dc.description.abstract | ÖZET Masallar, içinde yaşatıldıklan toplumların kültürel kodlarını yansıtırlar. Söz konusu kültürel kodların çözülmesi, edebiyat-toplum ilişkisini belirgin hâle getirir. Sözlü kültür ürünlerinin, geleneğin sürdürülmesi ve yeniden üretilmesinde işlevsel oldukları bilinmektedir. Toplumsal cinsiyet kavramı ise, söz konusu geleneksel doku üzerinde temellenmiştir. Bu bağlamda tezde, bilimsel yöntemlerle derlenmiş 32 masal seçilerek, toplumsal cinsiyet ve mekân bağlamında incelenmiştir. Toplumsal cinsiyet ve mekânın, bireyin kimliğini, cinsellik algısını ve erginleme sürecini dönüştürücü etkisi, geleneğin yeniden üretilmesi bağlamında tartışılmıştır. Masal mekânlarından özel mekân olarak `ev içi`, ara mekân olarak `pencere` ve kamusal mekân olarak da `ev dışı` simgesel boyutlarıyla birlikte ele alınmıştır. Kadının yaşam alanını oluşturan ev içi, aile bütünlüğünün korunarak geleneğin sürdürülebilmesi için, savunulması gereken bir mekân oluşuyla dikkat çekmektedir. Kahramanların pencere ile olan ilişkileri, bakire kızın yeni bir aileyi kurumsallaştırabilmek için ev dışına çıkması böylelikle de erginleme sürecindeki işlevselliğiyle ve genç kızlıktan kadın olmaya geçiş süreciyle birlikte okunmuştur. Ev dışı mekânın ise genellikle erkeğe ait olma özelliğiyle ön plana çıktığı gözlenmiştir. Bu nedenle, ev dışına çıkan kadın, arınma ve kendini savunmaya ihtiyaç hissetmektedir. Kadının ev dışında erkeksiz varolabilmesi ise, ancak erkeksileşmesiyle yani erkek kılığına girmesiyle gerçekleşmektedir. Masallarda, ev içi hiyerarşisinin, kadın ve erkeğin biyolojik cinsiyetlerinin toplumsal cinsiyet rollerine, koşut biçimde oluşturulduğu görülmektedir. Kadın bedeninin `kışkırtıcı fitne` olarak algılanması, ev içine kapatılmasına neden olmuştur. Ev içine kapatılan kadın, doğurganlığını kullanarak orada iktidarını sağlamlaştırmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, kadının iktidar ve yaşam alanı, cinsel olarak işlevsel ya da işlevsiz oluşuna göre biçimlenmektedir. Erkek, cinsel olarak işlev ve çekiciliğini yitirdiği zaman `ermiş` olurken kadın `kocakaıf'ya dönüşmektedir. Masallarda, toplumsal cinsiyet rollerine bağlı bazı simgelerle sıkça karşılaşılmaktadır. Örneğin, erkek egemen söylemde, erkek iktidarının simgesi olarak görülen `at, avrat, silah` üçlüsü masal anlatılarında önemli bir yere sahiptir. Bu simgeler, kadın iktidarı bağlamında düşünüldüğünde yerine, `ev, er, evlat` üçlüsünü koymak mümkündür. Bu tür bir okuma sonucunda erkeğin ve kadının masallardaki iktidar araçlarıyla gerçek yaşamdaki iktidar araçları arasında koşutluk olduğu görülür. Bu da, geleneğin masallar aracılığıyla yeniden üretildiği savını desteklemektedir. anahtar sözcükler: masal, toplumsal cinsiyet, mekân, gelenek | |
dc.description.abstract | TEŞEKKÜR Edebiyat macerasına atıldığım günden beri, ayaklarımı yere basmam konusunda beni uyararak, sonunda meyve vermemi sağlayan bölüm başkanım Talat Halman'a, inişli çıkışlı bir dönem olan tez yazma sürecimde beni cesaretlendirerek güvenimi hep taze tutmama yardım eden, taslaklarımı defalarca okuyarak destek olan hocam Öcal Oğuz'a, evin küçük bir kütüphaneye dönüşmesine, tüm dağınıklığıma ve huysuzluklarıma sabırla katlanan, annem Emel Ölçer' e ve babam Erhan Ölçer' e, akademik çalışmanın zevkli bir hâle getirilebileceğini anlamamı sağlayan, hep yanımda olan sevgili Cahit Akın'a, tez yazmanın coşkusunu benimle paylaşan sevgili Günil Özlem Ayaydın' a, uzaklardan gelen dost sesini ve desteğini esirgemeyen sevgili dostum Halime Atalay Çelik' e ve bu bölümdeki ilk iki senemi yaşanabilir kılan kadim dost Nahide Aydın' a teşekkür ederim. vıı | en_US |