dc.description.abstract | -258- 8>ZET Hegel in estetik teorisi île metafiziği arasında sıkı bir bağ vardır,Bundan dolayı. sanat Ye -Sgüsâl5 Kavramlarıyla ilgilenen estetik teorinin iskeletini bu metafizik teori kurar c,Hegel metafiziğinin temel kavramı 'idea'dır.Bu çerçeve içerisinde îdea, var olan her şeyin tözü olarak kavranır mutlak hakikat olarak İdea felsefenin Mr`1 kavramsal ve mantıksal -sistem kurarak kanıtlamak zorunda olduğu özne-nesne özdeşliğidir,Bu mantıksal uranı kanıtlama bir bütün olarak insanî deneyimin felsefî bir bişimde yeniden yapılandırılmasını.amaçlar,Hegelin felsefî spekülasyonun kavramsal olarak açık bir biçimde kanıtladığını iddia ettiği bu özne-nesne özdeşliği9binlerce yıllık insanlık tarihi içerisinde ve hatta doğanın evrimi içerisinde kendi aktüalizasyonunu bulmaya çabalar`Doğal evrimin çeşitli aşamaları ve insanlık tarihinin Çeşitli evreleri bu aktüalizasyonun uğrakları olarak değer taşırlar «,özellikle finsanın doğal varlığından sıyrılıp-.kendisini bir özne olarak ortaya koyduğu tinsel alanda gerçekleştirdiği kurumlar ve etkinlik!er5bu aktüalizasyonun ®n yüksek evreleridir.Bu kuruıa ve etkinlikler arasında,Ideasan gerçekleşirinin formları olarak düşünülen ailefsivil topluîasdevlet?ahlâk9din9felsefe,bilim gibi insanlık kültürünün değişik ve çeşitli cepheleri bulu- aurPŞiffidi bu cepheler arasında sanat etkinliği de ortaya çıkar,, Sanatın diğer tinsel forsalarla bağıntısı sistematiktir-Yani sanat,sistemin nihaî taleplerini karşılamadaki uygunluğuna veya uygunsuzluğuna göre bazı tinsel formların daha üzerinde8başka bazılarının ise daha altında bulunur,. Buna gör e s sanat-, mutlak îin'in ilk evresi olarak»tarihsel deneyimi yeniden yapılandıran hiyerarşik sistem içerisinde içendi yerini bulur..Sanat «Mutlak Sin5in ilk evresidir çünkü sofmantıksal -olarak kazutlaîîsaış aut- lak hakikatiBkendisinin temsil sttiği bir zihin yetisi,yani duyusal kavrayış ssezgi veya imgeleme diye adlandırılabilecek bir yeti sayesinde Dilme ve tanıma tarzıdır`.Sanatın insanlık tarihi içerisindeki`.; f Adamının böyle belirlenmesi j, onu aynı zamanda felsefenin bir konusu kılar,felsefenin kanıtlamaya çalış tığı Idea sanat etkinliği içerisinde, güzellik formunda duyusal --259- sezginin Huzuruna çıkarılmıştır, Bu da, idea1 yi bütün gerçekleşirlerinde kavramaya çalışan feisefenin, -eğer eksik bir kavrayışa ulaşmak istemiyorsa, sanatı kendi inceleme alanından dıştalamaması gerektiği anlamına gelir s Feiseıe, kendi amacına uygun olarak «.sanatı-, öne elikle onun real varoluşunu kendisiyle kavrayabileceği bir teorik norm oluşturacak bir tümel kavram aracılığıyla yeniden yapılandıracaktır,ge- gel9 e göre 9 sanat felsefesinin teorik norm olarak almak zorunda olduğu tek kavram- *güzel veya 'güzellik8 kavramıdır, Bu kavram ojle bir yapıdadır ki, sadece kavramsal bir analiz yoluyla kendi sinden sanatın real varoluşu çıkarsanabilir*,Bu kavramsal analiz, öncelikle. kendi suratıyla güzelliği, sonra doğa güzelliğini ve nihayet sanat güzelliğini, estetik teorinin kendileriyle ilgileneceği temel konular olarak ayırdeder, ilendi sıfatıyla güzellik, idea ve idea'nın duyusal varoluşunun mükemmel birliği ve özdeşliğidir, Ancak bu birlik ve özdeşliğe real olarak ulaşılmak durumundadır, idea, doğanın evrimi içeri sinde* fiziksel ve duyusal olan şey ile kendi birliğini mükemmel bir biçimde gerçekleştiremez -.Bu nedenle,doğa güzelliği »kendi suatıyla güzel kavramının kusurlu bir karşılığıdır çünkü, doğa, İdeasının tam da karşıtı olarak düşünülen şeydir ve idea, doğada, kendisinin açık Dir biçimde tanımamayacağı derecede dışsal fiziksel formların örtüsü altında bulunur,Bu,ideanın kendi duyu sal görünümüyle Dirliğinin., doğada değil, tinsel alanda bulunmak zorunda olduğunu kanıtlar, Bu birlik, sanatın sunduğu tinsel du- yusalıkta mevcuttur, Ç'ünküj sanatın sunduğu duyusal varoluş, ar tık doğacıa olduğu gibi sırı dışsal fiziksel varoluş cıeğil,ama tinsel değerlerle «anlamlarla bezenmiş ^e bu nedenle kendi dış sal fiziksel varoluşunun ötesindekinin içselliğine işaret eden aktüel. ve somut bir varoluş tarzıdır, İdeasnın sanattaki bu duyu sal varoluşunu,Hegel, s İdeal3 diye adlandırır, Böylelikle, İdeal, dışsal fiziksel varoluş cephesi olan formun ve bu cephenin gerisindeki içsel tinsel bir anlama, değere işaret eden içeriğin mükemmel uyumu ve dengesi olarak tanımlanır. Form ve içeriğin mükemmel uyumu ve dengesi olarak İdeal, kendi gerçekleşimini kazanmak için bir tikel ve bireysel sanatlar sistemi olarak tinsel realiteye yayılır, Bu realite içerisinde,-2bO~ sadece İdeal* e bir ulaşma çabasından ibaret olan sembolik sanat tipi re ona özgü bireysel mimarî sanatı g İdeal5 in mükemmel gerçekleşm. olan klâsik sanat tipi t© ona özgü. bireysel heykel sanatı ve nihayet İdeal5 in mutlak hakikati kavramanın bir tarzı olarak aşıldığını haber veren romantik sanat t^piL ve bu tipe özgü üç bireysel sanat -yani resisı-müzik ve şiir sanatları yer al ir, Romantik sanat tipi içerisinde İdeal 'in aşılması s aynı zamanda sanatın ve güzelliğin sistematik olarak kendi hakiki an lamları bakımından işlevsizleştirilmesi olarak anlaşılır,, Çünkü 9 Hegel'in felsefî sisteminin nihaî talebi «-mutlak hakikati t kendi sine en uygun form aracılığıyla kavramaktır »Mutlak hakikat olarak İdea:nın doğası mutlak içsellik ve öznelliktir ve dolayısıyla îâeasyi. bu hakiki doğası bakımından sunmanın ve kavramanın formu da bu doğaya en uygun düşen bir foraı olmak zorundadır ` Bu açıdan bakıldığında, sanatın böyle bir form sunmadığı açıktırf, çünkü j sanat hâlâ kendisinde bir dışsallık ve nesnellik cephesini barındırmaktadır, Bu nedenle 9 sistematik yeniden yapılandırma, sanat formunun temel kusurunu oluşturan bu cephenin kendisinden elimine edildiği yeni bir forma doğru ilerlemek zorundadır,. Şim dim sanattan sonra mutlak hakikati kavramanın daha yüksele bir formu olarak ortaya çıkan şey`Mutlak Iin!in ikinci üyesi ©lan din ve dinsel kavrayış modelidir » Ancak r sanatın duyusal formda kavradığı iç eriği 5 yani Mutlak' ıs kendisine en uygun düşen zihin yetisiyle-yani kavramsal düşünce, ile kavrayan ve dolayısıyla Mutlak5 in hem formu hem de içeriği bakımından tamuygun hakika tini kuran ve ûüzenlejen insanî etkinlik tarzı^din değil c Mut lak Tin* in üçüncü ve en yüksek üyesi olan felsefedir, Bütün bunların sonucu olaraksHegel:in estetiği veya güzel sanat teorisi, bişe sistematik bir yapılanma içerisinde» sanatın ve güzelliğin anlamı 9 konumu r sınırları bakımından belirlenimi! bir açıklama çerçevesi çizen olanaklı bir yanı- tın ne olabilece ği 'konusunda sağlam bir donanım kazandırmaktadır» | |