Hipertansif ensefalopatili hastaların kranial MRI ve SPECT bulguları
dc.contributor.author | Yaren, Hamide | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T11:29:55Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T11:29:55Z | |
dc.date.submitted | 2002 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/402309 | |
dc.description.abstract | ÖZET Çocukluklarda KB ölçümünün ihmal edilmesi, KB ölçümünün uygun koşullarda yapılmaması ve genellikle KB yüksekliğinin başlangıçta semptom vermemesi, hipertansif çocukların geç tam almasına ve komplikasyonlarla başvurmalarına neden olur. Hipertansif ensefalopati bu komplikasyonlar içinde yer almaktadır. Bu çalışmaya ; HTE tanısı alan, yaşları 4-16 yaş arasında değişen 8'i kız, 6' sı erkek toplam 14 hasta alındı. Başvuru anında ve KB regülasyonu sonrası çekilen EEG, BBT, kranial MRI ve SPECT bulguları tartışıldı. Hastalar KB'deki ani yükselme ile birlikte, nörolojik semptomlarla başvurmuşlardır. Bu semptomlar sıklık sırasına göre ; bilinç değişikliği, konvülziyon, baş ağrısı, projeletil tarzda kusma ve görme bozukluğu idi. Başvuru sırasında çekilen EEG'de yaygın yavaş dalga aktivitesi saptandı.Bu bulgu hipertansif ensefalopatiye özgü olmayıp, ensefalopatinin bir göstergesidir. Tanıyı desteklemede yardımcı olmaktadır. Hipertansif ensefalopatide klinik bulgular nonspesifiktir, tanıyı güçleştirebilir.Bu durumda görüntüleme yöntemleri yardımcı olabilir. BBT' de fokal veya diffuz tutulum gösteren kortikal ve beyaz cevher lezyonları gösterilmiştir. Son yıllarda MRI ile beyaz cevher lezyonları daha iyi gösterebilmektedir. Diöüzyon ağırlıklı MRI incelemeleri, sitotoksik ve vazojenik ödem ayırımım yaparak, olayın fîzyopatogenezine ışık tutabilir.Bizim hastalarımızın MRI 'da T2 ağırlıklı serilerde diffuz veya fokal, özellikle parieto-oksipital yerleşimli hiperintens lezyonlar bulunmakta idi SPECT incelemelerinde de MRI' daki lezyon bölgeleri ile uyumlu, hatta daha geniş akında hipoperfüzyon saptandı. Sonuç olarak; MRI ve SPECT, HT'ye bağlı SSS'deki değişiklikleri, anotomik tutulumu ve patogenezi belirlemede BBT'den daha duyarlıdır. Bu konuda litaretürde SPECT ile çok fazla çalışmaya rastlanılmamıştır. Daha geniş hasta grubunda MRI ve SPECT'in birlikte yapılmasının daha yararlı olduğu kanısına varılmıştır. 46 | |
dc.description.abstract | ÖZET Çocukluklarda KB ölçümünün ihmal edilmesi, KB ölçümünün uygun koşullarda yapılmaması ve genellikle KB yüksekliğinin başlangıçta semptom vermemesi, hipertansif çocukların geç tam almasına ve komplikasyonlarla başvurmalarına neden olur. Hipertansif ensefalopati bu komplikasyonlar içinde yer almaktadır. Bu çalışmaya ; HTE tanısı alan, yaşları 4-16 yaş arasında değişen 8'i kız, 6' sı erkek toplam 14 hasta alındı. Başvuru anında ve KB regülasyonu sonrası çekilen EEG, BBT, kranial MRI ve SPECT bulguları tartışıldı. Hastalar KB'deki ani yükselme ile birlikte, nörolojik semptomlarla başvurmuşlardır. Bu semptomlar sıklık sırasına göre ; bilinç değişikliği, konvülziyon, baş ağrısı, projeletil tarzda kusma ve görme bozukluğu idi. Başvuru sırasında çekilen EEG'de yaygın yavaş dalga aktivitesi saptandı.Bu bulgu hipertansif ensefalopatiye özgü olmayıp, ensefalopatinin bir göstergesidir. Tanıyı desteklemede yardımcı olmaktadır. Hipertansif ensefalopatide klinik bulgular nonspesifiktir, tanıyı güçleştirebilir.Bu durumda görüntüleme yöntemleri yardımcı olabilir. BBT' de fokal veya diffuz tutulum gösteren kortikal ve beyaz cevher lezyonları gösterilmiştir. Son yıllarda MRI ile beyaz cevher lezyonları daha iyi gösterebilmektedir. Diöüzyon ağırlıklı MRI incelemeleri, sitotoksik ve vazojenik ödem ayırımım yaparak, olayın fîzyopatogenezine ışık tutabilir.Bizim hastalarımızın MRI 'da T2 ağırlıklı serilerde diffuz veya fokal, özellikle parieto-oksipital yerleşimli hiperintens lezyonlar bulunmakta idi SPECT incelemelerinde de MRI' daki lezyon bölgeleri ile uyumlu, hatta daha geniş akında hipoperfüzyon saptandı. Sonuç olarak; MRI ve SPECT, HT'ye bağlı SSS'deki değişiklikleri, anotomik tutulumu ve patogenezi belirlemede BBT'den daha duyarlıdır. Bu konuda litaretürde SPECT ile çok fazla çalışmaya rastlanılmamıştır. Daha geniş hasta grubunda MRI ve SPECT'in birlikte yapılmasının daha yararlı olduğu kanısına varılmıştır. 46 | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları | tr_TR |
dc.subject | Child Health and Diseases | en_US |
dc.title | Hipertansif ensefalopatili hastaların kranial MRI ve SPECT bulguları | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 115861 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 115169 | |
dc.description.pages | 547 | |
dc.publisher.discipline | Diğer |