's Exact test was used. Results for the level of statistical significance of p-value <0.05 was considered.Findings: In our study, a total of 1526 patients are available. In the first group (the third caesarean section) are 1077 patients. In the other group (four or more cesarean) 448 patients are available. The average age of the first group, 31 (18-59) In other groups the average age was 32 (19-51). In both groups regional anesthesia is used more intensively. In our study, dense adhesions, tubal ligation and combined anesthesia trend, fourth and higher cesarean group was statistically significant. For other parameters, no significant difference was detected. In both groups, the maternal mortality has not been determined.Results: In the fourth and above cesarean group increased risk of morbidity due to dense adhesions is conceivable. As the number of cesarean patients to tubal ligation, which is a permanent method of contraception is increasing trend. In our study, the high number of caesarean section, fetal and maternal morbidity has not been found to affect seriously.Keywords: Fetal and Maternal Morbidity, Repeat Cesarean, A High Number Of Cesarean Section