Melanositik lezyonların ayırıcı tanısında immünhistokimyasal belirteçlerin kullanılması
dc.contributor.advisor | Vural, Çiğdem | |
dc.contributor.author | Köskenli, Tuğba Öztürk | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T12:10:35Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T12:10:35Z | |
dc.date.submitted | 2013 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/408991 | |
dc.description.abstract | Benign ve malign arasında geniş bir spektrumda dağılan melanositik lezyonların klinik ve morfolojik kriterleri tanımlanmış olmasına rağmen bazı vakalarda ayırıcı tanı zorlukları yaşanmakta, klinik, dermoskopik ve histopatolojik değerlendirmeye ek olarak immünhistokimyasal ve genetik çalışmalar gibi bazı yardımcı yöntemlerden faydalanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, biyolojik davranışları farklılıklar gösteren melanositik lezyonlarda, özellikle ayırıcı tanı zorluğu yaşanan olgularda mevcut immünhistokimyasal çalışmalara ek olarak yardımcı olabilecek immünhistokimyasal belirteçleri kullanmak ve bir panel oluşturmaya çalışmaktır.Çalışmamızda; 2006-2012 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında tanı alan 9 adet melanositik nevüs, 12 adet spitz nevüs, 26 adet displastik nevüs ve 60 adet malign melanom olmak üzere toplam 107 melanositik lezyona immünhistokimyasal olarak HMB 45, fascin, Siklin D1, CDC 7 ve survivin boyaları uygulandı. HMB 45 ile malign melanomlarda daha fazla olmak üzere tüm melanositik lezyonlarda sitoplazmik boyanma saptandı (p<0.0001). Bu boyanmanın malign melanomlarda diffüz veya yama şeklinde, diğer melanositik lezyonlarda ise matürasyona paralel olarak yüzeyde daha belirgin, lezyonun derinlerine doğru azalan şekilde olduğu dikkati çekti. Fascin ile yine malign melanomlarda daha fazla olan sitoplazmik bir boyanma saptandı (p=0.037). Tüm melanositik lezyonlarda değişen derecelerde boyanma saptanırken, spitz nevüslerde hiç boyanmanın olmadığı dikkati çekti. Siklin D1 ile melanositik nevüslerde daha şiddetli olan, nükleer belirgin, sitoplazmik ve nükleer boyanma izlendi (p<0.0001). Boyanma patterninin HMB 45'de olduğu gibi malign melanomlarda daha diffüz, diğer melnositik lezyonlarda matürasyona paralele olduğu saptandı. CDC 7 ile malign melanomlarda diğer melanositik lezyonlardan anlamlı ölçüde şiddetli ve yaygın nükleer boyanma saptandı (p=0.006) ve melanositik nevüslerde hiç boyanma izlenmedi. Survivin boyası ile displastik nevüslerde daha çok sitoplazmik ve malign melanomlarda daha çok nükleer olmak üzere tüm melanositik lezyonlarda değişen derecelerde sitoplazmik ve nükleer boyanma görüldü.Sonuç olarak çalışmamızda; boyanma yaygınlığı açısından çok anlamlı olmasa da boyanma patternlerindeki farklılıklar nedeniyle öncelikle HMB 45 olmak üzere HMB 45 ve Siklin D1'in, malign melanoma transformasyon ve progresyonda önemli olduğu düşünülen ve belirgin boyanma gösteren CDC 7'nin ayırıcı tanı zorluğu yaşanan melanositik lezyonlarda panele eklenebileceği sonucuna varıldı. Fascin ve survivinin de ayırıcı tanıda faydalı olabileceği, ancak yeterli olgu sayısı ile planlanacak bir çalışma ile desteklenmesi gerektiği düşünüldü. | |
dc.description.abstract | Although clinical and morphologic criteria for melanocytic lesions ranging between benign and malign types across a broad spectrum has been defined, it is challenging to reach a diagnosis in particular cases, so in addition to clinical, dermoscopical and histopathological examinations, certain supplementary methods such as immunohistochemical and genetic studies are needed. In this study we aimed to evaluate certain immunohistochemical markers that have potential to prove useful beyond current markers and to construct a panel of markers, in melanocytic lesions which differ with regard to biological behaviour, and in lesions where a differential diagnosis is particularly challenging.In our study we applied a range of immunohistochemical markers involving HMB 45, fascin, cyclin D1, CDC7 and survivin to a total of 107 melanocytic lesions diagnosed in Department of Pathology, School of Medicine, University of Kocaeli in Turkey between years 2006 and 2012. Lesions consisted of 9 melanocytic nevi, 12 spitz nevi, 26 dysplastic nevi and 60 malign melanomas. We observed a cytoplasmic staining pattern in all melanocytic lesions, particularly with HMB 45 in malign melanomas (p<0,0001). It has been noticed that in malign melanomas staining pattern was diffuse or patchy, and in other melanocytic lesions in accordance with maturation, it was more pronounced at periphery, waning in intensity towards the center of lesion. There was a cytoplasmic staining pattern with fascin, predominantly in malign melanoma lesions (p=0,037). Whereas all melanocytic lesions are observed to be stained in varying degrees, there was no staining at all in spitz nevi. Staining pattern with cyclin D1 was cytoplasmic and nuclear with nuclear staining more pronounced, especially in melanocytic nevi (p<0,0001). As with HMB 45, it was observed that in malign melanomas staining pattern was diffuse, and in other melanocytic lesions it varied in relation to maturation. Compared with other melanocytic lesions, in malign melanomas it was found that treatment with CDC 7 resulted in a significantly intense and diffuse nuclear staining (p=0,006) and there was no staining in melanocytic nevi. Survivin was found to result in a cytoplasmic and nuclear pattern in all melanocytic lesions but pattern was predominantly cytoplasmic in dysplastic nevi and largely nuclear in malign melanomas.In summary, in our study we conclude that although the pattern of staining bears no significance with regard to diagnosis, based on variations in staining, cyclin D1 and in particular HMB 45 may be added to a panel of diagnostic markers in melanocytic lesions where differential diagnosis is problematic. It is considered that fascin and survivin too might prove useful in diagnosis but further studies with sufficient number of samples would be required to support this. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Patoloji | tr_TR |
dc.subject | Pathology | en_US |
dc.title | Melanositik lezyonların ayırıcı tanısında immünhistokimyasal belirteçlerin kullanılması | |
dc.title.alternative | Using immunohistochemical markers in the differential diagnosis of melanocytic lesions | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Patoloji Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 463507 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 457576 | |
dc.description.pages | 72 | |
dc.publisher.discipline | Diğer |