Türkiye`de bazı meyve ağaçlarında teşekkül eden zamkların gummi arabicum (Arap zamkı) ile mukayesesi

Abstract

Türkiye'de geniş bir yayılış gösteren, Rasaceae familya sının Prunüideae alt familyasında bulunan Prunus türlerinden Kiraz, Vişne, Erik, Kayısı, Şeftali ve Badem gibi meyve ağaçlarının gövde ve dallarından, sızmak suretiyle doğal alarak meydana gelen zamk Ağaç zamkı (Gummi Cerasi) alarak tanınmaktadır. İğde (Elaeagnus an- gustifalia L.) Myrtales ardasunun Elaeagnaceae familyasına dahil o- lup, bu ağacın gövde ve dallarında da diğer meyve ağaçlarına benzer şekilde zamk meydana gelmektedir. Yukarıda adı geçen tüm bu meyve ağaçlarının zamkları Di zerinde, ticari öneme sahip Arap zamkı (Gummi Arabicum) ve ayrıca Kitre zamkı (Tragacantha) 'nın fiyar ve sarı kaliteleri ile karşılaş tırmalı alarak yapılan kalite kontrol tayinlerinde, Kiraz, Erik ve Kayısı zamklarının Arap zamkına, Şeftali, Badem ve İğde zamklarının ise daha çok Yaprak Kitre zamkının sarı kalitesine yakın özellikler taşıdığı tesbit edilmiştir. Türkiye'de bu yerli ürünlere gereken anemin verilerek, kullanım alanlarının araştırılması ve değerlendirilmesi yoluna gin dilmesi gerektiği kanısındayız.

SUMMARY The gummy substance which is naturally farmed and leaks nut af the trunks and branches of some common fruit trees like cherry, plum, apricot, peach and almond in Turkey is known as fruit tree gum (Gammi Cerasi), these fruit trees are the Prunus species of Prunoi- deae subfamily of Roaaceae family. Almost the same gummy substance is seen on the branches and trunks of oleaster tree (Elaeagnus an- gustifolia L.) Which belongs to the Elaeagnaceae family of Myrta- les ordo. İn the quality control tests of these fruit tree gums with Gummi Arabicum and fiyor and yellow types of Tragacantha, which have commercial value, we have noted that gums from cherry, plum and apricot trees have similar properties with Gummi Arabicum, while the others, peach, almond and oleaster gums are alrnust in th@ same quality with yellow Tragacantha. Lde beleive that these common substances in Turkey must be well-studied and new areas of their usage must be sought fur.