The Jewish indentity problem in Philip Roth`s Goodbye, Columbus and The Ghost Writer

Abstract

125 Türkçe özet Amerikalı Yahudi yazar Philip Roth'un Goodbye, Columbus v« The Ghost Writer adla eserlerinde Yahudi kimlik problemini incelediğim bu araştırmanın çıkış noktası, yakarın Amerikalı Yahudi cemaati ve eleştirmenlerince Yahudi aleyhtarlığı yapıyor olmakla suçlanmışıdır. Bunun çalışmamı yönlendiren bir unsur olmasının nedeni ise, bu suçlamanın Roth'un yazın yaşamını derinden etkilemiş olmasıdır. Şöyle ki, yapılan eleştirilere bakınca, bunların edebiyat bağlamında değil, yazarın yarattığı Yahudi karakterlerin Yahudiler hakkında nasıl bir imaj uyandıracağı ile ilgili olduğunu görüyoruz. Varılan kanı Roth'un eserlerinin Yahudi karcı ti görüşleri- körükleyeceğidir. Burada altı çizilmesi gereken nokta, Yahudi kimlik probleminin öncelikle eleştirmenlerin Roth'a karşı aldıkları tutumda beliriyor olmasıdır. Both uğradığı eleştirileri eserlerine sık sık konu etmiş, böylece bu eleştiriler bağlamında var olan kimlik sorununa doğrudan bir ayna tutmuştur. Başka bir deyişle, eleştirmenlerin tutumunda ortaya çıkan kimlik sorunun kendisini yansıtmıştır. Bu yolla hem sorunun üzerine gitmiş, hem ele kendisini eleştirenlere onların yöntemini onlara karşı kullanarak cevap vermiştir. Bu ise, Yahudilerin, var olan olumsuz Yahudi imajlarını inkara dayanan kimlik söylemini alt üst eden bir yöntemdir. Çünkü, sorunu bu inkara dayanan söylemin kendisinde gören Roth, bunu126 eserlerine konu ederek sorunun kendisini ifşa etmiştir. Bu 1 da inkar söyleminin işleyişine tamamen ters düşmektedir. Bu nedenle Roth ağır eleştirilere maruz kalmış ve Amerikan Yahudi geleneğinden dışlanmıştır. Roth ile Yahudi cemaati ve eleştirmenleri arasındaki gerginliğin temelinde yazarın Yahudi kimlik problemini ifşa etmesinin yatıyor olması düşündürücüdür. Roth ve eserleriyle ilgili olarak en çok rahatsızlık uyandıran şey, eleştirmenlerin de açıkça belirttiği gibi, yasarın ererlerinin Yahudi olmayan okurlara da hitab eden yayınlarda yer almasıdır. Yahudi kimliğini karakterize eden bu dışa kapalılık nasıl açıklanabilir? Glazer ve Moynihan'ın da bel.it t iği gibi., bu sorunun cevabını Yahudi tarihinde aramak gerekir. Yaklaşık iki bin yıllık bir sürgün yaşamından ibaret, olan bu tarih boyunca, Yahudiler egemenliğinde yaşadıkları yönetimlerce gettolarda, çıkmaları yasak olan belli bölgelerde yaşamak zorunda bırakılmış, böylece, Yahudi tarihçisi Dimont 'un dediği gibi, adeta tarih dışı bit: süreçte yaşamışlardır. Aydınlanmanın bile çok geç ulaşan etkilerine dek entellektüel ve bilimsel ilerlemeden uzak kalmış, dönem dönem katliamlara uğramış, böylece kendilerine kurtuluş vaadeden kutsal kitaplarına sıkı sıkı bağlanmışlardır.Yüzyıllarca süren bu dışa kapalılık zamanla bir tepki biçimine dönüşmüştür, öyle ki, 19. yüzyılda Rus Çarı Nikola Yahudi toplumunu modernize edecek bazı reformlar yapmak istediğinde Yahudilerin şiddetli reddi ile karşılaşmıştır. Böylece bu dışa kapalı kalma Yahudi kimliğini karakterize eden bir özelliğe dönüşmüş, Yahudi kimliğinin tanımını temellendirmiş t ir. Bu tanım farklı127 olmaya, buna bağlı olarak izole edilmiş, zulme uğratılmış ve savunmasız bırakılmış olmaya dayanıyordu. Ancak 19. yüzyılın sonunda, Rus yönetiminin giriştiği yeni katliamlar nedeniyle göç: edilen Amerika'da bu kimlik içeriğini yitirmiştir. Amerika'nın herkese tanıdığı fırsat, eşitliği Yahudiyi diğerlerinden biri yapmış, böylece Eski Dünya kimliğini geçersiz kılmıştır. Bunun üzerine, kimlik yitimi korkusuyla, yeni Amerikalı Yahudiler eski kimliklerini sürdürme eğilimi göstermişler. Bu amaçla da. Moor e ya da Glazer ve Moynihan gibi araştırmacıların ileri sürdükleri gibi, Yahudi tarihini bu topluluğa yapılan zulümlerden ibaret bir sürece dönüştürmüş, çeşitli Yahudi örgütleri Yahudilerin kimliğini körüklemek amacıyla, her fırsatta Yahudi a ley ta r lığından söz etmişlerdir. Böylece Yahudi toplumunu dışa kapalı kalmaya teşvik etmeye çalışmışlardır. işte bu çabanın karşısında yer alan Roth, tarihin, Amerika ile birlikte Yahudi'nin rolünü değiştirdiğini, dolayısıyla daya ti İmaya çalışılan Eski Dünya kimliğinin gerçekte içerikten yoksun bir yaratıdan ibaret olduğunu vurgulamıştır. Yapılması gereken, Yahudi'nin rolünü Amerika ile başlayan yeni tarihsel sürece bağlı olarak yeniden tanımlamaktır. Eserleri ve makalelerinde bunu sık sık dile getiren Roth, böylece kimliğin değişen tarihsel süreçlere bağlı olarak hep yeniden tanımlanması ve yorumlanması gereken dinamik bir olgu olduğunu, dolayısıyla sabit bir kimlikten söz edilemeyeceğini vurgulamıştır. Yarattığı kahramanlar da hep bu çabanın içinde kalıp, tam da bu128 yüzden, yazarın kendisi gibi, Yahudi aleytarı olmakla suçlanan kahramanlar olmuşlardır.