Hipertansif gebelerde serum ürik asit ve doğal koagülasyon inhibitör düzeylerinin değerlendirilmesi

Abstract

ÖZET Gebeliğin hipertansif hastalıkları önemli bir patoloji olarak gebeliklerin %7- 10 'unda izlenmekte ve maternal mortalite ve morbiditenin önemli bir nedenini oluşturmaktadır. Normal kan pıhtılaşma sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için doğal koagülasyon inhibitörlerine ihtiyaç vardır. Preeklampside doğal koagülasyon inhibitörlerinin eksikliği görülebilir. Çalışmamızda amacımız, gebelikle birlikte olabilen değişik hipertansiyon etyolojilerinde maternal serumda doğal koagülasyon inhibitörleri ile ürik asit, PT, protrombin aktivitesi, KZ ve PZ düzeylerini bulmak ve normal gebelerle hipertansif gebelerdeki düzeyleri karşılaştırmaktı. Böylece gebelikteki hipertansif durumlarda hastaların tromboza eğilim riski belirlenerek uygun koruyucu tedavi planlanacak, gebelikte ve postpartum dönemde hastalar tromboemboli gelişiminden korunabileceklerdir. Çalışmamızda preeklamptik (n=32), şiddetli preeklamptik (n=25), eklamptik (n=14) ve kronik hipertansif (n=9) toplam 80 olguda ve sağlıklı 64 gebede (kontrol grubu) maternal serum ürik asit, prot C ve prot S aktivitesi, APC-SR, AT m, AT İÜ aktivitesi, PT, protrombin aktivitesi, KZ ve PZ düzeyleri değerlendirildi. Ayrıca, hipertansiyon problemi gebelik sırasında ortaya çıkan hastaların (preeklamptik, şiddetli preeklamptik ve eklamptik) (n=71) sonuçları sağlıklı gebelerle (n=64) karşılaştırıldı. Daha ileri bir analizde tüm hastalarda doğum ağırlığı, doğum haftası, plasental ağırlık ve hastaların yaşı ile serum ürik asit, prot C, prot S, AT m ve protrombin aktiviteleri, APC-SR, AT m, PT, KZ ve PZ değerleri arasında korelasyon olup olmadığı araştırıldı. Sağlıklı kontrollere göre preeklamptik ve şiddetli preeklamptik gebelerin ürik asit düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulundu. Şiddetli preeklamptik ve kronik hipertansif gebelerin protein S aktivitesi kontrollere göre düşüktü. Şiddetli preeklamptiklerde ayrıca KZ 55sağlıklı gebelere göre yüksekti. Hipertansiyonu gebelik sırasında ortaya çıkanlarda serum ürik asit ve KZ düzeyleri sağlıklı gebelere göre yüksek, doğal koagülasyon inhibitörlerinden olan protein S aktivitesi düşük olarak saptandı. Hastalarda protein S aktivitesi ile yaş arasında, ürik asit düzeyleri ile doğum ağırlığı ve doğum haftası arasında negatif yönde korelasyonlar bulundu. Sonuç olarak, hipertansiyon ile komplike olan gebelerde ve preeklamptik hastalarda klinik kanıtlayıcı maternal serum ürik asit düzeyi bakılması preeklampsi tanısını destekleyen bir göstergedir. Hastalarımızda her nekadar doğal koagülasyon inhibitörlerinin hemen hepsi sağlıklı gebelerle benzer bulunmuşsa da, şiddetli preeklamptik ve kronik hipertansif hasta grubunda protein S aktivitesi anlamlı olarak düşük saptanmıştır. Bu durum preeklampside hiperkoagülopatiye bilinen eğilimi daha da arttırabileceğinden gebelik hipertansiyonu olan kişilere postpartum dönemde proflaktik antikoagülan tedavi verilmesi uygun bir yaklaşım olabilir. 56

EVALUATION OF MATERNAL SERUM URIC ACID and NATURAL CLOTTING INHIBITORS IN HYPERTENSIVE DISORDERS DURING PREGNANCY SUMMARY The hypertensive disorders of pregnancy are seen in 7-10% of the pregnant population and are important causes of maternal mortality and morbidity. Natural coagulation inhibitors are needed for a functioning blood coagulation system. In preeclampsia, lacks of natural coagulation inhibitors can be found. The main goal in our study was to observe maternal serum natural coagulation inhibitor and uric acid levels, prothrombin time, prothrombin activity, bleeding time and clotting time values in different hypertensive disorders complicating pregnancy and to compare these values with normal pregnant women. In that case, the hypertensive women's risk for tendency to thrombosis would be determined and the suitable therapy would be planned in the pregnancy and in the postpartum period, which also would prevent the possible embolic complications. We have included a total of 80 patients with hypertension during pregnancy (32 preeclamptic, 25 severe preeclamptic, 14 eclamptic and 9 women with chronic hypertension) and 64 healthy pregnant women (control group) in our study. Maternal serum uric acid, protein C and protein S activity, APC-SR, AT HL AT HI activity, prothrombin time, prothrombin activity, bleeding and clotting time values were evaluated. Moreover, we have compared patients who had hypertension of pregnancy (preeclamptic, severe preeclamptic, eclamptic) (n=71) with healthy pregnant counterparts (n=64). In the further analysis correlations between birth weight, delivery week, placental weight and the patients' age with serum uric acid, protein C, protein S, AT HI and prothrombin activity, APC-SR, AT HI, prothrombin time, bleeding and clotting time values were investigated. 57Our results showed that preeclamptic and severe preeclamptic pregnant women had significantly high uric acid levels compared to healthy controls. Protein S activities in severe preeclamptic and chronic hypertensive pregnant women were lower than the controls. Besides mean ± SD bleeding time in severe preeclamptic patients was higher than healthy pregnant women. In patients who had hypertension of pregnancy (preeclamptic, severe preeclamptic, eclamptic) maternal serum uric acid and bleeding time values were elevated, but protein S activity was lower compared to the controls. There was a negative correlation between protein S activity and the patients' age. Also, negative correlations between uric acid levels and birth weight or delivery time were observed. In conclusion, in women with preeclampsia or with hypertensive disorders of pregnancy maternal serum uric acid assays support the diagnosis of preeclampsia. Although nearly all of the natural coagulation inhibitors in our study failed to show a significant difference in hypertensive and healthy pregnant women, in severe preeclampsia and chronic hypertensive patients protein S levels were significantly lower compared to the controls. Thus, prophylactic antithrombotic therapy during the postpartum period would be of benefit. 58