dc.contributor.advisor | Gündüz, Mustafa | |
dc.contributor.author | Kayişli, Buket | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T08:07:58Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T08:07:58Z | |
dc.date.submitted | 2012 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/355651 | |
dc.description.abstract | Eğitim, geçmişten bugüne farklı tanımlarla karşımıza çıksa da, çoğunlukla davranış değişikliği olarak adlandırılmış ve her dönemde kabul edilen ortak görüş, eğitimin insanı ve toplumu geliştirebileceği ve değiştirebileceği şeklinde olmuştur. Bununla birlikte son yıllarda eğitim, öğrenenin ne istediği gözetilerek yapılmaya başlanmıştır. Buradan hareketle eğitim, kendi kendini yetiştirme çabası ve sorumluluğudur şeklinde de tanımlanabilir. İnsanoğlu, ömrü boyunca yeteneklerini yeterliliklere dönüştürerek, başka bir deyişle bilgi, beceri ve tutumlar kazanarak kendini eğitmektedir. İnsanın kendi kendini eğitmesi gibi doğuştan getirdiği ve yaşamı boyunca süren öğrenme isteğinin ürünüdür. Böylece insanlar, hayatları boyunca eğitimle iç içe yaşamaktadır.Eğitime dair düşünürlerin temel amaçları, bilinecek şeyleri ve bunları öğretmeye dair yapılması gerekenlerin ne olduğunu öğrenmektir. Onlar, gerçeğin doğası, değerlerin kaynağı ve bunların eğitim için ifade ettiği anlamlarla ilgilenirler. Bu anlayışla eğitim felsefesini, formel okullaşma yoluyla öğrencilerde gelişmesi beklenen tutum ve davranışlarla ilgili amaçların araştırılması olarak yeniden tanımlanabilir. Ancak eğitim sürecinin konuları ya da amaçlarının kaynağını araştırmak kolay bir iş değildir. Bu iş, insanoğlunun biyolojik, psikolojik ve tarihsel doğasının araştırılması ile kültürü ve geleneklerinin odak problemlerinin ayrıntılı bir incelemesini içerir. Geçmişten günümüze düşünürlerin yaptıkları çalışmalar ve eleştiriler bu noktada toplanmıştır. Her toplum kendi öğretim kurumlarını ve `milli eğitim'lerini ciddiye almak, kendi gerçeklerine göre bunları planlamak, yapılandırmak ve işletmek zorundadır. Başka bir ifadeyle, eğitim üzerine kafa yoran herkes, öncelikle kendi toplumunun ilköğretiminin, ortaöğretiminin ve üniversite öğretiminin geleceği ile ilgilenmelidir. Türk eğitim tarihinin yakın dönemine bakılacak olursa bu konularla ilgilenen pek çok düşünür karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan, Mustafa Satı Bey, Emrullah Efendi, Münif Paşa, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, M. Şemseddin Günaltay, Ethem Nejdet, Mehmet Emin Erişirgil, Hilmi Ziya Ülken, Avni Başman, Mümtaz Turhan, Erol Güngör, Nurettin Topçu bu isimlerden ilk akla gelenlerdir. Nurettin Topçu ve Hilmi Ziya Ülken, bu düşünürlerden Emrullah Efendi ile başlayıp Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör'le devam eden üniversiteden reform hareketlerine başlamak gerektiği düşüncesini savunmaktadırlar.Nurettin Topçu ve Hilmi Ziya Ülken'in eğitim anlayışlarında pek çok noktada benzerliklerin yanında farklılıkların da olduğu görülmektedir. Cumhuriyet döneminde eğitim yaşantılarına yön veren Modernleşme dönemi eğitim düşüncesinin temel karakteristiği olan; eğitim etkinlikleri devlet ve millet içindir düşüncesi her iki düşünürde de etkili olmuştur.Adı geçen aydınların her ikisi de beden, fikir ve ahlak eğitimi üzerinde durmuşlardır. Topçu pedagojiden kaçınsa da eğitimi üç noktada incelemiştir: beden eğitimi, fikir eğitimi ve ahlak eğitimi. Ona göre insanın bedeni, zihni ve ahlaki kabiliyetleri ancak eğitimle gerçekleştirilebilir. Bu düşünce Ülken'in de temel felsefelerinden biridir. O eğitimin amacını, ferdin beden, fikir ve ahlak bakımından mükemmel olmasını sağlamak için bir takım fikir ve tecrübelerle donatmak olduğunu ifade etmiştir. Aynı zamanda Batı'nın sosyal pedagojik yaklaşımlarından da faydalanmak gerektiğini vurgulamıştır.Ayrıca ülkenin gelişmesi iki düşünür için de ilim yoluyla sağlanabilir. İlim, teknik ve eğitim sistemi kalkınmanın en temel unsurlarıdır. Toplumsal yapının kuvvetlenmesi ve ilim ve teknikte ilerleme sağlanabilmesi için ise öncelikle toplumsal sorunlar çok iyi tespit edilmelidir. Sorunu bilmek çözüm için gerekli ilk şarttır. Daha sonra bu problemleri çok iyi analiz edecek ve çözebilecek birinci sınıf ilim ve teknik adamlardan oluşturulmuş bir uzman kadro ile aynı tarzda ilim zihniyeti ile yetişmiş bir siyasî ve idari zümreye sahip olunmalıdır.Bu iki düşünürün ortak noktada buluştuğu diğer konular ise; din ve ahlak eğitiminin gerekliliği, eğitimin ailede başladığı düşüncesi, karma eğitimin ülkenin her yerinde uygulanması ve ideal öğretmenin vasıflarına dair düşünceleridir.Araştırma sonucunda Nurettin Topçu ve Hilmi Ziya Ülken'in bazı konularda farklı düşündükleri de tespit edilmiştir. Hilmi Ziya Ülken kültürden kopmamak şartıyla Batı'nın biliminin ve bilim zihniyetinin alınabileceğini, öğretmenlerin yetiştirilmesi ve üniversite öğrencilerinin barınma problemlerinin çözümünde onların metot ve tecrübelerinden yararlanılabileceğini savunmuştur. Ancak Nurettin Topçu Batı ilim ve ilmî metodunun alınmasına karşı çıkmıştır. Ona göre yerli bir ilim metodu ve kavramsal yapı oluşturulmadan gerçek bir ilerlemenin yakalanması mümkün değildir.Nurettin Topçu ve Hilmi Ziya Ülken'in eğitime yönelik görüş ve önerilerinin özellikle 1970'lerden sonraki eğitim programlarında ve uygulamalarında kısmen etkili olduğu görülecektir. Nurettin Topçu'nun öğretmenliğin bir meslek haline getirilmesi ve öğretmen olacak kişilere lisanstan sonra bir sınav uygulanması gerektiği görüşleri ve Hilmi Ziya Ülken'in öğretmenlerin bir heyet tarafından sınava tabi tutulması gerektirdiği düşüncesi günümüz KPSS'nin sinyallerini vermektedir. Ülken'in ?öğretmen, geçmişte olduğu gibi gelişigüzel ve kırk beş günlük alelacele kurslarla yetiştirilemez. Bu sebeple ayrı bir öğretmen okulu, fakülte veya üniversite kurulup, öğretmenlerin ciddi bir eğitimden geçirilmesi sağlanmazsa bu problemler aşılamaz.? tezi bugünkü eğitim fakültelerinin varlığı ile temellendirilebilir.Ülken ve Topçu'nun günümüzde çağdaş eğitimin en önemli ilkeleri olan ve 2005'te uygulamaya konan; yeni eğitim programında ön plana çıkarılan, her yerde eğitim, yaşam boyu öğrenme, eğitim yaşamın kendisidir, hayata yakınlık ilkesi, genellik ve eşitlik gibi kavramları çok önceden tartıştığı söylenebilir. | |
dc.description.abstract | Although different definitions of education have been put forward, it is generally referred as the change in behaviors and the commonly accepted view is that education can develop and change the people. In addition to this, education has been given by taking into consideration of the wishes of learners in recent years. From this perception, education can be defined as the effort and responsibility of auto-training. Humans educate themselves throughout their life-time by converting their capacity into competency that is by gaining knowledge, skill and attitudes. The auto-training of humans is product of willingness to learn which exists at birth and continues in their life time, making people live with education all through their life-time.The fundamental aim of educational thinkers is to learn what is to learn and what are the requirements to achieve this. They are interested in the nature of reality, source of values and the meaning of these for education. In this context, philosophy of education can be defined as the search for aims related to attitudes and behaviors expected to be developed on students through formal schooling. However researching the subject and sources of aims of education process is not an easy task. This task includes a detailed investigation of the main problems of culture and traditions of humans by researching the biological, psychological and historical nature of humans. All societies should seriously think on their educational institutions and national education and plan, structure and run these according to their realities. In other words, those who think on education, should primarily be interested in the future of primary, secondary and higher education of their own societies. When considered the recent history of Turkish education, many thinkers who were interested in these subjects can be encountered. Among those thinkers, Mustafa Satı Bey, Emrullah Efendi, Münif Paşa, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, M. Şemseddin Günaltay, Ethem Nejdet, Mehmet Emin Erişirgil, Hilmi Ziya Ülken, Avni Başman, Mümtaz Turhan, Erol Güngör and Nurettin Topçu are the leading ones. Nurettin Topçu and Hilmi Ziya Ülken support the idea that reforms should begin from universities which has started with Emrullah Efendi and continued with Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan and Erol Güngör.There are many differences along with similarities of the educational approaches and views of Nurettin Topçu and Hilmi Ziya Ülken. In both of the views of the thinkers, the idea that education is for the sake of state and nation, which was the fundamental characteristic of education view of modernity leading the education in the Republican period was effective.Both thinkers focused on the education of physical, intellectual and moral. Though Topçu avoided from pedagogy, he investigated education from three points: physical, intellectual and moral education. According to him, the physical, intellectual and moral capabilities of humans can only be achieved with education. This idea is one of the basic philosophies of Ülken. He expressed that the purpose of education is to equip the individual with some ideas and experiences in order to make him/her perfect in terms of physical, intellectual and moral capacities. He also stressed that social pedagogical approaches of the West should be benefitted.Both intellectuals think that the development of the country can be achieved through science. Science, technique and the education system are the main elements of the development of a country. In order to strengthen the societal structure and develop in science and technique, societal problems should first be well-determined. Knowing the problem is the first requirement for the solution. After determining the problems, there is a need for an expert team consisted of scientists who can analyze and solve the problem and a political and administrative community who are educated in the same science manner. The other common points in these thinkers are the necessity of religion and moral education, the idea that education stars with the family, the implementation of co-education all through the country and the qualifications of ideal teacher.In this study, some differences in the opinions of Nurettin Topçu and Hilmi Ziya Ülken were determined. Hilmi Ziya Ülken claims that the science mentality of the West can be adopted without leaving the culture of our own country and methods and experiences of the West related to the training of teachers and solving the accommodation problems of students can be benefited. However, Nurettin Topçu is against the adoption of the science and science method of the West. According to him, without developing a local science method and conceptual structure, it is impossible to make a real stride in education.It can be seen that the ideas and views of Nurettin Topçu and Hilmi Ziya Ülken on the education were partly effective in the educational programs and applications after 1970s. The opinions of Nurettin Topçu that teaching should be a profession and an examination should be conducted to those who want to be a teacher after taking their Bachelor Degree and the opinions of Hilmi Ziya Ülken that teachers should have an examination by a council gives the signs of todays? KPSS examination. The claim of Ülgen which is ?teachers cannot be trained haphazardly with a hasty course of forty-five days. For this reason, problems cannot be overcome without training the teachers seriously by establishing a teachers? school, faculty or university.? can be connected with the existence of todays? education faculties thatIt can be suggested that Ülgen and Topçu already discussed the subjects of education everywhere, life-long learning, education being the life itself, principle of proximity to life, concepts such as universality and equality which are the most important principles of todays? contemporary education and also leading principles of the new education program started in 2005. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Eğitim ve Öğretim | tr_TR |
dc.subject | Education and Training | en_US |
dc.subject | Felsefe | tr_TR |
dc.subject | Philosophy | en_US |
dc.title | Nurettin Topçu ve Hilmi Ziya Ülken`in eğitim düşünceleri ve eğitim felsefeleri üzerine karşılaştırmalı bir araştırma | |
dc.title.alternative | A comparative study on the educational views and philosophy of education of Nurettin Topçu and Hilmi Ziya Ülken | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Eğitim Programları ve Öğretimi Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Education | |
dc.subject.ytm | Education philosophy | |
dc.subject.ytm | Education thought | |
dc.subject.ytm | Topçu, Nurettin | |
dc.subject.ytm | Ülken, Hilmi Ziya | |
dc.identifier.yokid | 438734 | |
dc.publisher.institute | Eğitim Bilimleri Enstitüsü | |
dc.publisher.university | FIRAT ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 323370 | |
dc.description.pages | 241 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |