dc.description.abstract | Türkiye'de 1960'lı yıllara gelinceye kadar üniversite ye girmek için Bakolarya denen olgunluk sınavı yeterliydi. Yalnız İstanbul Teknik Üniversitesi ile Siyasal Bilgiler Fa kültesi öğrencilerini kendilerinin yaptıkları sınavla seçip alıyorlardı. Fakat, gün geçtikçe öğrenci sayısında hızlı ar tış ve bununla paralel büyümeyen üniversite kontenjanları, yükseköğretim kurumlarını bir seçme sınavı yapmak zorunda bı rakmıştır. 1961-1963 ders yılından itibaren üniversite giriş sınavları merkezileştirilmiş ve 1974 yılında Üniversitelerara sı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÜSYM) kurulmuştur. ÜSYM, 1981 yılında 2547 sayılı yasayla Yükseköğretim Kuruluna bağlanarak,, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) adını almıştır. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezince yapılan sınavın temel amacı, `ortaöğretim kurumlarının en başarılı mezunla rına bir yarışma sınavıyla seçip, yükseköğretim kuruluşlarının ihtiyacını karşılamaktır`. Bu nedenle liselerimizde verilen eğitimin niteliği ile, yükseköğretim kurumlarında verilen eği timin niteliği arasında bir paralellik olması gerekir. Öğrenci Seçme. ve Yerleştirme Sınavıyla, ortaöğretimin en başarılı ve nitelikli öğrencilerini seçip alma istekleri yükseköğretim ku rumlarının en doğal hakları olarak görülmelidir. Bunun için ortaöğretim kurumlarında nitelikli öğrenci yetiştirmek amaçlan- malı, başarıyı artırıcı ve ödüllendirici önlemler biran önce alınmalıdır. Üniversitelere öğrenci seçimi böylece daha çok liselerdeki başarıya dayandırılmış olacaktır. Ayrıca nitelik açısından yükseköğretim kurumları ile ortaöğretim kurumları arasında bir denge sağlanmış olacaktır. Yükseköğretim kurumlarının en önemli işlevlerinden bi risi nitelikli insan gücünü yetiştirmek ve bunların gelişim- lerini sağlamaktır. Bu nedenle yükseköğretim kurumlarının 1981 yılından bu yana daha yeterli öğrencilerin seçimi için üniversite giriş sınavını ÖSS ve ÖYS olmak üzere iki aşamalı olarak yaptığını görüyoruz. Eğitim Yüksekokullarına öğrenci seçimi ise halen birinci aşama sınavı olan ÖSS ile olmaktadır. Araştırmanın temel amacı, 1987-1988 öğretim yılında Ç.Ü. Hatay ve Adana Eğitim Yüksekokullarına alınan öğrencilerin ÖSS puanlarının ve lise başarılarının yüksekokul birinci dönem akademik başarılarını önceden tahmin edebilme gücünü araştır maktır. Ayrıca, öğrencilerin mezun oldukları lise türü ve kol larına göre akademik başarıları arasında bir farklılık olup olmadığını saptamakta amaçlanmıştır. Araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır: 1- Hatay ve Adana Eğitim Yüksekokullarına giren öğren cilerin genel özellikleri nelerdir?. 2- Her iki okul öğrencilerinin ÖSS puanları ile yüksek okul birinci dönem sonundaki akademik başarıları arasında bir ilişki var mıdır? 3- ÖSS puanları ile her iki okulun birinci döneminde okutulan dersler arasından en çok hangi derslerdeki başarı arasında ilişki bulunmaktadır? 4- Her iki okul öğrencilerinin ÖSS puanları ile lise not ortalamaları arasında nasıl bir ilişki görülmektedir? 5- Her iki okul öğrencilerinin lise not ortalamaları ile yüksekokul birinci dönem akademik başarıları arasında bir Yükseköğretim Kurulu Dokiimaatasyoa Metketâ ilişki var mıdır? Varsa bu ilişki akademik başarıyı ne ölçüde kestirebilmektedir? 6- Öğrencilerin mezun oldukları lise türlerine göre ÖSS puanları arasında bir ilişki var mıdır? 7- Öğrencilerin mezun oldukları lise kollarına göre ÖSS puanları ile birinci dönem akademik başarıları atasında bir ilişki, var mıdır? Araştırmada, iki yüksekokulda da birinci dönem okutu lan 14 dersten 12 dersin akademik başarı ortalamaları alınmış tır. Ayrıca her iki okulda aynı dönem okutulan 6 ders ile ÖSS puanları arasında ilişki aranmıştır. Araştırma kapsamına Hatay Eğitim Yüksekokulundan 273, Adana Eğitim Yüksekokulundan ise 97 öğrenci alınmıştır. Araştırmada, öğrencilerin ÖSS puanları ÖSYM tarafından hazırlanan, ÖSS kazanan adaylar listesinden alınmıştır. Öğren cilerin bölgelere, okul türü ve kollarına göre dağılımları, lise bitirme dereceleri, cinsiyet ve yaş durumları, tercih sıraları ile ilgili bilgiler yine bu listelerden sağlanmış, bu `bilgiler okuldaki kişisel dosyalarında bulunan bilgilerle de karşı laştırılmıştır. Lise bitirme dereceleri, kişisel dos yalarından elde edilmiş, yüksekokul birinci dönem not ortala maları öğrenci işlerindeki not listelerinden sağlanmıştır. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkiler, PEARSON ÇARPIM-MOMENT KORELASYON yönteminden yararlanılarak bulunmuş tur. Aritmetik ortalamalar arasındaki farkı test etmek için Z ve t testleri kullanılmıştır. Bulunan korelasyon katsayıla rı 0.05 manidarlık düzeyinde `evrenin korelasyon katsayısının gerçekte sıfır olduğu` (H ) hipotezine karşı test edilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlar, amaç kısmında belirtilen soruların sırasına uygun olarak özetlenmek suretiyLe aşağıda verilmiştir. Genel Özellikleri Açısından: v 1- Hatay ve Adana Eğitim Yüksekokullarına girişte yakın böLgelerde bulunmalar etkili olmuştur. Hatay Eğitim Yüksekokulunda 209 (%77'ye yakın) öğrenci Akdeniz ve Güney doğu Anadolu bölgesinden gelmiştir. Adana Eğitim Yüksekoku lunda ise bu bölgelerden gelen öğrenci sayısı 68 (%70)'tir. Bu okulların seçilmesinde, yakın bölgede oturan öğrenciler için bir tercih unsuru oluşturduğunu söyleyebiliriz. 2- Her iki okulda da genel lise çıkışlı öğrenciler çoğunluktadır. Genel lise çıkışlı öğrencilerin sayısı Hatay Eğitim Yüksekokulunda 189 (%69.2), Adana Eğitim Yüksekoku lunda, ise 46 (%47.4)'dır. Bu okullara girmede lise mezunu öğrenciler daha avantajlı görülmüştür. 3- Her iki yüksekokula girme konusunda öğrencilerin Fon, Matematik, D i 1 -Edebi yat, Tabii Bilimler kollarından me zun olmalarının dikkat çekici bir farklılık yaratmadığı sap tanmıştır. Çünkü Hatay Eğitim Yüksekokulunda 111 (%41) Fen koJu çıkışlı öğrenci birinci sırayı oluşturmuştur. Adana Eğitim Yüksekokulunda ise Oü-Edebiyat kolu çıkışlı 32 (%33) öğrencinin birinci sırayı oluşturduğunu söyleyebiliriz. 4-->Adana Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin lise bitir me dereceleri daha yüksektir. Bu okulda liseyi iyi dereceyle bitiren 54 ( % 5 6 ) öğrenci grubun yarışandan fazlasını oluştur maktadır...Hatay ' Eğitim Yüksekokulunda ise lise bitirme dere cesi orta olan 150 (%55) öğrenci grubun yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Bu durumda Adana Eğitim Yüksekokuluna, Hatay 104 Eğitim Yüksekokuluna oranla daha nitelikli öğrencilerin gir miş olduğunu söyleyebiliriz. 5- Her iki yüksekokulda erkek öğrenci sayısının oranı (%57.1), kız öğrencilerin oranından (%42.9) fazladır. Aradaki fark %14.2'dir. Erkek öğrencilerin bu okulu kız öğrencilerden daha fazla tercih ettikleri söylenebilir. 6- Hatay Eğitim Yüksekokulunda öğrencilerin yaş orta laması 18.8'dir. Yaşları 20 ilâ 27 arasında toplanan öğrenci sayısı 75'tir. Bu öğrenciler, grubun yaklaşık %28'ini oluş turmaktadır. Adana Eğitim Yüksekokulunda ise öğrencilerin yaş ortalaması 18.1'dir. Yaşları 20 ilâ 28 arasında toplanan öğ renci sayısı 22'dir. Bu öğrenciler, grubun yaklaşık %23'nü oluşturmaktadır. Her iki okulda da yaşları 20'uin üstünde bulunan erkek öğrencilerin oranı (Hatay Eğitim Yüksekokulunda %17.9, Adana Eğitim Yüksekokulunda ise %12.4) daha yüksektir. Yurdumuzda liseyi bitirme yaşı 18 olarak kabul edil miştir. Demek ki bu öğrencilerin büyük bir kısmı, liseyi bi tirdikten sonra en az iki yıl olmak üzere dokuz yıla kadar uzanan bir aradan sonra bu okullara girebilmişlerdir. Şu halde, bu kurumlara gelen öğrenciler arasında liseden sonra öğrenim lerin».' bı'rklç yıl ara verenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Veya bu öğrenciler, birkaç kez üniversite giriş sınav larına katıldıktan sonra ancak bu kurumlara girme hakkını el de edebilmelerdir. Bu sonuçta, bu okullara alınan öğrencile rin genellikle başarısız öğrenciler olduklarını açıklamakta dır. Dolayısıyla bu öğrencilerin yüksekokuldaki başarıları da düşük olmaktadır. 7- Öğrencilerin Adana Eğitim Yüksekokulunu tercih sıra sı ortalaması 12.8, Hatay Eğitim Yüksekokulunu tercih sıranı 105 ortalaması ise 14.6'dır. Hatay Eğitim Yüksekokulundaki öğren ciler, bu okulu diğer okul öğrencilerine oranla daha gerilerde tercih etmişlerdir. Akademik Özellikleri Açısından: 1- Her iki okulda da öğrencilerin ÖSS puanları ile yük sekokul birinci dönem akademik başarıları arasında anlamlı bir İİİvk:. bulunamamıştır. Hatay Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin birinci dönem akademik başarı ortalamalarının aritmetik ortalaması 55.64'tür. Adana Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin akademik başarı orta lamalarının aritmetik ortalaması ise 59.73'tür. îki okul öğ rencilerinin akademik başarı ortalamalarının aritmetik ortala maları arasındaki fark test edilmiştir. Manidarlık düzeyi 0.05 olan bu fark, Adana Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin lehine bulunmuştur. Adana Eğitim Yüksekokulundaki öğrencilerin akade mik başarı ortalamaları daha yüksektir. Bu okul öğrencilerinin lise bitirme derecelerinin daha yüksek bulunması, yüksekokulda akademik trışarıyı artırıcı bir etken olarak düşünülebilir. Hatay Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin ÖSS puan ortalamaları nın aritmetik ortalaması 129.85'tir. Adana Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin ise 137.837'dir. Adana Eğitim Yüksekokuluna alınan öğrencilerin ÖSS puan ortalaması 8.037 puan daha yüksek tir. ' 2- Her iki okul öğrencilerinin ÖSS puanları ile birinci dönem okutulan ve aralarında ilişki aranan altı dersteki akade mik başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Şu halde, OSS puanlarının bu derslerdeki başarıyı önceden tahmin etme konusunda iyi bir ölçüt olmadığı söylenebilir. 3- Her iki okul öğrencilerinin ÖSS puanları ile, lise not ortalamaları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır, Bu sonuç Toker, Uçkunkaya ve Gülcü, Onay, Tavşancıl'm araş tırma bulgularıyla aynı doğrultuda çıkmıştır. 4- Hatay ve Adana Eğitim Yüksekokulu öğrencilerinin li se not or talamalarıyla, birinci dönem akademik başarıları ara sında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Halbuki, yukarıda be lirtilen araştırmacılar tarafından başarıyı kestirmede en güç lü değişkenin lise not ortalamaları olduğu ileri sürülmüştür. Ancak; bu araştırmaların O.D.T.Ü, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi gibi daha çok nitelikli ve daha yeter li öğrencilerin seçildiği kurumlara yapıldığı dikkate alınma lıdır. Bu kurumlar için bulunan bulgular bu şartlarda doğru ve geçerli olarak kabul edilebilir. Fakat, iki yıllık önlisans okulları olan Eğitim Yüksek- n okulları ivin bu sonuçların geçerliği tartışma konusudur. Çün kü, bu kurumlara öğrenciler çok düşük puanlarla alınmaktadır. ÜSYM'nin (1979) yaptığı bir araştırmada yükseköğretim deki başarıyı kestirmede ÖSS puanlarının geçerliğinin her program için farklılık arzettiği belirtilmiştir. Buna göre ÖSS puanları arttıkça geçerliğin de arttığı, buna karşılık göreli olarak düşük puanla öğrenci alan programlarda ise geçerlikten söz etme olanağının olmadığı yargısına varılmıştır. Bu sonuca göre değerlendirildiğindi;, Eğitim Yüksekokullarmdaki öğrenci lerin puanlarının düşük olması bu yargıyı pekiştirmektedir. Ayrıca bu kurumlara gelen öğrencilerin zihinsel yetenek ve bece rilerini, lisedeki üç yıllık başarı grafiklerini inceleyen bir araştırma yapılmamıştır. Bu konuda yapılacak kapsamlı bir araş tırma, konuya geniş bir perspektif kazandıracaktır. Eğitim Yüksekokullarına gelen öğrencilerin büyük çoğun luğu, genelde başarı standartlarının altında kalmış öğrenci lerdir. Başka yükseköğrenim kurumlarını kazanamadıkları için ve çoğunluğunun da sırf boşta kalmamak için geldiği, bu okul ları tercih sıralamalarından da anlaşılmaktadır..5- Her iki yüksekokul öğrencilerinin lise türlerine göre yüksekokul birinci dönem akademik başarıları ile ÖSS pu anları arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır. Lise mezunu öğrencilerin, her iki yüksekokulda birinci dönem aka demik başarı ortalamalarının aritmetik ortalaması diğer grup lara oranla daha yüksektir. 6- Lise kollarına göre öğrencilerin birinci dönem aka demik başarı ortalamalarının aritmetik ortalamaları arasında manidarlık düzeyi 0.05 olan bir-`fark, Fen kolu çıkışlı -öğren cilerin lehinde bulunmuştur. Yani, her iki yüksekokulda Fen kolu çıkışlı öğrenciler başarılı olma konusunda diğer kollar daki öğrencilere oranla daha avantajlıdır. 7- Her iki yüksekokulda Öğretmen lisesi mezunu öğrenci lerin sayısı 97'dir. Genel lise iaezunu öğrencilerin sayısı ise 235'tir. Bu iki okulu, Öğretmen lisesi mezunu öğrencilerin %36.8'i, genel lise mezunu öğrencilerin ise %19.5'i ilk sekiz tercihleri arasında seçmişlerdir. Bu durumdan Öğretmen lisesi mezunu öğrencilerin bu iki yüksekokula lise mezunu öğrencile rine oranla daha istekli geldikleri sonucu çıkarılabilir. Buna rağmen, Öğretmen lisesi mezunu öğrencilerin bu kurumlarda, ge nel lise mezunu öğrenciler kadar başarılı olamamaları dikkat çekicidir. Bu öğrencilerin Öğretmen lisesi çıkışlı olmaların dan dolayı, Öğretmen liselerine ayrılan %20'lik kontenjandan yararlanarak bu kurumlara girmeleri, başarılarını olumsuz İU8 etkileyen bir faktör olarak düşünülebilir. Çünkü, ÖSS puanla rında öğretmen lisesi mezunu öğrencilere puan avantajı sağ lanmıştır. 8- Her iki okula kayıt yaptırmaya hak kazanmış olmala rına rağmen, kayıt yaptırmayan veya kayıt yaptırıpta sürekli devamsız öğrencilerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu öğrenciler, Hatay Eğitim Yüksekokulundaki öğrencilerin %20'si- ni, Adana Eğitim Yüksekokulundaki Öğrencilerin ise %18.5'ni oluşturmaktadır. Böylece kontenjanın verimli kullanılması engellenmektedir. Oysa bu kurumlara daha istekli öğrencilerin n seçimi, akademik başarıyı da artırıcı bir etken olarak düşü nülebilir. ÖNERİLER Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak şu öneri ler getirilebilir: 1- Araştırmada, ÖSS puanları ile akademik başarılar arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bundan dolayı ÖSS sınav larının Eğitim Yüksekokulları için uygun öğrenciler seçmede yeterli bir ölçüt olmadığı sonucu çıkarılabilir. Bu nedenle, Eğitim Yüksekokullarına girişte de eleme ve seçme sınavları nın yapılması uygun olur. ÖSS sınavını kazanan öğrenciler, bu kurumlar tarafından yapılacak bir seçme sınavına tabi tu tulmalıdır. Nitekim Beden Eğitimi, Müzik, Resim-İş ve Teknik Öğretmen yetiştiren kurumlar ek olarak özel yetenek sınavları yapmaktadır. Öğretmen yetiştiren kurumlar tarafından yapılacak eleme sınavlarında aşağıda belirtilen ölçütlerin dikkate alın ması daha uygun olabilir. a- Adaylar mutlaka öğretmenliğe istekli olanlar ara sından seçilmelidir. b- Adaylar, geçerli ve güvenilir zekâ testleri ile üstün yetenekliler arasından seçilmeli veya en azından norma lin üstünde zekâya sahip olma şartı aranmalıdır. c- Öğretmen olmak isteyenlere kişilik ölçekleri uy gulanmalı, öğretmenlik için gereken temel kişilik özelillik- lerine sah-*>p olanlar aday olarak seçilmelidir. d- Yukarıdaki şartlara sahip olan adaylar, ciddi ola rak seçilecek profesyonel kişilerden oluşacak bir jüri tara fından mülakata tabi tutulmalıdır. e- Öğretmen adaylarının çok ciddi bir muayeneden geçirilerek fizik ve ruh sağlığı yerinde olan kimseler ara sından seçilmesine özen gösterilmelidir.(Çağlar, 1987 s. 5). Böylece, öğretmenlik mesleği rastlantı sonucu seçilmiş bir meslek olmaktan kurtarılmış olacaktır. Daha istekli ve yeter li öğrencilerin seçeceği bir meslek haline getirilmesi sağla nacaktır. 2- Öğretmen Liselerinden mezun olan öğrenciler için bu kurumlarda ayrılan kontenjanlar kaldırılmalıdır. Çünkü; öğretmen Liselerinden mezun olan öğrenciler, öğretmenlik mes leği ile ilgili temel olacak yetferli bir eğitim görmemekte dirler. Üstelik, Öğretmen Lisesinin zeki ve başarılı öğrenci leri yüksek puanla Öğrenci alan diğer yükseköğretim kurumla rın-, tercih etmekte ve oraya gitmektedirler. Her iki yüksekokula gelen Öğretmen Lisesi çıkışlı öğ rencilerin almış oldukları puanlar. Bu öğrencilerin yeterli ği ve niteliklerini yansıtması açısından bir gösterge olarak kabul edilebilir. Örneğin; 1987 öğretim yalanda Hatay Eğitim Yüksekokulunda ÖSS taban puana 126.425 olarak saptan- mıştır. Oysa baza öğrenciler Öğretmen Lisesi çakaşlı olmala- randan dolayı,üniversite giriş sınavında 088.811 veya 111.294 puan almaK?rına rağmen bu iki yüksekokula girebilmişlerdir. Bu da, iki yüksekokulda öğretmen Lisesi çakaşla öğrencilerin başarısazlıklarana bir neden olarak düşünülebilir. Bu ^denle Öğretmen Liseleri mevcut halleriyle öğret-r men yetiştiren bu kurumlara iyi bir kaynak oluşturmamaktadır. Oysa, Öğretmen liselerinin programlara yeniden geliştirilerek ve düzenlenerek daha işlevsel bir hale getirilebilir. Böylece Eğitim Yüksekokullarana, hatta öğretmen yetiştiren diğer yük seköğretim kurumlarına öğrenci yetiştiren kaynaklar haline gelmeleri sağlanabilir. İster Öğretmen okulları, ister Öğret men kolejleri densin bu kurumlara öğrenciler, ilkokuldan son ra sınavla seçilip alınmalıdır. Bu kurumlara seçilerek alınan öğrenciler ortaöğretim yaşantıları boyunca öğretmenlik mesle ği benimsetilerek yetiştirilmelidir. Böylece, Eğitim Yüksek okullarının büyük öğrenci kaynağını bu kurumlar sağlamalıdır. Öte yandan, öğretmenlik mesleğini ilk üç tercih ara sında seçen öğrencilerden bu mesleğe ilgi duyan ve daha yeter li olan öğrenciler de yukarıda belirtilen ölçütlere göre seçi lerek alınmalıdır. 3- Eğitim Yüksekokullarına girişte helli bir yaş sınır laması da getirilmelidir. Böylece bu kurumlar, en son şans olarak düşünülen kurumlar olmaktan çıkarılmış olacaktır. Üni versite giriş sınavlarında üç dört kere şansını deneyip, iste diği bir yükseköğretim kurumuna giremeyen ve daha az yeterli olan öğrencilerin bu kurumlara girmesi, öğretmenlik mesleğinin niteliğini azaltan bir unsur olarak görülmelidir. 4- Eğitim Yüksekokullarındaki ders çeşidinin fazla ol- r» ması, öğrencilerin başarısızlıklarına neden olan bir faktör olarak düşünülebilir. Ders çeşidinin azaltılması ve özellikle öğretmenlik bilgi ve becerisini kazandıran (öğretmenlik mes lek formasyonu veren) derslerin sayılarının artırılması ya rarlı olacaktır. 5- Bu kurumlardaki sınırlı kapasitenin verimli kulla nılması gerekmektedir. Bu nedenle, adayların seçimi konusunda iyi yönlendirilmelerine ihtiyaç vardır. Öğrencinin kendi ilgi ve yetenek alanının farkında olması, daha isabetli meslekler seçiminde? karar vermesine yardımcı olacaktır. Bu da ortaöğre tim kurumlarında yapılacak bilinçli bir mesleki rehberliği gerekli kılmaktadır. 6- Eğitim Yüksekokullarındaki öğrencilerin akademik ba şarılarının önceden tahmin edilmesine hizmet edecek daha güve nilir ve geçerli ölçütlerin seçilmesi ve kullanılması için ye ni ve daha kapsamlı araştırmalar yapılmalı, öğretmenlik için en uygun adaylar seçilmelidir. | |