Show simple item record

dc.contributor.advisorÖzyiğit, Ömer
dc.contributor.authorGürler, Binnur
dc.date.accessioned2020-12-29T07:44:04Z
dc.date.available2020-12-29T07:44:04Z
dc.date.submitted1994
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/348565
dc.description.abstractÖZET Metropolis antik kenti, İzmir-Selçuk yolu üzerinde, İzmir iline bağlı Torbalı ilçesinin 5 km. kuzeybatısındaki Yeniköy ve Özbey köyleri arasındadır. Kent sikke lejantlarına göre bir Ion kenti olan Metropolis 'in ne zaman ve kim ler tarafından kurulduğuna ilişkin yazılı belgelere henüz rastlanmamıştır. Kentin İ.Ö. 3. yüzyılda, Seleukos krallığı zamanında, Ârapkave ve Sinektepe höyük yerleşimlerinin katılımlarıyla geniş bir iskana sahne olduğu düşünülmektedir. Kentin akropolisi Gallesion dağının ön kısmındaki daha küçük yükseltilerden biri üzerindedir. Doğuya doğru genişle yen yamaç üzerinde aşağı kent güneybatıda Yeniköy'ün bulunduğu ovaya kadar devam eder (Çiz.l). Metropolis ören yeri ile ilgili çalışmalar J.Spon, G.Wheler, A.Fontrier ve J.Keil'in yaptığı topografya, tarih ve yazıtlar konusundaki araştırmalarla sınırlıdır. Prof.Dr. R.Meriç 1972-75 yılları arasında Metropolis'te sistematik bir yüzey araştırması yürütmüş ve çalışmanın sonuçları yayınlanmıştır. 1989 yılından bu yana da kentte bilimsel kazılar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar sonucunda kentin Hellenistik dönem yapılarından tiyatro ve stoanın büyük bir kısmı ortaya çıkarılmıştır. Çalışmada yer alan seramikler üç ayrı biçimde ele geçmiştir, ilk grubu stoanın Bizans kulesinin kuzeyinde kalan bölümünde yapılan kazılarda ele geçenler oluşturur. Burada- 1.44 m. ile - 0.50 m. seviyeleri arasında, en alt ve en üst tabakaları sikkelerle tarihlenebilen, İ.Ö. 3. yüzyılın ikinci çeyreğinden İ.Ö.l. yüzyıla kadar oluşmuş bir dolgu vardır (Çiz. 2, 3). 3-21, 24, 25, 34-38, 44, 48-85, 89, 90, 92-94, 96-119, 120-123, 169, 186 ve 187 bu dolguda ele geçen seramik malzemedir. İzmir Arkeoloji Müzesi tarafından Nisan 1946' da mezarlık alanında yapılan kurtarma kazısında ele geçenler de büyük bir grup oluşturur. 1, 23, 27, 125, 130, 134, 146, 148, 149, 156, 158, 159 ve 160-162 bu çalışmada ele geçen Hellenistik dönem seramikleridir. Fakat me zar toplu buluntularıyla ilgili kayıt yoktur. İkinci grubu sistemli kazılar başlamadan önce, 1972- 75 yılları arasında Prof.Dr. R.Meriç tarafından yapılan yüzey araştırmalarının buluntuları oluşturur. 32, 41, 42, 43, 86, 91, 45 ve 46 yüzey araştırmaları sırasında bulunmuş tur. 126-129, 132, 135, 136, 138-142, 147, 152 ve 157 de köylüler tarafından kazı evine teslim edilmiş yüzey buluntularıdır. Bunların dışında kalan seramikler ise 1972-1988 yılları arasında Efes Müzesi' ne satın alma yoluyla gelmiş Metropolis kökenli eserlerdir. Üçüncü grubu satın alma yolu ile Efes Müzesi' ne kazandırılan bu eserler oluşturur. Buluntu durumları yukarıda açıklanan bu seramiklerin tümü ince seramik olarak adlandırılan türdedir. Malzeme Hellenistik seramiğin diğer yerleşimlerde de ele geçen temel gruplarına uyularak ayrılmıştır. Malzeme ve sunulan tarihler Metropolis'teki kazı ve çalışmaların sonucunda elde edilmiştir. Stoanın kuzey bölümündeki tabakaları tarihleyen sikkeler ve mezar toplu buluntuları kronoloji açısından büyük önem taşır. Bunların dışında kanıtların belirsiz olduğu durumlar da, seramikler var olan kriterlere yada temel benzerlikleregöre tarihlenmiştir. İlk grubu basit firnis seramikler oluşturur. Bunlar Attika öncüleri olan formların yerel taklitleri ve prototipleri izleyerek bir gelişim gösteren firnisli ürünlerdir. Hellenistik dönemin çok kullanılan formlarından olan içe dönük dudaklı kâselerin Metropolis örneklerinde (Çiz. 4-7, Lev.l) dudak profilinde üç farklı biçim görülür. İlki içe dönük du dağın gövdeye geçişte keskin bir çıkıntı yaptığı örnekler, ikincisi dudağın yumuşak bir kavisle gövdeye birleştiği örnekler, üçüncüsü dudaktaki kavisin düzeldiği örnekler. İlk iki biçim İ.Ö.3. ve 2. yüzyıllarda, üçüncüsü İ.Ö.l. yüzyılda görülür. Erken örneklerde form gergin, gövde derin, ayak yük sek ve gövde profili şişkindir. Zamanla şişkin profil kaybolur. Metropolis' teki içe dönük dudaklı kâseler İ.Ö.Geç 4. yüz yıldan İ.Ö.l. yüzyıla kadar olan dönemin örnekleridir. Diğer Hellenistik merkezlerdeki gibi burada da Attika öncülerinin izlendiği gözlenir. İçe dönük dudaklı kâseler için şimdiye kadar saptanabilen relativ kriter zaman içinde ayak çapının daralmasıdır. Bu özellik Metropolis buluntularında da izlenir. Ağız çapının yüksekliğe oranının farklılaştığı, erken örneklerde 1:2 iken, geç örneklerde 1:3 olduğu belirlenmiş tir. Kantharos formunda da içe dönük dudaklı kâselerde ol duğu gibi Attika prototiplerinin izlendiği görülür (Çiz. 8, Lev. 2). Üç biberon (Çiz. 9, Lev. 3) ile mürekkep hokkası (Çiz. 9, Lev. 3) ve oinokhoe (Çiz. 9, Lev. 3) basit firnis seramik baş lığı altında değerlendirilen diğer formlardır. Seramiklerin ikinci grubunu batı yamacı seramikleri oluşturur. Siyah yada kırmızımsı kahverengi firnis üzerine kazıma çizgilerle ve sulandırılmış kille yapılmış dekora sahip seramiklerin Metropolis örnekleri krater, kantharos, skyphos ve amphoriskos formlarındadır (Çiz. 10, 11, Lev. 4).Krater, kantharos ve skyphos örneklerinin form ve dekor açısından yakxn benzerleri Pergamon ve Ephesos'da ele geçmiş olanlardır. Bu üç formun Metropolis örnekleri Î.Ö.3.yüzyılın ikinci çeyreğindendir. Bu tarih skyphos formu için şimdiye dek saptanabilen en erken tarihtir. Dekorları açık renk zemin üzerine koyu renklerle yapılan seramikler vazo ressamlığının Hellenistik dönemdeki yeniliğidir. Metropolis örnekleri biri hydria, diğer ikisi pyxis formunda urne olmak üzere beyaz zeminli seramiğin iki ayrı formundadır (Çiz. 12-15, Lev. 5, 6). Hydria beyaz zeminli seramik grubunun bilinen en erken örneğidir. Stoanın kuzey bölümünde sikkelerle İ.Ö.3.yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen tabakada bulunmuştur. Metropolis' teki kalıp yapxmx kâselerin (Çiz. 16-35, Lev. 7-25) büyük kısmını stoanın kuzey bölümünün buluntuları oluşturmaktadır. Burada sikkelerle tarihlenen tabakalarda ele geçen kalıp yapımı kâselere ait parçalar üretimin İ.Ö.3. yüzyılın ikinci çeyreğinde var olduğunu ve Î.Ö.l.yüzyıl içlerine kadar sürdüğünü gösterir. İ.Ö. 3. yüzyılın ikinci çeyreği bu kâselerin kronolojisi için önemli bir veridir. Stoa nxn kuzey bölümündeki buluntuların yanısıra çeşitli tarihlerde Efes Müzesi' ne getirilen kalıp yapımı kâseler arasında aynı mezarda ele geçenlerin olması stil yoluyla yapılan tarihlemelere yardımcı olur. Metropolis 'teki kalıp yapımı kâseler dekorasyon sistemlerine göre çam kozalağı dekorlu, küçük yaprak dekorlu, bitkisel dekorlu, figürlü, konsantrik yarım daire dekorlu, ağ motifli ve uzun taç yapraklı olmak üzere yedi alt başlıkta incelenmiştir. Hellenistik dönemin karakteristik formu olan unguentarium örnekleri Metropolis'te sayıca fazladır (Çiz. 36-41,Lev. 26-31). Buluntu biçimleri nedeniyle bu örnekler diğer merkezlerde, özellikle başka buluntularla beraber ele geçmiş malzeme ışığında kronolojik bir sıraya sokulmuştur. Metropolis 'teki örneklerin gelişimi İ.Ö.Geç 4. yüzyıldan İ. Ö. Erken 1. yüzyıla kadar devam eder. Atina Agorası, Asine, Mykenai, İskenderiye ve Tomis'deki başka buluntularla beraber ele geçmiş örneklerde, ayak uzunluğu ile boynun uzunluğu arasındaki oranın değişiminin tarihleyici bir kriter olduğu saptanmıştır. Başlangıçta kısa olan ayak dönem boyunca uzayarak İ.Ö.l. yüzyılda boynun uzunluğuna eşitlenir. I.Ö.2. yüzyıla ait çok sayıda örneğin bulunması bu yüzyılda kentin genişlemesi ve kalabalıklaşmasıyla ilişkilidir. Unguentarium formu dışında kalan fakat parfüm ya da krem konulmak amacıyla biçimlendirilen kaplar da görülmektedir. Metropolis' teki parfüm ve krem kapları altı ayrı temel formdadır (Çiz. 42, Lev. 32, 33). Tarihleri diğer merkezlerde ki benzer örnekler yardımıyla belirlenmiştir. Mezar hediyesi olan dört minyatür hydria Metropolis buluntuları arasındaki firnissiz örneklerdir (Çiz. 43, Lev. 34). Tanımlanma ve tarihlenmeleri Miletos'daki benzerleri yardımıyla olmuştur. Metropolis ' teki Hellenistik dönem seramiklerinin son grubunu tümü kalıpla biçimlendirilmiş 25 adet kandil oluşturur (Çiz. 44-52, Lev. 35-41). Tipolojik olarak üç grupta toplanırlar: l)Plastik kandil tipi 2)Kalp yapraklı kandil tipi 3)Ephesos tipi kandil. ilk iki tipteki toplam beş kandil Metropolis 'te bulunup çeşitli tarihlerde Efes Müzesi tarafın dan satın alınan gruplar içerisindedir. Bu kandillerin tarihleri başka merkezlerdeki benzer örneklerin yardımıyla saptanmıştır. Üçüncü tipe giren 20 adet kandilden 168 (Çiz. 45, Lev. 35)6 stoanın kuzey bölümünde İ.Ö. 3. yüzyılın ikinci çeyreğine sikkelerle tarihlenen tabakada bulunmuştur ve Ephesos tipinin en erken örneğidir. 186 ve 187 (Çiz. 51, Lev. 41) yine stoanın kuzey bölümünde sikkelerle İ.Ö.l. yüzyıla verilen tabakadan gelmiştir ve Ephesos tipinin geç örnekleridir. Bazı seramik gruplarında Pergamon ve Ephesos' un belirgin etkilerinin olması dikkat çekicidir. Ephesos' un batı ile doğunun birleştiği önemli bir liman kenti olması ve Metropolis 'e çok yakın bir konumda bulunması, Pergamon' un da hem idari ağırlığı olan bir kent hem de bir sanat merkezi olması bu etkileri açıklar. İthal seramik olarak yalnız iki örneğe sahibiz. Form, dekor ve boyut açısından benzerlerinin Delos'da bulunması, hamur renk ve yapılarıyla da Metropolis örneklerinin dışında kalmaları bu iki kalıp yapımı kâsenin Delos' tan ithal edildiklerini gösterir (Çiz. 27, 28, Lev. 16-18). Metropolis 'in Hellenistik dönem ince seramikleri için henüz atölye saptayabilecek durumda değiliz. Fakat form, bezeme, hamur renk ve yapısı olarak ortak özellikler gösterenleri aynı atölyenin yada ustanın işi olarak kabul ede biliriz. Batı yamacı seramiklerinde, kalıp yapımı kâselerde, unguentarium örneklerinde ve kandillerde bu tür saptamalar yapılmıştır. Atölye yada sanatçıya ait damgalara yalnız iki örnekte, pyxis formunda iki urnede sahibiz (Çiz. 13, 14). Form ve süslemeleri Ephesos ve Pergamon etkileri taşıyan fakat sahip oldukları tarzla kendi içinde bir bütün oluşturan bu seramiklerin üretim yerinin Metropolis olduğu cevabını kesinleştirmek için Hellenistik döneme ait seramik parçalarının ince kesit çalışmaları yapılmıştır. Kazılardan çıkan Hellenistik dönem seramiklerinden ha-zırlanan 43 ince kesit polarizan mikroskopta incelenmiş ve mineral içerikleri ile dokusal özellikleri araştırılmıştır. Bu incelemelere göre seramikler iki grupta toplanabilir. I. Grup, çubuksu mika minerallerinin zengin olduğu, ince taneli kilden yapılmış seramiklerdir. II. Grup ise mikaca daha fakir, iri kuvars ve feldspatlardan yapılı, diğerine oranla kaba taneli kilden yapılma seramiklerdir. Örneklerin mineral ve kaya kırıntısı içerikleri (Lev. 42), Yeniköy civarındaki metamorfik kökenli şistlerin çevresinden kaynaklanan kil ocaklarından alındıklarını ortaya koymaktadır.
dc.description.abstracten_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectArkeolojitr_TR
dc.subjectArcheologyen_US
dc.titleMetropolis`in Hellenistik dönem seramiği
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmHellenistic Period
dc.subject.ytmMetropolis
dc.subject.ytmCeramics
dc.identifier.yokid27352
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityEGE ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid27352
dc.description.pages210
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess