dc.description.abstract | ÖZET Tanbûrî Cemîl Bey (1871-1916), yaşamı boyunca Türk müziği adına çeşitli etkinliklerde bulunan güzide sanatçılarımızdan biridir. Pek çok çalgı aleti, Onun elinde ayrı bir kişiliğe, ayrı bir renge bürünmüştür. Yaptığı eserler, günümüzde, çok büyük ilgi görmektedir. Tanbûrî Cemil'in bir başka yanı da -sadece tek bir denemeyle yetindiği- yazarlık yönüdür. `Rehber-i Mûsikî` isimli kitabı, 30 yaşındayken 1904 (1321) yılında yayınlandı. Daha sonra ikinci baskısı, 1924 (1341) yılında, ölümünden sekiz yıl sonra oğlu Mes'ûd Cemîl ( 1902-1963) tarafından yapıldı. `Rehber-i Mûsikî`, içerik olarak; genel müzik kuralları, makamlar usûller ve bunlara ilişkin notaları içermektedir. Kitapta; 29 peşrev, 17 şarkı notası verilmiş, 53 değişik makam, 23 değişik usûl tanımı yapılmıştır.Kitap; sesin yüksekliği, tınısı, yüksekliği, notanın kısa bir tarihçesi, anahtarların tanıtımı, Türk müziğinde kullanılan sesler, arızalı ses ler, Türk ve batı müziklerinin kısa bir karşılaştırılması, diyez ve bemol işaretleri, sus işaretleri,puandorg,p,f,pp,ff, cress, decress, bağ staccato, çarpma, tril, senyo kavramlarının tanıtımı, çeşitli aletlerin akord biçimleri ve içerdikleri ses sınırlan, usûller ve uygulanışı, fasıl, makamlar ve sınıflanması ile anlatılanların küçük bir tekrarından oluşan `Hatime ve Hülasa` isimli bir bölümle son bulmuştur. Tanbûrî Cemîl Bey, kitabında bahsettiği Türk müziği perdelerini Rauf Yekta Beyden (1871-1935) almıştır, içerik olarak oldukça düzensiz bir yapıyla sunulmuş kitapta; istenilen bilgilerin bir çırpıda bulunamaması, makam ve usûl sınıflamalarının didaktik yapı ve müzik bilimi adına yanlışlıklan, sürekli eksik cümle ve imla hataları, oldukça yanlış bilgiler bulunmakta, bu haliyle oldukça yetersiz izlenimi bırakmaktadır. Tanbûrî Cemil'in kaleme aldığı bu kitap incelendiğinde; bestecilik ve icracılık yanında yazarlık yönünün oldukça zayıf kaldığı sonucuna varılmaktadır. 103 | |