Preterm eylem tanısı konmuş gebelerde solunum ve progressif egzersizlerin gebelik süresine etkisi

Abstract

Bu araştırma, preterm eylem tanısı alan kadınlarda solunum ve progressif egzersizlerin gebelik süresine etkisini araştırmak amacı ile Kasım 2001 ile 10 Ocak 2003 tarihlerinde Aydın Doğumevi'nden belirlenen gebelerle kendi evlerinde yapılmıştır. Araştırma yarı deneysel, kesitsel ve ileriye dönük olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini Aydın Doğumevi'nde preterm eylem tam ve tedavisi alan gebelerin tümü oluştururken örneklemini, sınırlamalara uyan, gebelik haftası 28 -35 arasında olan ve Kasım 2001 ile 10 Ocak 2003 tarihlerinde Aydın Doğumevi'nde tedavi gören preterm eylem tanılı gebeler oluşturmuştur. Deney ve kontrol gruplarım eşleştirmede Herron tarafından geliştirilen preterm doğum risk faktörleri skor sistemi ve sosyo-demografik özellikleri içeren anket formu kullanılmıştır. Preterm doğum risk faktörleri anketinden 0-5 puan alan gebeler düşük, 6- 9 puan alan orta ve 10 ve üzeri puan alan yüksek risk grubu olarak belirlenmiştir. Araştırmada deney grubuna Türk psikologlar Derneği'nin yayınladığı solunum ve progressif egzersizleri içeren kaseti dinletilerek gevşeme egzersizleri uygulatılmıştır. Gevşeme egzersizlerinin etkisini objektif değerlendirebilmek için gebelerin egzersiz öncesi ve sonrası vital bulguları alınarak karşılaştırılmıştır, ilave olarak gebelerden egzersiz sonrası gevşeme düzeylerini hiç gevşemedim, orta düzeyde gevşedim ve çok gevşedim seçeneklerinden birini belirlemeleri istenmiş ve bu değerler sübjektif ölçüm olarak kabul edilmiştir. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ki-kare varyans, faktöriyel varyans, mann whitney ve korelasyon analizleri kullanılmıştır. Analizler sonucunda araştırmaya katılan deney ve kontrol grubunda yer alan gebelerin sosyo-demografik özelliklerinde her iki grup arasında anlamlı farklılıklar bulunmamıştır. Gebelerin araştırmaya katıldıklarında gebelik haftası ortalamaları açısından her iki grup arasında önemli fark bulunmamıştır. Solunum ve progressif egzersizler uygulayan deney grubu gebelerin, doğum yaptığı gebelik haftası ortalaması 38,064, kontrol grubunun ise 37,419 olarak bulunmuştur. Deney grubunun doğum yapılan gebelik hafta ortalaması kontrol grubuna göre, bir hafta daha uzun olduğu belirlenmiştir. Buna karşın her iki grup arasında doğum gebelik haftası açısından anlamlı fark elde edilememiştir. Araştırmada deney grubunda yer alan gebelerde solunum ve progressif egzersizleri uygulama sonrası gevşeme sağlanmıştır. Gebelerin, solunum ve progressif egzersizleri uygulama öncesi ve sonrası vital bulgu değerlerinde azalma şeklinde anlamlı farklılıklar elde edilmiştir. Araştırma sonucunda araştırmacılara, gebelikte egzersizlere daha erken haftalarda başlama ve daha fazla sayıda gebe ile çalışmaları önerilebilir. Prenatal bakımda çalışan ebe ve hemşireler için preterm eylem durumlarında uygulanan hemşirelik bakımı kapsamına rutin olarak gevşeme egzersizlerini almaları ve ebe- hemşirelerin müfredat programlarında gevşeme tedavisinin yer alması önerilebilir.

This research has been studied among the pregnant women who had a diagnosis of preterm labor inorder to investigate the effect of respiratory and progressive exercises on the contuation of their pregnancies. İt was studied among the pregnant women determined by Aydın Maternty Hospital at their homes in the period from November 2001 to 10 January 2003. The research has been planned as semi-experimental, cross-sectional and progressive. While the universe of the study contained all the pregnant women who had adiagnosis of preterm labor and were treated in Aydm Maternty Hospital, its sample consited of the pregnants with a preterm labor diagnosis who were treated in Aydm Maternty Hospital in the period from November 2001 to 10 January 2003 and were pregnancy weeks at 28-35 and were appropriate to limitations. In matching the experimental and the control groups a questionnaire which has socio-demographic features and a score system of preterm birth risk factors developed by Herron, 3 1 pregnancies were participated in both experimental and control groups. In the demonstration of preterm birth risk factors questionnaire, the pregnants who got a score of 0 to 5 were determined as a low risky group the ones who got a score of 6 to 9 were determined as a medium risky group and the ones who got a score of 10 or over were determined as a high risky group. in the research, by being listened to a cassette which contains respiratory and progressive exercises puplished by Turkish Psychologists Association relaxation exercises were applied to the experimental group. İn order to evaluate the effect of the relaxation exercises objekctively, pregnants' vital data obtained before and after the exercises were compered. İn addition to that, after the exercises in order to determine their relaxation levels, pregnats were asked to choose one of the options: I relaxed very much./ I relaxed moderately./ I didn't relax at all. These data were regarded as a subjective measurement. İn data analysis; number, rate, ki- kare, variance, factorial variance, mann whitney and correlation analysis were used. As a result of the analyses, considering the socio- demographic features of the pregnant who participated in both experimental and control groups, no meaningful differences were seen between the groups. When the pregnants participated in the research, there was no significant difference of average pregnancy weeks between the groups. The pregnants in the experimental group who applied respiratory and progressive exercises had an average of 38,064 pregnancy weeks. İn birth on the other hand, the ones in the control group had a an average of 37,419 pregnancy weeks. İn birth it was determined that the average of pregnancy weeks the pregnants of the experimental group is one week longer than that of pregnants in the control group. İn spite of this, comparing the birth pregnancy weeks it has been found no meaningful difference between the groups. İn the research, pregnants in the experiment group relaxed very much after the application of respiratory and progressive exercises. Before and after the application of respiratory and progressive exercises meaninful decreasing differences were found in pregnants' vital data values. As result of the research, the researchers can be offered to study with more pregnants and to begin the exercises in the earlier pregnancy weeks. For the midwives and nurses who work in the prenatal care relaxtion exercises should be routinely added into the content of nursing care in the cases of preterm labor and including the relaxation treatment in midwifery and nursing curricula can be offered.