dc.description.abstract | 57 ÖZET Amaç: Perinatal asfiksi neonatal mortalite ve morbiditenin önemli nedenlerinden biridir. Gelişim süreci içinde motor ve kognitif fonksiyonlarda bozukluk, okul performansında düşüklük ise geç dönemdeki olumsuz etkileridir. Asfiktik doğumun değerlendirilmesinde Apgar puanlaması ve umbilikal kan gazı analizi rutin uygulamaya girmiştir. Ancak serebral hasarın derecesini belirlemede daha spesifik belirleyicilere gereksinim vardır. Protein S-100B primer olarak santral sinir sistemi kaynaklı bir proteindir. Nöron harabiyetinde serebrospinal sıvıda ve serumda düzeylerinin arttığı gösterilmiştir. Biz bu çalışmada asfiktik yenidoğanlarda umbilikal arter kan gazı analiz verileri ile kordon kanında ve doğumdan 6 saat sonra alınan kan protein S-100B ilişkisini araştırmayı amaçladık. Yöntem: Çalışmaya alman 47 olgu, gestasyonel yaş ve asfiksi kriterlerine göre 4 gruba ayrılarak değerlendirildi. Bu kriterlerden en az 3 'üne sahip yenidoğanlar asfiktik olarak değerlendirildiler; S. dakika Apgar skorunun 6 veya daha düşük olması, umbilikal arter kan pH değerinin 7.2'nin altında olması, umbilikal arter kan baz açığının -12mmol/L'den fazla olması, maske ile solunum desteği gerekmiş, yada entübe edilmiş yada kardiyak masaj uygulanmış olması, ilk 24 saatte koma, konvülsiyon gibi nörolojik bulguların olması. Asfiktik term 12 yenidoğan grup I, asfiktik preterm 1 1 yenidoğan grup ü, sağlıklı term 12 yenidoğan grup HI ve sağlıklı preterm 12 yenidoğan grup IV olarak tanımlandı. Tüm yenidoğanlarda umbilikal arter kan örneğinden kan gazlan analizi ve protein S-100B düzeyleri ölçüldü. Doğumdan 6 saat sonra aym işlemler tekrarlandı. Kan gazı analizinde oksijenizasyon, asid- baz durumu, elektrolit düzeyleri, laktat'ı da içine alan metabolik veriler gruplar arasında karşılaştırıldı. Protein S-100B düzeyleri hem gruplar arasında karşılaştırıldı, hem de aynı grubun kordon kam ve 6. saat düzeyleri karşılaştırıldı. Apgar skoru, pH, laktat değerleri ile protein S-100B'nin korelasyonu araştırıldı. Bulgular: Asfiktik yenidoğanlar (grup I ve II), sağlıklı yenidoğanlarla (grup II ve HI) karşılaştırıldıklarında umbilikal arter kan gazında p02, s02, ct02, F02Hb ve FHHb düzeylerinin asfiktik yenidoğanlarda istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük olduğu görüldü (p<0.01, p<0.01, p<0.01, p<0.01, p<0.01). Grup I (asfiktik term)'in pH ortalama değeri 7.1Ü0.58, sağlıklı term yenidoğanlann ise 7.33±0.45 (p<0.001). cHC03'ın asfiktik term yenidoğanlarda ortalama değeri 13.76±0.68mmol/L, sağlıklı term bebeklerde ise 19.48±0.57mmol/L idi (p<0.05). cBaz, ABE ve SBE'nin preterm asfiktik yenidoğanlardaki58 ortalama değerleri sırası ile -14.56±1.01, -16.27±1.30 ve -14.48±1.03 (mmol/L), preterm sağlıklı yenidoğanlarda ise -5.43±0.77, -5.58±0.77 ve -5.43±0.77mmol/L olup preterm asfiktik yenidoğanlarda baz açığının istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptandı (p<0.01,p<0.01,p<0.01). Protein S-100B, tüm gruplarda istatistiksel olarak farksız bulundu. Aynı grubun protein S-100B kord ve 6. saat değerleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak her iki grup arasında fark saptanmadı Protein S 100B ile pH, laktat düzeyi ve Apgar skoru arasında korelasyon saptanmadı. Sonuç: Bu çalışmada gerek Apgar skoru gerekse umbilikal kan gazlarının detaylı analizinin yapılarak değerlendirilmesinin antenatal risk faktörlerinin varlığında asfıksi tanımlaması için yeterli olduğu görülmüştür. Bu kriterlere göre nöroprotektif tedaviye karar verilebilir. Protein S-100B'nin serumda artışı ancak şiddetli hipoksik iskemik ensefalopatisi olan yenidoğanlarda saptanabileceğinden nöroprotektif tedaviye başlama gereği olan Sarnat ve Sarnat evrelemesine göre evre I ve II olgularda protein S-100B bakılmasının tanı ve tedaviye ek katkı sağlamayacağı görüşündeyiz. | |