Alt işverenlik hizmetlerinde, alt işveren iş güvenliği yükümlülüklerinin iş sağlığı ve güvenliği otomasyon yazılımı ile denetlenmesi

Abstract

Çalışma hayatında ekonomik ve teknolojik anlamdaki gelişmelerinde yaşanması ile işverenlerin, iş yerlerinde sürdürmekte olduğu çalışmalara, mal ve hizmet üretimlerine ilişkin asıl yapılan işlerin dışında kalan veya bir bölümünü kapsayan işleri bu alanlarda uzmanlaşmış farklı işverenlere iş vermeye başlamaları beraberinde alt işverenlik kavramını ortaya çıkarmıştır.Bilindiği üzere Türkiye'de çalışma hayatında iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak oldukça ciddi bir sorumluluk olup, özellikle asıl işverenlerin alt işveren ilişkisinde büyük problemler yaşanmaktadır. Asıl işveren alt işveren ilişkisini yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı İş Kanunu'na göre daha detaylı olarak düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu ve 2012 yılında hayatımıza giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve kapsadığı yönetmelikler çerçevesinde asıl işveren alt işveren arası karşılıklı sorumlulukların eklenmesi ile asıl işverenlere, alt işverenlerini denetleme ve takibini yapma yükümlülüğü gelmiştir. Özellikle çalışan giriş çıkışının çok fazla olduğu inşaat gibi çalışma sahalarında ise asıl işverenlerin bu denetim ve takipleri yapması ve sürdürülebilir olması oldukça zor bir hal almaktadır. Bu bağlamda alt işverenlik uygulamalarının iş güvenliği denetleme programları ile takibin yapılması alt işveren çalışma koşullarını iyileştirme ve asıl işverenler için anlık takip yapabilme imkanı sunmaktadır.Bu çalışmada özellikle çalışan giriş çıkış trafiğinin ve çalışan sayıları çok fazla olan yapı işleri ve lojistik gibi işletmelerde iş güvenliği hizmetlerinde alt işveren yükümlülüklerinin iş sağlığı ve güvenliği otomasyon yazılımı ile takibinin önemi araştırılmıştır ve sonuç olarak iş sağlığı ve güvenliğinde alt işveren takibinin, bir iş sağlığı ve güvenliği otomasyon yazılımı ile yapılmasının hem asıl işveren, hem çalışanlar hem de işin düzenli ve sağlıklı işleyişi açısından en doğru yöntem olduğu düşünülmektedir.

The experience in economic and technological development in working life, the main employers, has begun to be given to different employers who have specialized in these fields, and whose work has been carried out in the workplaces, other than the actual works related to the production of goods and services, thus reveal the concept of sub-employability has been on.As it is known, it is a serious responsibility to ensure occupational health and safety in the workplace in Turkey, and there are big problems especially in the relation of the main employers to the sub-employers. In accordance with the Labor Law No. 4857, which regulates the main employer sub-employer relationship in more detail than Labor Law No. 1475, -which has been abrogated -, and the Law, which entered into life in 2012, on Occupational Health and Safety which Labor Law No. 6331, the obligation to supervise and follow up their sub-employers has been come into force. Especially in the case of construction work where there is a lot of input and output of employees, it is very difficult for the main employers to carry out such supervision and follow-up and to be sustainable. In this context, sub-employer practices are followed by job security supervision programs, which provide an opportunity the subordinate employer to improve working conditions and to follow up instantly for the primary employers.In this study, it was investigated the importance of sub-employer obligations in job security services such as construction sites and logistics, which have very high number of employee inputs and outputs and job security and safety automation software and as a result, it is considered that employing a job health and safety automation software to follow the sub-employer in occupational health and safety is the most accurate method in terms of the regular and healthy functioning of both the employer, the employee and the worker.