Show simple item record

dc.contributor.advisorSevgi, Cezmi
dc.contributor.authorMutluer, Mustafa
dc.date.accessioned2020-12-29T07:45:22Z
dc.date.available2020-12-29T07:45:22Z
dc.date.submitted1990
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/348961
dc.description.abstractÖZET VE SONUÇ Bu çalışmada amacımız,Edremit-Burhaniye ovası ve yakın çevresinin beşeri ve iktisadı yapısını ortaya koymak ve bu yapıyı etkileyen coğrafi faktörleri incelemektir, Bu bağlamda, araştırma bütünü içinde resmi kuruluşlar ile anket uygulamalarından elde ettiğimiz, verilerin değerlendirilmesi ve arazi gözlemlerimize ilişkin sonuçlar aşağıda toplu bir şekil de ele alınmıştır. Edremit-Burhaniye ovası ve yakın çevresini kapsayan araştırma alanı, Ege Bölgesi 'nin kuzeyinde yer alan Kazdağı kütlesi ile daha güneyde bulunan Madra-Kozak kütlesi arasında oluşmuş bir graben alanıdır. Bu alan, kuzeyde Kazdağı ve Eybek dağı, güneyde ise Kocadağ kütlesi tarafından çevrelenmektedir, Batıda Ege Denizi' ne açılan çalışma alanı doğuda İn boğazı yarma vadisiyle sınırlanır. Genel görünümü ile havza karakteri taşıyan araştırma alanında ova tabanından yüksek alanlara doğru birtakım morfolojik birimler ayırdedilebilmektedir. Bunlar kabaca ova tabanı, birikinti konileri, etek düzlükleri, tepelik alanlar, dağ yamaçları ve dağlık alanlar olarak belirtilebilire Edremit ve Burhaniye meteoroloji istasyonlarının verilerine göre, yörede yıllık ortalama sıcaklık 16.1 C ile 15.8 C arasında değişmektedir.Yörede Mayıs ayının ortalama sıcak lık değeri 13.5 C civarında, Haziran, Temmuz, Ağustos- Eylül re Ekim aylarında ortalarsa sıcaklıklar 20,0 C'nin üzerindedir. Bu değerlere gore çalışma alanımızın `Akdeniz termik rejimi` nin etkisi altında bulunduğu anlaşılmaktadır-. Yörede yıllık yağış tutarı 650,5 mm ile 731.4 mm arasında değişmektedir.Yöre yağış rejimi açısından da `Akdeniz yağış rejimi55 ne uygunluk göstermektedir, Diğer taraftan.; Edremit ve Burhaniye meteoroloji istasyonlarının verilerini Thornıthwaite metoduna göre değerlendirdiğimizde yörenin yarı nemli, mezotema,lsu noksanı yaz mevsiminde ve çok kuvvetli, denizel -171-koşullara çok yakın bir iklim `bölgesinde bulunduğu ortaya sıkmıştır. Araştırma alanımızda kireçsiz kahverengi orman, kahverengi orman,aluviyal ve kolüviyal olmak üzere dört büyük toprak grubu bulunmaktadır, Kireçsiz kahverengi orman toprakları dağlık alanlarda özellikle 200-300 m yükseklikten sonra kesintisiz bir kuşak halinde uzanmaktadır Kahverengi orman toprakları ise.`genellikle Neojen depoları üzerinde gelişmişlerdir.Azonal toprak grubunda yer alan kolüviyal topraklar birikinti konileri üzerinde alüviyal topraklar ise ova tabanında geniş bir alan kaplamaktadır. Yörenin vejetasyon formasyonları Akdeniz fitocoğrafya bölgesine ait türlerden oluşmaktadır. Genel bir değerlendirme ile, yer yer deniz kıyısına inmekle birlikte daha çok 30/40-300/ 350 m arasında zeytin, 350/400-700 m arasında kızılcam, 600/ 700-1700 m arasında ise karaçam kuşağı bulunmaktadır, Daha çok araştırma alanımızın kuzeyinde yer alan Kazdağı kütlesi üzerindeki vejetasyon kuşaklarını belirleyen bu özellik güneyde Kocadağ kütlesi üzerinde farklılaşmaktadır. Kocadağ kütlesi üzerinde zeytin kuşağının üzerinde kızılçamlar yer yer meşe türleriyle karışık halde bulunmaktadırlar, Orman örtüsünün, özellikle kızılçamların tahrip edildiği alanlarda maki ve garigler sekonder topluluklar olarak gelişmişlerdir. Yukarıda kısaca değinilen doğal çevre koşulları çalışma alanımızın beşeri ve iktisadı yapısını büyük ölçüde etkilemekte,hatta bazı coğrafi olguları yönlendirmektedir. Araştırma kapsamı içinde, genel nüfus sayımı sonuçlarından elde ettiğimiz verilere göre, 1940 yılında 43,199 olan çalışma alanımızın toplam nüfusu I960 yılında 68,197'ye,1970 yılında 77,397 'ye 1985 yılında da 95,177 'ye yükselmiştir- 1940-1985 yılları arasında sürekli olarak artış kaydeden toplam nüfusun sayım dönemleri itibariyle aynı hızla artmadığı bazı dönemlerde hızlı,bazı dönemlerde ise yavaş bir -172-.şekilde arttığı görülmektedir.Diğer taraftan 1940 yılında % 37,3 olan kentsel nüfus oranı, I960 yılında % 58,0 'e,1980' de % 58,3'e, 1985 yılında ise % 65,5'e yükselmiştir.Kentsel nüfus oranında meydana gelen artışa karşın, kırsal nüfus oranının sürekli olarak düştüğü görülmektedir.Nitekim, 1940 yılında % 62,7 olan kırsal nüfus oranı, I960 yılında % 42,0' ye, 1980 yılında % 41,7'ye, 1985 yılında da % 34,5'e düşmüştür. Toplara nüfus artış hızlarında olduğu gibi, kentsel ve kırsal nüfus artış hızları da sayım dönemleri itibariyle farklı değerler taşımaktadır, Toplan, kentsel ve kırsal nüfus artış hızlarında sayım dönemleri itibariyle meydana gelen farklılaşmaları asker nüfusunda meydana gelen değişmeler,mevsimlik iş gücünde ortaya çıkan talep değişimleri, kentleşme hareketlerinin hız, kazanması ya da durağanlaşması, aile planlaması uygulamalarının önem kazanması v.b. gibi faktörlerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Çalışma alanında nüfusun coğrafi dağılışını birbirleriyle ilişkili olan çok sayıda faktör etkilemektedir, Genel bir değerlendirme ile, topografyanın arızalandığı ve eğimin arttığı kesimlerde tarımsal yapının bosulmasma bağlı olarak nüfus yoğunluğunun belirgin bir şekilde azaldığı buna karşın, tarım potansiyelinin yüksek olduğu alanlarda nüfusun toplandığı görülmektedir. Yöredeki belirgin morfolojik birimlerin nüfus dağılışı üzerindeki etkisini saptamak amacıyla oluşturduğumuz yükselti basamaklarına göre, toplam nüfusun % 77,6' sının ova tabanı ve birikinti konilerini kapsayan 0-50 m yükselti basamağında %10.3' ünün etek düzlükleri ve tepelik alanları kapsayan 50-150 m yükselti basamağında, %10,0 'unun dağ yamaçlarını kapsayan 150-300 m yükselti basamağında, % 2,1 ' inin ise dağlık alanları kapsayan 300-500 m yükselti basamağında bulunduğu saptanmıştır. Ova tabanı ve yakın çevresinde nüfusun toplanmasında yalnızca yükselti faktörünün değil, aynı zamanda yörenin tarihsel -173-geçmişinin, kentleşme özelliklerinin ve turizm potansiyeli gibi değişik faktörlerin de etkili olduğu söylenebilir. Çalışma alanımızda nüfusun yatay hareketliliği kesin göçler mevsimlik iş gücü göçleri ve günübirlik işçi hareketleri olmak üzere üç şekilde meydana gelmektedir. Kesin göçler,Balkan ülkelerinden çalışma alanımıza yönelik göçler, yurtdışı işçi göçleri ve ekonomik koşulların yetersiz; olduğu alanlardan gerek yöre dışına gerekse yöre içindeki bazı gelişmiş merkezlere yönelik göçler olarak belirginlik kazanır. Balkan ülkelerinden gelerek çalışma alanımıza yerleşen aileler hakkında veri yetersizliği nedeniyle ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Ancak, yörede uyguladığımız anket sonuçlarından Balkan ülkelerinden farklı dönemlerde çok sayıda ailenin yöreye geldiği ve bazı yerleşim birimlerine yerleştirildikleri anlaşılmaktadır.Aynı anket sonuçlarından elde ettiğimiz verilere göre, çalışıma alanımızdan yurtdışına yönelen işçi göçlerinin daha çok Federal Almanya'ya yönelik olduğu görülmektedir. Göçlerin kaynaklandığı ve yöneldiği alanlar açısından coğrafi bir anlam taşıyan kesin göç olgusu, çalışma alanımızın toprak-nüfus dengesinin bozulduğu, ekonomik koşulların güçleştiği ve kırsal kesimdeki sosya-ekonomik dengesizliğin arttığı alanlarda meydana gelmektedir.Nitekim, anket sonuçlarına göre. genel özellikleri belirtilen sözkonusu alanlarda bulunan Pınarbaşı, Beyoba, Çamlık, Fazlıca, Tarlabaşı, Kalabak, Kuyucak, Çallı ve Karalar gibi ekonomik gelişmenin tanı olarak gerçekleşmediği köylerden çok sayıda aile bulundukları köyleri terkederek daha çok Edremit, Burhaniye ve Havran'a yerleşmişlerdir.Bununla birlikte sözkonusu köylerden göç eden ailelerin belli bir bölümü de İzmir,Balıkesir ve Ayvalık gibi yöre dışında bulunan kentsel merkezlere göç etmişlerdir. Çalışma alanımızdaki nüfus hareketlerinin bir başka şeklini -174-oluşturan mevsimlik iş gücü göçleri, daha çok yöre dişından olmak üzere ova tabanı ve ovayı çevreleyen birikinti koni leri üzerinde yoğunlaşan tarımsal etkinliklerde ortaya çıkan açık iş gücünü karşılamaya yönelik göçlerdir, Çalışma alanımıza gelen mevsimlik iş gücü göçü, genellikle Çanakkale ilinin Çan, Bayramiç Ezine ve Yenice.Balıkesir ilinin İvrindi ve Balya, Bursa ilinin Kemalpaşa ilçelerinden kaynaklanmaktadır. Mevsimlik iş gücü göçü, çalışma alanımızın dışına yönelik olarak da meydana gelmektedir, Örneğin,yörede bulunan bazı köylerden orman işçiliğinde çalışmak üzere Yenice ve Kalkım çevresine, tütün ve pamuk tarımında çalışmak üzere Dikili ve Bergama çevresine, fındık tarımında çalışmak üzere ise Adapazarı çevresine gidilmektedir. Mevsimlik iş gücü göçlerinin yanı sıra günübirlik işçi hareketleri de önemli bir nüfus hareketi olarak dikkati çekmektedir. Mevsimlik iş gücü göçlerinin aksine bu hareketler yöre içinde meydana gelmektedir, Günübirlik işçi hareketleri çalışma alanımızın dağlık kesimlerinden ova tabanı ve çevresindeki tarım alanlarıyla kıyı kuşağında yoğunlaşan turizm alanlarına yönelik olarak meydana gelmektedir, `Kesin göçler.mevsimlik iş gücü göçleri ve günübirlik işçi hareketlerine neden olan faktörler başlığını taşıyan alt bölümde de ayrıntılı bir şekilde tartışıldığı gibi, çalışma alanımızdaki nüfus hareketleri birbirleriyle ilişkili olan çok sayıda faktörün etkisiyle meydana gelmektedir. Göç olgusuna yöre bütününde mekansal bir boyut kazandırabilmek amacıyla, göçe neden olan morfolojik birimlerin ya da yükselti basamaklarının farklılığı yerleşim birimlerinin sahip oldukları ekonomik etkinliklerin niteliği ve mülkiyet durumuna ilişkin faktörler göç alan ve göç veren alanlar bağlamında ayrı ayrı ve birbirleriyle ilişkili olarak ele alınmıştır, Buna göre, toplam mevsimlik ve günübirlik iş gücü -175-göçünün % 52,4'ünü 0-50 m yükselti basamağında, % 43,2 'sini ise 50-150 m yükselti basamağında bulunan yerleşmelerin aldığı saptanmıştır. Buna karşılık, kesin göç, mevsimlik iş gücü ve günübirlik işçi hareketlerine katılım yükselti ile birlikte artış kaydetmektedir, Örneğin kesin göçlerin % 43,8' i 150-300 m yükselti basamağından, % 28,7 ' si ise 50-150 m yük selti basamağında bulunan yerleşmelerden kaynaklanmaktadır. En fazla günübirlik ve mevsimlik iş gücü veren yükselti basamaklarının ise % 38,8 ile 50-150 m yükselti basamağı ve % 37,8 ile de 150-300 m yükselti basamağı olduğu belirlen- miştir. Göç olgusuna, çalışma alanımızda bulunan yerleşim birimlerinin ekonomik etkinlikleri açısından bakıldığında, göç alan alanlardaki yerleşim birimlerinde egemen ekonomik etkinliğin tarım olduğu görülmektedir. Göç veren alanlarda ise tarım etkinliklerinin önemini yitirdiği, buna karşılık hayvancılık ve işçilik etkinliklerinin önem kazandığı dikkati çekmektedir. Göç olgusuna mülkiyet açısından yaklaşıldığında da, göç veren alanlarda topraksız ve küçük mülkiyete sahip olan aile oranının, göç alan alanlardaki ailelere göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Çalışma alanımızda gerek ova tabanı ve çevresinde, gerekse dağlık alanlarda yer alan kırsal, yerleşmelerin tümü plansız toplu yerleşme karakteri taşımaktadırlar. Bu özellik ova tabanı ve çevresinde tarım alanlarının genişliğine bağlı olarak gerçekleşmiş, dağlık alanlarda ise tarım topraklarının sınırlılığı, halkın bu topraklardan bir arada yararlanmasını, dolayısiyle yerleşmenin toplu olmasını sağlamıştır.Diğer taraftan, 18. yüzyılda yöredeki göçebe aşiretlerin obalar (aileler) halinde iskân edilmeleri de yerleşmelerin toplu bir karakter kazanmasında etkili olmuştur. Yörede, tarım alanlarının genişlediği ve sulama olanaklarının bulunduğu ova tabanı ile birikinti konileri üzerinde yerleşmelerin yoğunluk kazandığı dikkati çekmektedir, Etet düzlük- -176-leri ve tepelik alanlarda da zeytin tarımının yoğunlaşnmasına bağlı olarak yerleşme sayısı yüksektir o Buna karşılık, tarım alanlarının sınırlı olduğu toprakların parçalandığı, kuru tarıma dayalı tarımsal etkinliklerin ön plana çıktığı dağlık alanlarda yerleşme yoğunluğunun azaldığı ve yerleşmelerin dağıldığı gözlenmektedir. Kırsal yerleşme konusuna farklı bir boyut kazandırabilmek amacıyla, köy yerleşmeleri yükselti basamakları, nüfus büyüklükleri ve ekonomik etkinlikler açısından sınırlandırıldığın da bazı dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkmıştır.Nitekim,köy yerleşmeleri yükselti basamakları açısından sınırlandırıldığında toplam köy yerleşmelerinin % 27,7 'sinin 0-50 m.-yükselti basamağında % 23,4 'ünün 50-150 m yükselti basamağında, % 36,2'sinin de 150-300 ıs yükselti basamağında yer aldığı saptanmıştır. 0-50 m ve 50-150 m yükselti basamakları birlikte değerlendirildiğinde, köylerin yarıdan fazlasının (% 51.1) 0-150 metreler arasında ya da ova tabanı, birikinti konileri, etek düzlükleri ve tepelik alanlar üzerinde yer aldıkları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, 0-50 m ve 50-150 m yükselti basamaklarında yerleşme yoğunluğunun artmasının yanı sıra, bu yükselti basacakların da yer alan yerleşmelerin nüfus büyüklüklerinin de ortalama nın üzerinde olduğu dikkati çekmektedir.Bu durum,yüksek nüfusa sahip olan yerleşmelerin daha çok alçak alanlarda yer aldıklarını ortaya koymaktadır. Gerçekten köy yerleşmelerinin nüfus ya. da yerleşme büyüklüğünün yükselti basamaklarıyla olan ilişkisini ortaya koymak amacıyla oluşturduğumuz bağıntıda, yükseltinin artışına bağlı olarak küçük nüfuslu yerleşim birimlerinin ön plana çıktığı buna karşın orta büyüklükte ve büyük nüfuslu yerleşmelerin ise daha çok alçak veya as yüksek alanlarda toplandığı açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Çalışma alanımızda bulunan köy yerleşmeleri ekonomik etkinlikleri acısından da bazı farklılıklar taşımaktadır-Anket -177-uygulamalarından elde ettiğimiz verilere göre, çalışma alanımızdaki köy yerleşmelerinin % 27,7'sin e tarım, %21,3 ' ünde tarım ve hayvancılık %21, 3 'ünde de tarım ve incilik etkinliklerinin önem kazandığı anlaşılmıştır.Yerleşmelerin ekonomik etkinlikleri yükselti `basamakları itibariyle değerlendirildiğinde, tarım etkinliklerinin alçak alanlarda yer alan yerleşmelerde ağırlık kazandığı, yüksek alanlarda yer alan yerleşmelerde ise hayvancılık ve işçilik etkinliklerinin ön plana çıktığı gözlenmektedir.Öte yandan,kırsal yerleşmelerin sahip olduğu nüfus büyüklüğünün değişmesinde, yükselti faktörünün yanı sıra,yerleşmelerin ekonomik etkinlikleri de yükseltiyle ilişkili bir şekilde etkili olan bir başka faktör olarak dikkati çekmektedir. Buna göre, tarım etkinliklerinin ağırlık kazandığı ova tabanı ve çevresindeki birikinti konileri. etek düzlükleri ve tepelik alanlarda yer alan köy yerleşmelerinin sahip oldukları nüfus büyüklüğünün arttığı, yükselti ve eğimin artışına bağlı olarak tarımın önemini yitirdiği dağlık alanlardaki yerleşmelerin nüfus büyüklüğünün ise küçüldüğü belirlenmiştir. Araştırma alanımızda coğrafi çevrenin etkisini yansıtan meskenlerde, yapı malzemesi olarak daha çok taşın ve kerpicin kullanıldığı gözlenmektedir.Özellikle ova tabanı ve çevresin de killi-kumlu toprakların varlığı bu alanlarda kerpicin yapı malzemesi olarak kullanılmasını zorunlu kılmıştır.Dağlık alanlarda ise taş malzemenin bol miktarda bulunması bu alanlardaki mesken inşaatlarında da daha çok taşın kullanılmasına yol açmıştır. Yöredeki mesken planları genel özellikleri açısından birbirlerine benzemekle birlikte, mekan organizasyonları açısından bazı farklılıklar taşımaktadırlar.Dış mekân organizasyonunda, farklı işlevleri üstlenen birimler (ahır. samanlık, ambar, fırın gibi) genellikle avluda yer almaktadırlar, Ancak, tarım etkinliklerinin ağırlık kazandığı yerleşmelerdeki, kır meskenlerinde ahır ve samanlık gibi birimler yer almanaktadır. Mes kenlerin iç mekân organizasyonunda dikkati çeken en belirgin -178-özellik, yörede iç sofalı plan tipinin yaygınlık kazanmasıdır. İç sofalı olarak oluşturulan meskenlerde sofaya açılan oda sayısında sosyo-ekonomik gelişmeye `bağlı olarak belirgin `bir artış gözlenmektedir. Ova tabanı ve çevresinde daha çok iç sofalı ve 3-4 odalı meskenlere sıkça rastlanırken dağlık alanlarda yer alan meskenlerde oda sayısı azalmaktadır. Araştırma alanımız öteden beri bir tarım alanı olma özelliğini korumaktadır. Yörenin coğrafi koşulları, başta zeytin olmak üzere pamuk, şekerpancarı, karışık sebze, tahıl ve baklagiller tarımının yapılmasını olanaklı kılmaktadır.Bununla birlikte, iklim, toprak, morfolojik birimler ve ana materyal koşullarının yöre içinde değişik özellikler taşıması, tarımsal ürünlerin dağılışını ve çeşitliliğini büyük ölçüde etkilemektedir. Törede yetiştirilen kültür bitkilerinin farklı ekolojik koşullara sahip olmaları, onların değişik ortamlarda gruplaşmalarına neden olmuştur.Bu nedenle yörede bazı agro-ekolojik kuşaklar ortaya çıkmıştır. Kültür bitkilerinin ekolojik koşulları ve yayılış alanları doğrultusunda oluşan agro-ekolojik kuşaklar, 1/ 0-30/40 m'de pamuk, şekerpancarı ve karışık sebze tarımının -yaygın olduğu alüviyal alanlar, 2/ Yer yer deniz kıyısına kadar inmekle birlikte, daha çok 30/40-300/350 m'de zeytin tarımının egemen olduğu birikinti konileri, etek düzlükleri ve Neojen tepelik alanları, 3/ 300/350-600 m de tahıl tarımının egemen olduğu dağ yamaçları ve dağlık alanlar- 4/ 600-800 m'de sebze tarımının egemen olduğu yayla zonu, olarak kabaca ayırdedilmiştir. Edremit-Burhaniye ovası ve yakın çevresinde toprakların arazi kullanılışı açısından dağılımı dikkate alındığında, 187,400 hektarlık bir alan kaplayan yörenin % 7,7 ' sini eki- -179-li alanların,% 31,0 'ini dikili alanların % 0,6 'sini nadas alanlarının, %2,9'unu çayır ve mer'aların % 40'ını ormanlık alanların ve % 18,3 ' ünü ise ürün getirmeyen alanların meydana getirdiği görülmektedir. Ekili, dikili ve nadas alanlarından oluşan kültür alanlarının yöre toplam alanı içindeki payı % 38,'dir. Yörede toplam 13,485 hektarlık bir alan kaplayan ekili alanların % 49,3'ü tahıl,% 21,4'ü endüstriyel bitkiler % 20,8'i sebze bahçeleri, % 8,5' i de baklagiller tarımına ayrılmıştır. Ekiliş, alanı bakımından, tahıl alanları içinde ilk sırayı buğday, endüstriyel bitkiler içinde ise pamuk almaktadır. Ekili alanlardan daha fazla alan kaplayan dikili alanların miktarı 58,073 hektardır, Bu alanın büyük bir bölümü zeytinliklerle kaplıdır (% 91,4), Zeytinlikler dışında kalan dikili alanların % 7, 5' ini meyvelikler, % 1,1' ini de üzüm bağları meydana getirmektedir. Yörede adeta monokültür olarak yetiştirilen zeytinin yöre ekonomisine olan katkısı büyüktür. Bununla birlikte, yörede bulunan zeytin ağaçlarının büyük bir bölümü yaşlı ağaçlardan oluşmaktadır, Bu durum yöre çiftçisini büyük bir sorunla karşı karşıya bırakmaktadır. Ekonomik faaliyetler arasında yer alan hayvancılık etkinlikleri yüksek ve dağlık alanlarda mer'a hayvancılığı, ova tabanı ve çevresinde ise ahır hayvancılığı şeklinde yapılmaktadır, Hayvancılık etkinlikleri içinde tavuk çiftliği işletmeciliği de yöre ekonomisine katkı sağlayan bir başka unsurdur. Yörenin tarım potansiyeline bağlı olarak ortaya çıkan sanayi etkinlikleri de yöre ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Sanayi etkinlikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yörede yer alan sanayi kuruluşlarının daha çok gıda sanayiinde yoğunlaştıkları, yapısal özellikleri açısından ise küçük sanayiden oluştukları anlaşılmaktadır. Gıda sanayiini temsil eden kuruluşlar arasında ise, zeytinyağı üretim -180-tesisleri büyük bir önem taşımaktadırlar. Çalışma alanımızda, özellikle deniz turizmine bağlı turizm etkinlikleri 1950' li yıllardan sonra his kazanmıştır. Yaklaşık olarak 35 km'lik bir uzunluğa sahip kıyı kuşağında turizm etkinliklerinin yoğunluk kazandığı bazı alanlar ayırdedilebilmektedir.Sözkonusu yoğunluk alanlarının başında Ak çay ve Ören yöresi gelmektedir. Denize bağlı turizm etkinliklerinin yanı sıra, yörede bulunan Güre ve Derman kaplıcaları ile Pelit içmeleri de sağlık turizmi açısından büyük bir önem taşımaktadır. -181-
dc.description.abstracten_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectCoğrafyatr_TR
dc.subjectGeographyen_US
dc.titleEdremit-Burhaniye Ovası ve yakın çevresinin beşeri ve iktisadi coğrafyası üzerine bir araştırma
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmBurhaniye Plain
dc.subject.ytmEdremit Plain
dc.subject.ytmEconomic geography
dc.subject.ytmHuman geography
dc.identifier.yokid12127
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityEGE ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid12127
dc.description.pages204
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess