Prostat kanserli hastalarda prostatik asit fosfataz ve prostat spesifik antijenin tanısal değeri

Abstract

VII-ÖZET Bu çalışmamızda F.Ü.A.H. Üroloji Kliniğine başvuran 50 hastada serum PSA ve PAP düzeyleri klinik bulgularla birlikte değerlendirildi. Histopatolojik olarak 30 hastaya BPH, 20 hastaya PCa tanısı konuldu. Prostat kanserinde serum PSA düzeyinin sensitivitesinin yüksek olmasına karşın, spesifisitesinin düşük olduğu, ancak serum PAP düzeyi yönünden ise sensitivitenin daha düşük, spesifitenin oldukça yüksek olduğu bulundu. Ayrıca pozitif prediktif değerinin (PPD) ise serum PAP düzeyi için daha yüksek olduğu bulundu. Doku ağırlığı arttıkça serum PSA düzeyinin arttığı saptandı. BPH' iı hastalarda serum PSA düzeyinin yüksek bulunmasının olası nedeninin bu olabileceği sonucuna varıldı. PAP ve PSA` nın serum değerlerinin tümör grade' nin artımı ile yükseldiği ve bundan dolayı histolojik farklılıklarda değişiklik gösterdiği saptandı. Prostat kanserinin erken evrede tanımlanabilmesinde serum PSA düzeyinin PAP düzeyine göre daha duyarlı bir tümör belirleyicisi olduğu ortaya konuldu. PSP94 ve PSA dansitesinin de göz önünde bulundurularak PCa' nın erken tanısında daha duyarlı tümör belirleyicilerinin araştırılması gerektiği, PSA94 ve PSA dansitesinin daha ileri ve kapsamlı çalışma programı içerisine alınması önerisiyle birlikte hastanemiz olanakları içerisinde yaptığımız çalışmada PSA ve PAP' m PCa' nın tanı, izleme ve evrelendirmede yararlı olduğu ilgili literatürlerle uyumlu bulunarak belirlenmiştir. 44