Türk popülasyonunda ortognatik cerrahi endikasyonu konulan hastaların pterygopalatine kanal lokalizasyonun ve morfolojisinin osteotomi güvenliği açısından retrospektif olarak incelenmesi

Abstract

Günümüzde insanların büyük bir bölümü dentofasiyal deformitelerdenetkilenmektedir. Bu deformitelerinin bir kısmı basit yada komplike ortodontik giriĢimler iletedavi edilebiliyorken, bazı deformitelerin çözümü için cerrahi yöntemlere ihtiyaç duyulur.Ortognatik cerrahi denilen bu operasyonlar uygulanırken bazı komplikasyonlar ortayaçıkmaktadır.Bu araĢtırmanın amacı; Türk popülasyonunda ortognatik cerrahi endikasyonu koyulanhastalardan alınan preoperatif konik ışınlı bilgisayarlı tomografiler üzerinde pterigopalatinekanal morfolojisini ve lokalizasyonunu belirleyerek cerrahi sırasında oluşabilecekkomplikasyonları minimalize etmektir. Böylece operasyonlar daha hızlı, güvenli ve kontrollübir şekilde yapılabilecektir.Araştırma ortognatik cerrahi endikasyonu konulan, dentofasiyal deformitesi olan,yaşları 18-50 arasında değişen, daha önce opere olmamış 53 hastadan alınan preoperatifkonik ışınlı bilgisayarlı tomografiler üzerinde yapılmıştır. Burun tabanının 3mm üzerindengeçen bir aksiyel kesit alınarak, bu kesit üzerinde pterigopalatine kanaldan aperturapiriformise (GPF-AP), Pterigopalatine kanaldan bukkal kemiğe (GPF-BBP),pterigomaksiller fissürün en dar kısmı (PP), Pterigopalatine kanaldan pterigomaksillerfissüre (GPF-PP) olan mesafeler ve pterigopalatine kanalın sagittal yönde çapı (Dap)ölçülmüştür. kanalın seyrinin izlendiği bir sagittal kesitte ise kanalın başlangıç noktasındaki(DS1), ortasındaki (DS2) ve sonlandığı noktadaki (DS3) çapları ölçülmüştür. ayrıca bukesitte kanalın uzunluğu (LSa/LSo) ölçülmüştür.Sonuç olarak sağ tarafta DS2 değeri, sol tarafta GPF-BBP ve PP değeri erkeklerdekadınlardan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuĢtur. GPF-PP değeri iseKlas III hastalarda Klas II hastalardan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekbulunmuştur. Sagittal kesit üzerinde değerlendirilen ölçümlerde ise kanal uzunluklarında(LSa/LSo) bulunan değerler erkeklerde istatistiksel olarak anlamlı derecede kadınlara kıyasladaha yüksek bulunmuştur.

Nowadays most of people are affected of dentofacial deformities. While some thesedeformities can be treated by simple or complicated orthodontic treatment, some of them areneeded surgical ways for treatment. Some complications arise while these operations calledortognatic surgery are being applied. The purpose of this study is to obtain preoperativeCBCT images from orthognathic surgery indicated patients and evaluate the trace ofpterygopalatine canal morphology which will help us to minimize the complications (nervedamage, bad splits ie) which can occur and shed light on the way performing theseprocedures faster, safer and more controllable.The study is done on preoperative CBCT images which are taken from 53 patientswho are diagnosed as ortognatic surgical indication, have dentofacial deformities, betweenthe ages 18-50 and have never been operated before. An axial cross-section was taken 3 mmabove the base of the nose. On this cross-section, distances from the pterigopalatine canal tothe apertura piriformis (GPF-AP), from the pterigopalatine canal to the buccal bone (GPFBBP), from the pterigopalatine canal to pterigomaxillary fissure (GPF-PP) also diameter ofpterygopalatine canal and the narrowest part of the pterigomaxillary fissure (PP), weremeasured. In a sagittal cross-section where the course of the canal was followed, thediameters of the canal at the starting point (DS1), in the middle (DS2) and at the end point(DS3) were measured. In addition, the length (LSa / LSo) of the canal is measured in thissection.As a result, DS2 values on the right side, GPF-BBP and PP values on the left sidewere found to be statistically significant higher in males than females. GPF-PP values werefound to be statistically significant higher in Class III patients than in Class II patients. In themeasurements evaluated on sagittal section, the values found in the canal lengths (LSa / LSo)were found to be statistically significant higher in males than in females.