dc.description.abstract | D- ÖZET Aile konusunda görüş farklılıkları oj.masına kür^ıiık; ailenin, toplumun temel birimi olduğu konusunda sosyologlar arasında görüş birliği vardır. Sosyologların aile konusunda görüşlerindeki farklılık lar, onların toplum anlayışlarmdaki farklılığından kaynak lanmaktadır. Birisi işbölümüne ağırlık verirken, diğer biri ülkiyet ve üretim ilişkilerine, bir başkası toplumsal norm lara, yine başka biri ise, grup içi ilişkilere önem verebil- ektedir. Dolayısıyla da aile anlayışlarına, bu ağırlık ver dikleri bağımsız değişkenler yansımaktadır. m m Görüşler farklı olsa da üzerinde anlaşılan diğer bir nokta da, toplumsal değişmeye bağlı olarak ailede değişme ler olduğudur. Tarih sürecinde aileye baktığımızda, çeşit li ölçütlere göre çeşitli aile tiplerine rastlanmaktadır. Çeşitli sosyal, ekonomik ve kültürel etkenlere bağlı olarak, ailede otorite açısından demokratikliği, kuşaklararası iliş ki bakımından bağımsızlığa doğru bir yönelim görülmektedir. Az gelişmiş ülke boyutunda ülkemizde aile yapısı konu sundaki çalışmalara bakıldığında, en başta, kırsal yapıda de ğişme, göç ve, kentleşme gibi etkenlere bağlı olarak; ailede ki değişmelerin tesbit edilmeye çalışıldığı görülür. Bu ça lışmaların sonucunda da, toplumsal değişmeye paralel olarak, ailenin toplum düzeyinde çekirdek aile eğilimi gösterdiği ve geçiş dönemi toplumuna uygun aile tipi özellikleri taşıdığı ifade edilmiştir. Ama bu çalışmalarda yaygın olarak kullanılan modeller (ya da yaklaşımlar) toplumumuz gerçeğindeki aileyi açıklar ken bir takım kaygıları da beraberinde getiriyordu. Bu kay gılar da, aileye değişik boyutlardan bakıldığında, değişik sonuçlara ulaşılması noktasında yoğunlaşmaktadır. Demogra fik boyutta çekirdek gibi görülen ailelerin bir çoğu,iliş- -170-kileri ve bu ilişkileri düzenleyen kurallar bakımından ge leneksel nitelik taşımaktaydı. Bundan dolayı aileyi birden fazla boyutta ele alıp değerlendirmenin gerekliliğini kabul ettik. Bu boyutları da grupsal (hane üyelerinin oluşturduğu somut kompozisyon) ve kurumsal (aile üyelerinin aile içi ve aile dışı ilişkilerini düzenleyen kurallar) olmak üzere iki bölümde topladık. Toplumu oluşturan alt ve üst yapıların değişme hızları nın farklılığı ve çok boyutlu yapı olan ailenin de, bu fark lı değişme hızlarına sahip olan yapılarla sürekli bir etkile şim içinde olduğu sayıltısından hareketle, ailenin farklı ya pılarının da sürekli olarak aynı ve uyumlu bir ilişki göste- remeyebileceği görüşünü test etmek üzere benimsedik. Gözlemle rimiz doğrultusunda ise, ülkemizde de ailenin önemli ölçüde grupsal olarak çekirdekleşmiş olduğu, buna karşılık kurumsal yapılar olarak geleneksel özelliklerin ağır bastığını var - saydık. Bu denenceye bağlı olarak Köy-kent arası hem grupsal hem de kurumsal farklılıkların ortaya çıkmasının beklenebi leceği görüşünü seçtiğimiz alanda test etmeyi hedefledik. Ailenin kurumsal boyutuna göreli bir ağırlık verdiği - mizden, daha çok nicel verilere yönelik çalışmalarda kulla nılan anket tekniğinden çok, nitel verileri sağlamaya daha uygun olan monografik bir çalışma yapmayı uygun bulduk. Bu monografik çalışmada da yaygın olarak gözlem ve örnek olay* lar gibi araştırma tekniklerini kullandık. Araştırma alanı olarak bir köy ve bu köyden en yoğun göçün gerçekleştiği kentsel bir mekanı seçtik. Ve bu alan - larda yaptığımız çalışma sonucunda, denencelerimiz genel o- larak doğrulandı.Ailenin değişiminde özellikle göç, kentleşme ve eğiti min etkili olduğu ortaya çıktı. Buna karşılık, kurumsal ya pıda eski özelliklerin sürmesinde mülkiyet ve miras ilişki- -171-1 erinin etkili olduğu görüldü. Bunun en somut görünüjnleri olarak ta, eş seçimi ve evlilikten; yeni evlenenlerin ge reksinimini karşılamaya kadar, aileye ilişkin birçok sorun, evlenen kişilerden Öte, aile çevresi ve topluluğun sorunu gibi algılanmasında görüyoruz. Yine babayersellik ve ataer- killiğin göreli yaygınlığı, aynı olguj^u açıklayan görünüm lerdir. Hem grupsal özellikler ve hem de kurumsal özellikler bakımından, köydekilere göre, kentteki aileleri karşılaş tır- dığımızda(kentsel yaşamın özelliklerinden dolayı), kentteki- lerin lehine daha modernleşmiş eğilimlerle karşılaşmaktayız. Araştırmamızın verileri ile Türkiye'de yapılmış olan bazı çalışmalar arasında bazı farklar ortaya çıkmıştır. Ti mur ve Kongar'm çalışmalarının sonuçları ile bizim ç.alış~_ mamızın grupsal boyuttaki nicel verileri, hem kentsel ve hem de köysel bölgeler için uyum içindedir. Ancak kurumsal bo yuttaki verilerimiz bu çalışmalar ve Kxray'm çalışmasıyla aynı görüntüyü.sergilememektedir. Timur ve Kongar'ın çalışmalarında en yaygın olarak de mokratik ve bağımsız aileler ortaya çıkarken, Kıray'm ça lışmasında kız evlada dayalı genişleyen aile türü görülmüş tür. Bizim çalışmamızda ise, ataerkillik ve babayerselliğin göreli bir ağırlığına tanık olmaktayız. Bizce bu farklılıkların temel nedeni, aile konusuna yaklaşımların farklı olmasıdır. Aileyi bütün boyutlarıyla uyum halinde olamayabileceği varsayımından hareketle oluş turduğumuz çok boyutlu yaklaşım, bizi belli ölçüde farklı sonuçlara ulaştırdı. Bu farklı sonuca ulaşmada, kuramsal bo yuta ve nitel verilere ağırlık vermemizin en önemli rolü oynadığı kanaatindeyiz. '172- | |