dc.description.abstract | ÖZET Balkan Savaşları ve I.Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devleti ve Yunanistan mücadele halinde olmuşlardır. I.Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan Mondros Mütarekesi, Yunanistan'ı çok yakından ilgilendirmemesine rağmen, Türk Milleti'nin kurtuluş mücadelesini neredeyse Yunanistan'a karşı verdiği kabul edilebilir. Özellikle İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali Türk kurtuluş mücadelesini hızlandırmıştır. TBMM Hükümeti, Kurtuluş Savaşında başarılı sonuçlar almıştır. Mudanya Mütarekesi ile ateşkese, Lozan Konferansıyla da barışa kavuşulmuştur. Bu çalışmamızda Tanin Gazetisi adına müzakereleri izlemeye giden Hüseyin Cahit'in gözüyle müzakerelerin seyri şöyledir: Türk Devleti, Lozan'a gittiği zaman; I.Dünya Savaşı'nda, Türk milletini ortadadan kaldırmak isteyenleri, karşısında bulmuştur. Özellikle Lord Curzon'un ve Veniselos'un ihtirasları karşısında çok zorlanmıştır. Barışa çok zor şartlarda ulaşılmıştır. Müzakereler çok çetin geçmiştir. Son savaşın galibi olarak Lozan'a gitmemize rağmen, Yeni Türk Devleti'ne, I.Dünya Savaşı'nın mağlubu gözüyle bakılmış ve ona göre davranılmıştır. Bundan dolayı 20 Kasım 1922'de başlayan müzakereler 4 Şubat 1923 'de kesilmiştir. 23 Nisan 1923 'de tekrar görüşmeler başlamış, hatta tekrar başladıktan sonra bile zaman zaman kesilme noktalarına gelinmiştir. Başta İngiltere olmak üzere Yunanistan ve diğerleri pek çok suçlamalarla Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışmışlardır. Müzakerelerde meselelerin hepsi halledilemedi. İktisadî, siyasî ve toprak gibi meseleler üzerinde durulurken, Yeni Türk Devleti'nin içinde yeni azınlıklar, özellikle de Müslüman azınlıklar oluşturulma gayeretleri dikkat çekmektedir. Türklerin vatanlarında aynı dine mensup bir azınlık oluşturulması hususundaki endişesi Lord Curzon'un ifadelerinden de danışılmaktaydı Curzon, Kürt vekillerinin, Mustafa Kemal Paşa'nın etkisinde kalacaklarını, serbest irade ile karar veremeyeceklerini ve Kürtlerin seçim konusunda ehliyetleri olmadığı gibi dayanaksız bir takım iddialarda bulunarak, onları Arapların ya da İngilizlerin himayesinde tutmak arzusunda idi. Müzakerelerde Türk milleti yanında pek çok milleti ilgilendiren meseleler ayrıntılarıyla ele alındı. Malesef hepsi Türk milletinin lehine sonuçlanmadı. Fakat tarihi olayları şartlan içerisinde değerlendimek gerektiğinden, tamamen aleyhimize sonuçlandığını da söylemek büyük haksızlık olur. Özellikle İngiltere'nin manevralarına ve sert çıkışlarına karşı uyanık olabilseydik daha olumlu sonuçlar alabilirdik. Lozan Barış Antlaşması, 24 Temmuz 1923 'de imzalanmıştır. Andlaşma 143 madde ve buna ek olarak 17 protokolden meydana gelmiştir. Lozan Antlaşması, 23 Ağustos 1923 'de İkinci TBMM tarafından tastik edilmiştir. | |
dc.description.abstract | SUMMARY During tihe Balkanic Wars and the World war I, The Ottoman State fought with Greece, fearfully, The armistice of Mondros, signed after the World war I, was not of great interest and importance for the Greeks. But, the war of freedom, realized by the Turkish Nation, was opposite to the Greek, indeed. And the struggle of the Turkish Freedom was accelerated by the Gereeks' occupancy in İzmir. The State of the Great National Assembly of Turkey was Completed by the great victories in the war. And with the armistice of Mudanya came the truce, and then, with the conference of Laussanne, the peace. In the present study, We are interested in the opinions of Mr. Hüseyin Cahit, who, on behalf of the Newspaper of Tanin, has been gone to watch the negotiatinons in the Conference. And he said, concerning to the progress of the negotiatinons, that, `When the Turkish state went to Laussanne, it found all those whose wishes were to destroye the Turkish Nation, in the World War I, as opponents. Especially, the greeds of the Lord Curzon and Mr. Venizelos were so hards and fearcefuls. It was so difficult to arrive to the peace. And the negotiations were so hards. Althought the Turkish Government was victorious in the last war, the opponents were intending to look it as the defeated, and treated so. Therefore, the negotiations that have been started in November 20th, 1922 cut down in February 4th, 1922 and started again, in April 23 rd 1925. But the negotiations were not so better, and went to the position to cut down, at some time. The delegates of England and Greece, along with the others, tried to put a pressure on Turkey. During the negotiatinons, it was not possible to arrive a better condition. As the problems of economy, politics and the lanrds were of great importance, the opponents tryed to create the new minorities, and epecially, the Muslim Minorities. The Lord Curzon's statements show us that he was keenly interested in the creation of a Muslim minoritiy of the same religion in the Turkish fatherland. And he was asserting that it was not possible for the representatives of the Kurds to get a decesion, with all their free commands, due to the influence of Mustafa Kemal Pasha, and also, claimis to take them under the Arap's or the Eglishs' protection. During the negotiations, the delegates warked on the problems tahat were of great interest forthe other nations, along with the Turks. Regretably oil the negotistion were not at the side of the Turks. But, according to the historical conditions, all the cordusions were not against us completely. But, it might be better for us if we were alert for the English tricks and political maneuvers. The peace teaty of Laussanne, signed in July 24th, 1923. The treaty was composed of the 143 articles and the 17 porotocols, as an addition. The tresty was cartificated by the GNAT in August 23 rd, 1923. tC YÜKSEKÖ?RETİM KURULU DOKÖMAHTâSYON MERKE I | en_US |