Anorektal malformasyonlarda posterior sagital anorektoplasti ile deneyimlerimiz

Abstract

ÖZET Anorektal malformasyonlar Çocuk Cerrahisi Kliniklerinde sık görülen bir anomali grubudur. Bu anomalide temel amaç kontinansı sağlamaktır. Tanı konulması kolay olduğu için bu konu hakkındaki bilgiler çok eski tarihlere dayanmaktadır. Bu anomalilerin tedavisinde değişik ameliyat yöntemleri uygulanmış, ancak kontinansı sağlamada başarısız olmuştur. Pena önce klasik anatomi bilgilerinin doğru olmadığını göstermiş, yeni anatomik bilgiler ortaya koymuştur. Bu bilgilere dayalı kendi ameliyat yöntemini bildirmiş, tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak uygulanmaya başlamıştır. Bu nedenle Anabilim Dalımızda PSARP ameliyatı yapılan hastalar ve ameliyat sonuçları bu çalışmada incelenmiştir. Genel bilgiler bölümünde : Anorektal malformasyoniarın tarihçesi, anatomisi, fizyolojisi, insidansı, sınıflaması ve uyguladığımız ameliyat yöntemi hakkında açıklamalar yapılmıştır. PSARP ameliyatları kliniğimizde Aralık 1990 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamış ve Şubat 1992 tarihine kadar 15 hastaya 16 PSARP ameliyatı yapılmıştır. Anomaliler Pena'nın önerdiği şekilde, anomalinin ismi ile sınıflandırılmıştır. Yüksek, ara ve alçak tip sınıflama yapılmamıştır. Çünkü aynı tipte yer alan anomalilerin tedavi yöntemleri ve kontinans sonuçları farklı olabilmektedir. Tartışma bölümünde : Hastaların başvuru yaşı, cinsiyet[, tanısal araştırmalar, lezyonun tipi, kolostomi tipi, primer ve sekonder PSARP uygulaması, ameliyat sonrası gelişen komplikasyonlar, dilatasyon ve kontinans sonuçları incelenerek tartışılmıştır. Erkek hastaların belirgin olmayan üstünlükleri bulunmaktadır. Erkek hastaların % 5385 inde, kızların hepsinde genitoüriner sisteme fistül saptanmıştır. Primer PSARP yaptığımız hastaların altısı kız, beşi erkekdir. Sekonder PSARP yapılan hastaların üçü erkek, ikisi kızdır. Bir hastaya tapering yapılmıştır. Laparotomi gerekli olmamıştır. Kloaka anomalisi olan kız hastamıza bilateral cilt flebi ile vajinoplasti yapılmıştır. Serimizde en sık yara enfeksiyonu ile karşılaşılmıştır. Mukoza fazlalığı ve mukoza prolapsusu sık görülen diğer komplikasyonlardır. Bir vakada BOS kaçağı, bir vakada anterior anüs görülmüştür. Dilatasyonlara postoperatif ikinci haftadan sonra başlanmıştır. İlk dilatasyonda yeni anüsün çapına tam uyacak boyutta dilatator seçilmiş ve boyutu her hafta artırılmıştır. Pena'nın önerdiği çapa ulaşıldığı zaman kolostomi kapatılmıştır. Dilatasyonlar ortalama 5.7 ay sürmüştür. Kontinans değerlendirmesi `Wingspread skorlama` yöntemi ile yapılmıştır. Sürekli kontinan ve aralıklı kirlenmesi olan hastalar iyi grupta, soilingi olanlar orta, sürekli inkontinan olanlar kötü grupta yer almışlardır. İki yaşının üzerinde olan toplam on hastadan yedisi iyi, biri orta, ikisi de kötü grupta yer almışlardır. PSARP yöntemi özellikle kloaka anomalisinde tek seansda tüm sorunları Çözmektedir. Gaita inkontinansı vakalarında daha sonra diğer girişimlerin yapılmasını engellememesi nedeni ile, yapılacak ilk girişim olmaktadır. Ayrıca ameliyat sırasında tüm yapıların görülmesi ve kontinansı sağlamadaki başarısı PSARP yönteminin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Son zamanlarda bu yöntemin kontinansı sağlamakta başarılı olamayacağına dair görüşler ve yayınlar ortaya atılmıştır. Bu konqda kesin karar vermek için vaka sayımızın yeterli olmamasına ve geç dönem sonuçlarımız bulunmamasına karşın erken dönem sonuçlarımız kontinans açısından başarılıdır. On hastamızın yedisinde kontinans sağlanmıştır. 54